KAZAN FENA FOKURDUYOR…
AK Parti'nin Diyarbakır "kazanı" yine fena şekilde fokurdamaya başladı..
Taştı taşacak gibi…
Doğrusu kimse "vücut bulan olumsuz tabloyu” beklemiyordu?..
Çünkü, Diyarbakır’a özgü olarak;
Herkes bir "sulh" sağlanacağını bekliyordu…
"Partide iyi şeyler olacak" umudunu taşıyordu?..
Artık "eski tas, eski hamam olmayacak" diyordu?..
İl, Kadın Kolları, Gençlik Kolları "değişikliğiyle" yeni bir sayfa açıldı fikrine bakıyordu?..
Parti İl Yönetiminde "eskiler yeniler" harmanlandı artık küskünlük, dargınlık, iç ve dış "hasımlık" olmayacak?…
Uyumlu bir çalışma atmosferi olacak?..
Milletvekilleri de..
Parti İl Yönetimi de…
Ve Parti Genel Merkezi de…
"Uyum" noktasında, yeni köprüler inşa ederek yol yürünecekti?..
Yani "adamcılık" olmayacak..
***
Hele ki, "efendimcilik?"..
Ceket ilikleyen..
"Hacı abi" peşinde koşan bir anlayış, zühul edilmeyecekti?..
Kibir olmayacaktı…
İstişare önem kazanacaktı?..
Tevazu "olmazsa olmaz" olacaktı!...
Partiye "yük olma" değil, "Partinin" gidişatında "yük alma" şiarıyla, "gün bugündür" denilecekti?!…
Partiye, parti teşkilatına, üyelerine "halel" getirecek hiç bir "akçeli" işe girişilmeyecek!…
Tevessül edilmeyecek…
Kapalı kapılar ardında "organizasyonlara" gidilmeyecek…
Eden olursa, adından söz edilen her kim olursa olsun; "deşifre" edilip, kapı önüne konulacak..
Yani aforoz edilecekti!…
***
Makam, mevki, kurum, adam kayırma gibi kimse kendisine "kurtarılmış" alan, inşa etmeyecek…
Bu kurum benim..
Şu kurum senin..
Şu benim yakınım, şu akrabam "kartvizitine" son, "çökme" olmayacaktı!…
İş Kur'un "işçi alımına" parti vizesi istenilmeyecekti!…
Kimse "pasaport" kuyruğuna girmeyecekti..
Ve daha sayabileceğimiz nice olumsuzluklar..
Kısacası toplumun, kent ahalisinin "mustarip" olduğu "çıkar ve menfaat" odaklı, iş ve işlemlere "taviz" verilmeyecekti…
Bu minvalde genel bir beklenti, düşünce ve sözler vardı!…
Ben bile "umutlu" bakıyordum!..
İl Başkanı Şerif Aydın adına...
Nitekim, "teşkilat" değişimiyle alakalı yazımda dile getirmiştim?..
"Bir şeyleri değiştirebilecek gibi…!"
***
Ama sonra; ne hazindir ki, benim gibi niceleri gidişat noktasında "sükut-u hayale" uğradı!
Çünkü hiçbir şey "beklenilen" mecrada seyir almadı, almıyor?..
Bir hizipleşme…
Bir kutuplaşma…
Bir kibirlenme..
Bir "her şey benim, ben yarattım" diyenlerin çokluğu!
Bir ali-cengiz oyunudur tutturulmuş gidiliyor yani!!!…
Kim sorumlu?!…
Kim bunları organize ediyor!?.
Kim Partinin iç kazanının" altındaki ateşi körüklüyor..
Ya da kimler "kazana" seri mahiyetli bir şeyler atıp, taşırmak istiyor doğrusu anlamak zor!..
***
Hele ki son bir kaç haftadır "yaşanan" olaylar var ki; akla ziyan!…
Enva-i çirkinlik barındırıyor...
Dedikoduların…
İddiaların…
Şaibeli hal ve hareketlerin halk deyimiyle "bini bir para" misali..
Yenilir-yutulur değil!...
Üreme gösteren; gölge başkanlar, gölge temsilciler de denir ya vaziyetin "mikseri..!
Şaşan şaşana...
***
Velhasıl..
Çok da işin derinine girmek istemiyorum..
Dost acı söyler kabilinde…
Özellikle "kişilere" odaklanmadan, "yaşananlar ve gidişatın frensiz haline" dikkat çekmek istiyorum!..
Naçizane tavsiyem de şu…
İvedilikle "iç ve dış etkenlerin" yarattığı girdabın daha bir genişlememesi için!..
Kazanın taşmaması için…
Alttaki ateşin fazlaca "gürleştirilerek" körüklenmemesi için!…
Gelen-gideni aratır sözünün "tekerrür" etmemesi için..
Şura mahiyetiyle "şapkalar" öne konularak "ne oluyor, ne bitiyor" sorgulamasına gidilmeli!…
Arıza-i durumlar, tespit edilmeli..
Sonrasında çözüme odaklı üstün bir irade ortaya konularak, "var olan" yaralara neşter atılmalı..
Yoksa!…
Yoksası herkesin malumu olsa gerek..
Denir ya "kazan taştığında" herkes ortaya çıkan tabloya vakıf olur..
Ki o zaman da "geçmiş olaaa" denir!…
***
GAZİ YAŞARGİL "KÖRDÜĞÜM!?"…
Ne yazık ki öyle…
Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi "enva-i girdabı" barındırıyor…
Hal-i durumu, "fenalık" geçirtiyor..
Başı dağınık, buhran içerisinde…
Hem idari yönde..
Hem kurumsal işleyişte..
Hem de çalışanlar noktasında tam bir "psikolojik" vakıaya dönmüş durumda!!
Dönemsel "travmalar" yaşatıyor…
"Sağlığın" kalbi sürekli "teklemede!" diyelim!
Dün olduğu gibi bugün de; "işleyiş" aynı!…
***
Ve yine, kentin gündemi!…
Konuşuluyor, tartışılıyor, sorgulanıyor..
Ama hakikatlere odaklanan yok!…
Ne bürokratik yönde..
Ne de siyasi kurum yönünde "inisiyatifle" çözüme odaklanan yok!..
Hep kısır çekişme..
Başhekim Muhammet Asena görevden alındı..
Bir yılda, 3 başhekim!…
Asena'nın "görevden" el çektirilmesi" tartışılıyor..
4 Başhekimin "istifası"..
Ve sosyal medyada "Asena göreve" kampanyasının sırrı!!..
Çok şey okutup, söyletiyor?
***
Beri yandaki fısıltılar…
Dedikodular...
Sağlık Kurulundaki "işleyiş" rant odaklı...
Randevu sistemi…
Medikal…
Ve diğer bazı akçeli işlerle alakalı, "iddiaların" yoğunluğu da konuşulmuyor değil!!…
Siyasilerin "aktiviteleri?"..
Kurumsal politize olmuşluk..
"Kör" bir düğüm kimliğini kazanmış durumda Gazi Yaşargil Hastanesi!..
***
Son durum nedir derseniz…
Bir taraftan adli süreç başlatılmış..
Bir taraftan idari süreç..
Nitekim Bakanlık Müfettişleri kolları sıvamışlar "olup bitenlere" odaklanarak!
Anlayacağınız..
Gazi Yaşargil Hastanesi bir süre daha kentin ve bizlerin "gündemi" olacak gibi..
Bekleyip görelim!…
Denir ya "karamanın koyunu, sonra çıkar oyunu?"…
***
GÜNÜN SÖZÜ
Ayağına batan dikenler aradığın gülün habercisidir