KAYNAYAN KAZANA DİKKAT!..
Ukrayna odaklı "kazanın" kapsamı, geniş!.. Ondandır ki, çevresini saranlar "işgal ve kurtarıcı" kimliğiyle sahada cirit atanların ekseriyeti "timsah" iştahlı ülkeler!!!… Ve; "çıkar" hesaplı, tarihsel geçmişe odaklı, herkesin kendisine has planları söz konusu!!… O nedenle, hem ateş körüğünden, hem kazanın çevresinden, he mide "içerisinde" pişirilene karşı, çıkarılacak sonuç ve dersler kapsamlı!…
***
Önceki gün Putin ne yaptı!.. Ukrayna'nın Donetsk ve Luhansk bölgelerini tanıdı.. Ki, daha önce de bu iki bölge "özerkliklerini" ilan etmişti.. Yani, kağıt üzerinde Ukrayna yönetimi altında görünüyorsa da gerçek olan; "ayrılıkçı" bir bölge olmasıydı!!.. Rusların "ağırlıklı" yaşadığı bir bölge.. Putin burayı "kendi hükmüyle" tanıyarak, Rusya'ya dahil etti…
***
Tabi, mevzu bugüne özgü değil!.. Tarihsel geçmişi, asırlara dayanmaktadır!… Malum, Kırım Hanlığı 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'ndan alındı.. Yönetimsel ve coğrafik yönde, Çarlık yönetimine geçti!.. Ki, Ukrayna'da "bağımsızlığını" ilan ettiği tarih itibariyle "Kırım'ı" kendi ülkesi, toprağı ve coğrafyası, gördü!…
***
Dikkat edilirse!.. Türkiye de, Ukrayna gibi düşünüyor.. Ve Kırım'ı "Ukrayna" olarak görüyor.. Çarlık döneminin ruhunu yeşertmek isteyen Rusya da, Putin de "tarihsel kazanım" olarak, kendince Kırım'ı kendi toprağı olarak görüyor… Nitekim, Donetsk ve Luhansk'taki durum da aynı!…
***
İşin bu noktaya, "sıcak çatışma" olasılığını an meselesi yapmaya, getiren kim derseniz!?.. Çarlık "ruhunu" diriltme adına enva-i senaryo ve bahane arayışı içerisinde olan Putin'e, kendini meze yaptıran Ukrayna Devlet Başkanı oldu!.. O'nu kışkırtan, proje eden, mevcut durumun kazanın altındaki ateşi körükleyen ise, ABD oldu!…
***
Zelenski, Biden'in, Fransa'nın ve İngiltere'nin "tahrikine ve gazına" gelince; "gerilim" Rusya için, toprak kazanım fırsatına dönüştü.. Ki, denilir ya "hal-i alem orta" yerde!… ABD, NATO ve Avrupa'nın, gelinen aşamaya karşı "sergiledikleri" tutum, "sokak kabadayılığından" öte gitmiyor!… Sonuç neye varır derseniz; 22 Şubat'taki Putin'in "kararnamesiyle" oluşan tablo değişmeyecek!...
***
NATO'da, ABD'de Avrupa'da "timsah gözyaşını" döküp, Rusya'ya karşı "kınama" yapacaklar!.. Şu yaptırım, bu yaptırım deyip, "kendilerine has" diş gösterecekler; ama sonra yine "Emperyal" güçler noktasında, "egemenliklerine" katabilecekleri, yeni topraklara, odaklanacaklar.. Böylece, Ukrayna'dan alınan "iki bölge", Rusya'nın olacak artık!…
***
Peki, Türkiye ne yapacak!.. Türkiye, "NATO'nun" olası, provokasyon, kışkırtma ve öne sürme senaryolarına karşı, hassas ve temkinli olması gerekir!.. Ki Osmanlı'nın son döneminde; harpler bir ders-i ibret!.. Ve de; 70 yıldır NATO üyesiyiz, ama bugüne kadar bir tek an olsun "yanımızda" görmediğimiz oluşuma, "niye" Don-Kişotluk yapalım!…
***
Netice itibariyle!… Türkiye tarihsel kimliğiyle, "Kırım" tutumunu sürdürecek!.. Ukrayna'nın, iki eyaletinin "elinden" alınmasına karşı ortaya koyduğu tavrı haklı bulacak!.. Ancak, Rusya ile "sağladığı" ilişkiyi, bulunduğu blokun da "devletlerin çıkarları" noktasında, bozmayacak.. Koparma gibi bir eğilime, yaptırıma girmeyecek.. Ki girmemelidir de!… Doğru olan; "çatışmanın, gerilimin" içine girip, tarafgirlik noktasında, "hasım yaratmak" değil!.. Sakin ve sulha odaklanmalı!…
**
Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika ziyareti dönüşünde konuştu.. "'Ukrayna'dan vazgeç' deseniz vazgeçemeyiz, çünkü ülkemizin buradaki çıkarları çok ileri derecede. 'Rusya'dan vazgeç' deseniz ondan da vazgeçemeyiz, çünkü onunla da şu anda gerçekten ileri derecede birlikteliklerimiz var. Bizim derdimiz, öyle bir adım atalım ki hiçbirinden vazgeçmeden bu işi inşallah çözelim..."
