KAYBEDEN DİYARBAKIR MI, KAZANAN VANDALLIK MI OLSUN?
Hep derim.. Galiba hep demeye de devam edeceğim!
Kadim şehir "Diyarbakır'ın sahibi yok.."
Sahipleneni yok…
Derdiyle dertlenen de yok…
Ki bu sahipsizlik, ilgisizlik bugüne özgü değil..
Yıllar yılıdır vaki olan, ama değişmeyen bir "sahipsizlik.."
Vecize söz haline geldi bu sahipsizliğe dair ifade...
“Diyarbekir taşı gibi bahtı da kara…"
***
Gerek seçilmişi.. Gerek atanmışı..
Gerek sivil toplum örgütü denilen yapılar..
Gerek kanaat önderi..
Gerekse de bizim gibi eli kalem tutanlar dahil!
Ne hazin ki, "sahiplenme, dert etme" adına, kolektif bir çalışma içerisinde olmadığı gibi; "kısır" çekişmenin girdabında kendi kerametiyle meşgul…
Yani çözüm üreten, yol gösteren yok!
***
Bakınız, önceki gün Diyarbakır Söz'ün manşetinde şöyle bir haber yer aldı. "Muhtarın Provokasyonu…"
Haberin mevzusu şu..
Yatırımcı bir kuruluş, Dicle ilçesine bağlı Çavlı (Embel) köyü sınırları içerisinde; "Mermer ocağı" açmak istiyor…
Bürokratik, resmi tüm izinler alınmış; "artık iş makineleri" iş başı yapacak noktaya gelmiş!…
***
Ki Çavlı köyü sakinleri büyük bir sevinç içerisinde!
Ne tarıma, ne hayvancılığa elverişli olmayan, demir girmez taşlık bölge "çıkarılacak mermer taşla" ticarete dönüşecek…
İş, aş imkânı oluşturulacak…
Köydeki, çevre köylerdeki birçok "işsiz burada" istihdam edilecek…
***
Ama gel gör ki!
Çavlı köyü ile sınırdaş olan..
Mermer Ocağı kurulacak alana giden yollardan en kısası olan Bahşiler köyü yolu geçit vermiyor?..
Çünkü, Köy Muhtarı Semih Memiş ile kendine oluşturduğu yandaş birkaç kişi “yol” vermiyor…
"Bölgenin kanayan yarası haline gelen feodal anlayışı" işletiyorlar…
"Bu yolu kullanamazsınız" deyip, ket vurmak istiyorlar yatırıma!…
Yolu ulaşıma kapatıyorlar…
***
Ey Muhtar Memiş.. Peki, meramın ne?
Hiç…
Gerekçesi...
"Hayvancılıkla uğraşıyoruz, hayvanlarımız nerede otlayacak?"
İyi hoş da, bu alanda "ne ot var, ne ekili bir alan var, ne de hayvan otlatılacak bir alan var..."
Denir ya; "Gaye üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek…"
Belli ki "bir rant temini, bir çıkar hesabı var?"…
***
Özetle, aktardığım "Muhtarın Provokasyonu" hadisesi böyle!
İlginçtir, Dicle ve Eğil'deki güvenlik birimlerine bildirilmesine rağmen!
Şikâyet edilmesine rağmen!..
Suç duyurusuna rağmen!..
Ve yetkililerin; "göreve çağrılması" yönündeki serzenişe rağmen; "kim kime dum duma" hesabı..
"Muz cumhuriyetinde" orman kanunu!
***
Kaç gündür bekliyorum!
Kim hadiseye "ne diyecek?"
Ya da hangi makam, yetki ve etki alanına giren mevzuuyla alakalı, "nasıl bir işlem" yapacak?
Ne yazık ki bu alanda, yazıyı kaleme aldığım saatlere kadar "yaprak kıpırdamadığını" söyleyebilirim..
İlgili ve yetkili makamlar; "suspus"..
Görmedim, duymadım, bilmiyorum, kodunda bir tavır sergiliyorlar…
***
Şimdi hal bu iken, denilebilir mi Diyarbakır'ın "sahibi" var?..
Dertleriyle dertlenen, sorunlarına çözüm üreten, birinin ya da birilerinin var olduğunu?
Ne mümkün?
