KAYYIMLAR ŞEFFAF OLMALI!…

Ki, "şüphe" odaklı algı, operasyonlarına yenik düşmesin!..

Son zamanlarda; "iyice dikkat" çekici, bir seyir içerisinde, yeniklik!..

"Akıl oyunu" sahnesinde, "üç boyutlu" tuzaklar var!…

 İstisnalar kaideyi bozmaz!..

Ama ekseriyeti; "keyfiyet" arzıyla, bile bile "lades" olmakta!… 

Şöyle ki;

Bir kesim vardır ki; Kayyımların "icraatlarını" sistematik bir biçimde, "siyasi ve ideolojik" mengenede, ezip, anlamsız, kifayetsiz hale getirip, çöpleştiriyor…

***

Bir kesim vardır ki; icraatın, hizmetin mahiyeti ne olursa olsun "töhmet" altında bırakıyor..

İçeride ve dışarıda, şüphe uyandıran, kuşku ile bakılan, "acaba" dedirten, bir hissin uyanışına, körük olmakta!…

***

Bir kesim vardır ki; yapılan her işi "küçümsüyor", kötülüyor, ya da "menfaat" çukuruna sokup, toplumun ekseriyetini "manipüle" ederek, yapılan, edileni kurgusal potada, anlamsızlaştırıyor…

***

Bir kesim vardır ki; "mal bulmuş mağribi" gibi, kayyım faaliyetini "onlar yedi, biz niye yemeyelim" algısıyla; rant devşirmeye çalışıyor…

Ne "götürürsek kardır" aklıyla hareket edip, nasılda bir dahaki seçimde "onlar" gelir, düşüncesi…

***

Bir kesim vardır ki; "Devlet malı denizdir, yemeyen ….

Bilmem nedir" mantığıyla, ki burada "kayyım ve çevresindekilerin" katkısı da yüksek bir şekilde, yolsuzluğa, usulsüzlüğü, rüşvete, suiistimale alabildiğine kapı aralıyor!…

***

Bir kesim vardır ki; kayyım öncesindeki yönetim "yandan, candaş, yoldaş" deyip, ihaleleri "peşkeş ederek" rant sağlıyordu, şimdi neden iktidar partisi ve kayyımı atayan siyasi kadro, mevcut ranttan nemalanmıyor, aklını ileri sürüyor…

***

Daha sayabilecek bir çok "kesimler" vardır..

Ama genel itibariyle; üç dönemlik "kayyımlar" siyasetinde gelinen aşama, bilaistisna diyerek "pekte" salih amelle meşgul olunduğuna ilişkin kanısı söz konusu değil…

***

Yerel yönetimlere ilişkin "kayyım" devrinin başladığı günde, ifade ettim..

Sonrasında, çok kez dile getirdim..

Ve bugün de, aynı noktada, tekrar tekrar aktararak, söylemek istiyorum!…

"Kayyımlar hizmet üretmenin rotasında ana ilkeleri, "şeffaflık ve samimiyet" olması gerekir!…

***

Şöyle ki… Hizmet kulvarında, yönetim işleyişinde, kadro tesisinde, görev "liyakatinde", ehliyet sahibi olmak, ana ilke ve koşul olmalıdır..

"Eş, dost, akraba, gelin, damat, yeğen, kardeş, abla" gibi "ayırımcılık" hiç ama hiç, kabul görmemeli…

***

Hizmet alımları dahil olmak üzere, ihaleyi, alımı, satımı!..

Bir bütünlük içerisinde; hesabı-kitabı açık açık ortaya koyabilmelidir..

Projelerin tercihini de, yer ve zamanını da, tüm gerekçeleriyle birlikte, artısı nedir, eksisi nedir, izah edebilmelidir…

***

Çevresel etkilere takılmadan!.. İster muhalefet, ister algı üretimi isterse de, siyasal iktidarın "söylem ve eylemlerine, istek ve taleplerine" takılmadan, direk olarak halka olup-biteni doğru şekilde anlatabilmelidir!…

***

Hatta daha da ileriye giderek!..

Her ne yapılıp, yapılacaksa "arka planına" odaklı, planın da muhtevasını, istişare odaklı anlatabilmede imtina etmemelidir!…

Kuşkuya, tereddütte, şüpheye "meyil" verici olmamalı, bilakis bertarafına odaklanmalıdır…

***

İDARECİLERİN VASIFLARI

Tabi, "kayyım müessesinin" şeffaflığından söz ederken, "idarecilerin" vasıflarını da irdelemek lazım!…

İdarecilerin, değerli hasletlerinden bazıları şöyle..

O idareci...

Adaletli, akıllı, cesur, cömert, yumuşak huylu olmalı…

Vefalı, şefkat ve merhametli…

Ve sabırlı, affedici, şükredici, itidalli, bilgili, namuslu ve de vakarlı olması gerekir!…

Çünkü Adalet O idareci için de, idaresindekiler içinde, toplum için de "sulhun" olmazsa olmazıdır!…

Yani, İdarecide bulunması gereken özelliklerin en değerlisi adalettir.

Adalete, iyiliğe itaate sebeptir ve ülfeti doğurur.

Çalışanların mutluluğu ve huzuru, idarecinin, düzenli olması derecesine göredir.

İdare iyi ise elemanlar da iyi olur.

İdareci, elemanların durumlarını iyi takip etmeli, hak ettikleri ücretleri, işlerine ve seviyelerine uygun olarak zamanında ödemelidir! Yoksa hizipleşme baş gösterir.

***

Gelelim Akıl'a… Akıl sayesinde kişi; hakkı bâtıldan, iyiyi kötüden ayırır, yanlış karar vermez.

Bir olayın meydana gelmesinden sonra savunma tedbiri alana akıllı denmez.