***
YANIT ARADIĞIM İKİ SORU!?..
Kente dair gündem yoğun, ana mevzular da ekseriyetiyle "akçeli" işlerle alakalı!.. İki tanesini aktaralım, tabi ki herkes gibi bizim de merakımız, ilgili ve yetkili zevatın, ikmale gelen mevzulara ilişkin "cevapları" nelerdir!?.. Bir cevapları var mı yok mu?… Biz soralım!...
***
İLK SORU… Sayıştay, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nden; "kentte yetişen veya yetişebilen ağaçlar ile rayiç bedelleri" hakkında bilgi talebinde bulunmuş.. Talep Sayıştay denetçisinden gelmiş!..
Geçtiğimiz Ocak ayında gelen "bilgilendirme" istemine ilişkin yazıya Belediye yönetimi, yanıt verdi mi vermedi mi bilmiyoruz!. Yanıt vermişse, kamuoyunun da bilgilendilmesi gerekir…
Çünkü, Sayıştay Denetçisinin istemi kent gündeminde!.. Ki Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Samet Ucaman'ın "usulsüz işlemler, ihaleye fesat karıştırma" gibi, iddialarını da hatırlarsak; mevzu "aydınlatılmayı" bekliyor!…
***
Ki Diyarbakır'ın coğrafik yapısına uymayan ve yıllarca denenmesine rağmen istenilen randımanın alınmadığı "palmiye ağaçlarına" da yüklü miktarda para harcanmıştı.? Ki tepkiler de alınmıştı; "paralar heba ediliyor" diye!?..
***
İKİNCİ SORU… Tarihi Sur ilçesinde, inşaatı tamamlanan ve geçtiğimiz hafta, ihaleye çıkarılan Yenikapı bölgesindeki, 52 işyeriyle alakalı, gündeme gelen bir dizi iddialar!.. Naci Sapan mevzuyla alakalı, "duyduklarım" diye sormuştu!…
***
Galiba, henüz " sorulara" ilişkin gelen bir yanıt yok!.. Olsa idi, dile getirirdi!.. "Rant" odaklı, iddialara ilişkin bir de, biz buradan soralım… "Yanıt" almak, ahalinin "zihinlerini" meşgul eden soru ve iddiaları "aydınlatma" babında!…
***
* İhaleye katılım sağlayan kişi, şirket ve kurumların sayısı ne kadar?!…
* İhaleye "teklif" veren kişilerde "öncelik" Sur ilçesinde yaşayan ve yıkımda işini kaybedenlere tanındı mı?!…
* İhaleye katılım gösterenler arasında "siyasi ve bürokrat" şahsiyetler var mı!?…
* İhalede belirlenen "fiyatta" rekabet ortamı yaratıldı mı, yoksa mevcut belirlenen fiyatla mı satıldı?!
* İhaleye katılım gösterip, teklif eden, bilahare vazgeçip teminatını yakan kişi, şirket ve kurum var mı?!
* 52 İşyerinden, ihaleye dahil edilmeyen bir çok işyerinin, akıbeti ne olacak?!..
* Resmi kuruma mevcut işyerlerinden "ihalesiz" verilen, var mı?!
***
Daha çok soru var da!.. Yanıt gelirse, kısmi olarak onlar da yanıt bulur.. Tabi merak ettiğim bir diğer nokta ise; "bu işyerlerinin" Sur'un tarihi dokusuyla ilişkili bir "mesleki işletme" hassasiyeti olacak mı!?.. Bir ARGE çalışması var mı!?.
***
VAR'A VAR'A!…
Şu "VAR" işi fena gıcık olmaya başladı!.. O anda kim ne yapıyor, anlamak zor!.. Hani, Orta hakemin işini kolaylaştıracak, futbolda "kritik pozisyonlara" anında, saniyelik zamanda, karar verici olacaktı…
***
"Pozisyon Ofsayt mı, penaltı mı, kırmızı kartlık mı" her ne ise!.. Bir kaç saniye içerisinde; yakından bakalım, anlaşılması gerekirken!.. Bizim zat-ı muhteremler "dakikalarca" maçı bekletiyor!..
***
Tribünler "homurdanıyor" sahadaki oyuncular "oyun disiplininden ve temposundan" kopuyor.. Yani yükünüyle Var odası, fena bir şekilde "zihinleri de, sinirleri de" bozuyor!.. Sizce…
***
GÜNÜN NOTLARI…
Akıllı insanlar kendilerini heyecana kaptırmazlar, faziletli olanlar kuşku içinde olmazlar; cesur olanlar hiçbir şeyden korkmazlar.