Ama gel gör ki, "meydanı" boş bulduklarında denir ya alayı "mangalda kül bırakmaz?"…
Her şeyden dem vururlar...
***
Ki ağzını açan, yatırımdan, istihdamdan, işten, aştan söz eder…
İş adamlarına, yatırımcı kuruluşlara, "gelin yatırım yapın, ticaretinizi Diyarbakır'a taşıyın?"..
Ama iş, somuta gelince "benim çıkarım nedir?" hesabı güdülmeye başlar!
***
Velhasıl, buradan İl Valisi Münir Karaloğlu'na sesleniyorum!..
Diyarbakır'ın seçilmiş vekilleri..
Hele ki iktidar mensupları…
STK ve Oda Başkanları..
Pek tabi ki, kolluk kuvvetleri..
Polis ve Jandarma..
***
Yüzlerce kişiye iş kapısı açacak, Diyarbakır'ın ticari hayatına milyonlarca lira "kazanç" sağlayacak..
Şehri "mermer" alanında, Türkiye ve Uluslararası alanda "tanıtacak?…"
Bir çok yatırımcı ve iş insanına "örnek teşkil" edecek, yer altı ve yer üstü zengin "madencilik" yönünde sektörel gelişmeye öncülük yapacak, "yatırım hamlesine" fransız kalmayın!
***
Aksi takdirde, kaybeden yatırımcı olmayacak!
Çünkü sermaye ve yatırımcı "güvercin" misali, huzursuzluğa gelmez!
Çavlı olmaz, Diyarbakır olmaz, başka bir kent ve bölge olur?
Kaybeden, Diyarbakır olur, kent ahalisi olur, şehrin ticareti, ekonomisi, işsizi olur…
Ama kazanan kendini "muz cumhuriyetinde" gören feodalite olur..
Muhtar Memiş gibi "rant, çıkar" odaklı vandallıkla geçinen kişiler olur?
***
Bakalım, kazanan Diyarbakır mı olacak, yoksa vandallıkla geçinen feodalite mi olacak?
Şimdilik bu kadar diyorum..
Bekleyip görelim?
Ne demiş Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri..
"Mevlâ görelim neyler, Neylerse güzel eyler...”
***
KEMAL BEY DAVUL NERDE?
Dün izledim, Kemal Bey'i…
Vay ki vay, feryat figan…
Türkiye battı, ülke bitti, millet "aç, perişan, yoksulluk" içerisinde.
Ekonomi dibe vurdu.. Hükümet maaş ödeyemez hale geldi.
Torunumuzun, torunu bile, "borçlandı" deyip durdu!
***
Peki çözüm!
Biz iktidara gelirsek, "her şey düzelir.?"
Ülke kalkınır, millet zenginleşir, ekonomi canlanır?…
Yani yüksek bir rahatlama, olacak?!
İyi de, bunu kim yapacak?
İcraatın başında kim olacak?
CHP tek başına mı?
İttifaklar mı?
***
Kemal Bey'in söylemi, ortaya koyduğu "yönetimsel" eylem stratejisi!
Ne yazık ki, ters-i bir duruma sahip?
Çünkü "icraatın" başı olma gibi bir hedefi yok Bay Kemal'in…
O zaman, demezler mi tokmak sizde ise "davul kimde olacak?"
***
İHALELER ŞEFFAF OLSUN…
Gazete manşet atmış; "Kayapınar kayyımına çağrı; şeffaf olun…" Parti İl başkanlarının da görüşleri alınmış…
İyi hoş, güzel bir mesaj..
Ama, neden sadece "Kayapınar?"
Ve neden araya Karayolları 9. Bölge Müdürlüğü'ne şeffaf olun" sıkıştırması var?
Bir hikmet vardır.. Ama anlamış değilim..
Keşke, tüm kamu kurum ve kuruluşları denilseydi, belediyelerin tümü denilseydi?
Yani, Diyarbakır'da "ihaleler şeffaf yapılsın, terk edilsin pazarlık usulüyle yapılan ihale işlemleri" denilseydi..
Neyse, ben buradan ifade ederek Vali Münir Karaloğlu'na sesleniyorum..
"İhaleler ilana çıkarılarak, şeffaf yapılsın?"
***
GÜNÜN SÖZÜ
Karakteri bozuk insanın, tamiri ve çaresi yoktur…