Akıllı kişi, olay meydana gelmeden çare ve çözüm arayandır.

Ve Cesaret…

Cesur idareci, şirketini kem gözlerden korur, bekçiliğini iyi şekilde yapar.

Aynı zamanda idaresi altındakileri de her türlü haksızlıktan korumuş olur.

Cömertlik..

İhtiyaçlarını arz edenleri sevindirmektir..

Herkesin durumuna uygun gerekli iyilik ve ihsanda bulunmaktır..

Yumuşak huyluluk, güzel vasıflardandır.

Normal yemek şifa ve gıda, tıka basa yemek hastalığa sebep olduğu gibi, sert davranış ve şiddet; dostları, düşman eder.

İdareci için her yerde ve her işte yumuşaklık göstermek uygun olmayabilir.

Bunun için âmir durumunda olanlara daima yumuşak davranmalıdır!

Bozguncu tabakadakilere genel olarak sertlik de göstermek gerekir.

Alt tabakadakilere de yerine göre sertlik yerine göre yumuşaklık gösterilir.

 Onun için “Suçlulara şiddet göstermek, seçkin ve dürüstlere de yumuşak davranmak lazımdır..

***

Büzür Cumhura “Bir hükümdar nasıl başarılı olur?” demişler.

O da şöyle cevap vermiş:

İyilere, ileri gelen seçkinlere samimiyet ve dostluk göstermek, halka sevgisini açıklayıp onları kendisine bağlamak fakat, biraz korku da verip tesirli bir davranış göstermek, adi kimseleri ise gerçekten korkutmak suretiyle hükümdar başarılı olur.”

Vefa..

Vefa, ömür boyu ve öldükten sonra da sevgiyi devam ettirmektir.

Peygamber efendimiz (Ahde vefa dindendir) buyurdu.

(Hakim)

***

Doğruluk…

Yalancılık ne kadar kötüyse, doğruluk da o kadar iyidir.

(Doğru konuşan, doğrulukla iş yapan kâmil insandır) buyurulmuştur.

İslamiyet’in üç temel direği hak, adalet ve sadakat, yani doğruluktur.

Her işin nizam ve intizamı doğruluk iledir.

Şefkat ve merhamet ise…

İdareci herkesten daha çok şefkatli ve merhametli olmalıdır.

Çünkü hadis-i şerifte, (Halka merhamet etmeyene, Hak merhamet etmez) buyuruldu.

Peki ya sabır…

Sabretmek, kurtuluşa sebep olan güzel huylardandır.

Sabır, peygamberlerin hasletlerindendir.

Sabır, acı ise de meyvesi tatlıdır.

Affetmek…

Yalan söyleyerek özür dileyeni bile affetmek müstehaptır.

Affetmek çok faziletlidir.

Şükür…

Şükür, her nimetin Allahü teâlâdan geldiğini bilip dil ile de hamd etmektir.

Allahü teâlânın emirlerini yapıp yasak ettiklerinden sakınmak şükretmek olur.

İnsanların hidayeti için çalışmak şükür sayılır.

Aceleden kaçmak..

Ceza vermekte acele etmemeli, affa uğrama imkanı doğabilir.

Mükafat vermekte acele etmek fertlerin itaatlerini kuvvetlendirir.

Ağırbaşlılık..

Normal işlerde ağırbaşlı olmak ve yavaş hareket etmek.

Çünkü normal işlerde yavaş olmak, emin adımlarla yürümeyi sağlar.

Namuslu olmak…

Kötü söz ve işten uzak olmaktır.

Vakar…

İdarecinin vakarı, heybeti düşmanları korkutur, eşkıyayı sindirir, saygı duymaya sebep olur.

Ya çirkin huylar..

Çirkin huylardan bazıları…

Zulüm, Bilgisizlik, Cimrilik, İsraf, Sözünde durmamak.

Yalancılık, Gıybet, Hiddet, Kibir, Büyüklenmek, Haset, Acelecilik, Şaka, Lüzumsuz gülmek, Ahdi bozmak.

İdareciyi perişan eden üç hastalık:

Keder, üzüntü, şuursuzluk.

İdareci, cahillerden uzak durmalıdır.

***

Peki cahil nasıl bilinir?

Şu vasıflara haiz olanın cahil olduğu anlaşılır:

1- Düşüp kalktığı arkadaşına zulmeder.

2- Kendinden aşağı olanın hakkını çiğner.

3- Düşünmeden konuşur.

4- Üstünlük sezdiği kişiden yüz çevirir.

5- Hep üstün olanlara bakıp galip gelmek ister.

***

Cahil olan da bilgisiz olur.

Şu altı şey de cahilin bilgisizliğine delil sayılır:

1- Her şeye çabucak hiddetlenir.

2- Faydasız söz söyler.

3- Hak etmeyen kişilere bağışta bulunur.

4- Sırrını yayar.

5- Herkesi güvenilir sanıp itimat eder.

6- Dostunu, düşmanını ayırt etmez.

***

Sonuç itibariyle…

İdare, bir bahçeye benzer.

Bahçe sahibi gece gündüz o bahçenin bakımına, geliştirilmesine ne kadar dikkat ederse ve bu ne derece gerekli ise idarenin devamlı bir şekilde terbiyesine dikkat etmek gerekir.

Bahçe sahibi, bahçede meydana gelen işe yaramaz dikenleri, çalıları ayıklar; bunları bahçenin etrafını çeviren sınıra, duvarlara yerleştirir.

Böylece bahçedeki zararlı ot ve dikenler temizlenerek mahsulün verimli olmalarına sebep olur.

Ayrıca dışarıdan gireceklere mani olur.

***

GÜNÜN SÖZÜ

- Gül verenin elinde gül kokusu kalır