KESİNTİLER BIKTIRDI!
Hakikatten.
Ama,
Hakikatten gına geldi şu son günlerdeki DEDAŞ'ın hal-i durumu.
Yersiz ve zamansız revaç gösteren elektrik kesintileri.
Değil,
Bir kaç günde bir.
Nerde5 yse, saat başı, dakika başı olacak düzeye geldi; bu rezalet gösteren sıkça kesintiler.
İnanın,
Öylesine "öfke kusucu" bir bıkkınlık veriyor ki, kabul edilemez!
Bakın,
İki gün önceydi, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu bize konuktu.
Misafirliğe gelmişti.
Tabi, Söz TV’ye de konuk ettik.
Jeneratör ve Güç kaynağımız olmasına rağmen; iki kez dakikalar arayla uğradığımız elektrik kesintisi.
Nitekim
Tarım ve Köy İşleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker'de Bayram arifesinde konuk iken aynı mevzu yaşandı.
Ki,
İl Valisi Mustafa Toprak'ta Bakan Eker ve Vali Mutlu'nun bulunduğu esnada kendileri de hazırdı.
Ve elektrik kesintilerine de birebir şahit oldu.
* * *
Doğrusu;
Bunları yazmak istemiyordum.
Çünkü;
Birileri diyebilirdi ki, "kendi yaşadıkları sorunu" yazıyorlar diye.
Ama,
Şu bir kaç gündür aldığım yüksek dereceli eleştiri ve tepkiler yazılması gerektiğine karar verdi.
Şunu da samimiyetle ifade edeyim.
Dün sadece saat 14.00 ila 17.00 arasında.
Yani sadece üç saatlik süre zarfında aldığım telefon sayısı 50.
Tabi salt benle görüşenler.
Haber merkezi veya telefon santraline mevzuuyu anlatanlar hariç.
O nedenle; mevzuuyu bugün kale aldım.
Hepsinin ortak ifade ve isyan duygusu; "DEDAŞ'ın" ömür çürüten elektrik kesintisiydi.
"Bıktık. Vallahi bıktık bu elektrik kesintisinden."
Kentin her yerinden bu ses yükseliyor.
* * *
Kayapınar mı,
Bağlar mı,
Yenişehir mi,
Sur içi mi..
İlçeleri de sayarsak.
Hele Merkez köyler.
Velhasıl,
DEDAŞ'ın "zulmüne" uğramayan yok gibi!
Düşünüyorum;
Yaşadığımız çağ.
İkmal edilen yönetim anlayışı.
Ve en önemlisi de, hizmete dayalı imkânların eksiksiz oluşuna rağmen; yaşanan ve yaşatılan durum; kabul edilmez.
Mesela,
Peyaz'ın 357'inci sokağı.
Bağların 5 Nisan Mahallesi.
Şehitlik, Ben-ü Sen. Suriçi, Hançepek.
Cumhuriyet.
Fiskaya mahalleleri.
Karanlığa mahkûm edilmiş haldeler.
Muzdarip.
* * *
Bırakın,
Bizi "karanlığa" mahkûm etmeyi, evde çalışır "elektronik" cihazımız kalmadı.
Hepsi;
Kullanılmaz hale geldi.
Artık "mum ışığında" yaşıyoruz.
Garip olan bir başka sorumsuzluk ise;
Kurum yetkililerinin "soruna" gösterdiği hassasiyet!
Mesele,
Dikkate alınmadığı gibi "alay edercesine" çözüm üretmeyen cevapların verilmesi de ayrı bir durum.
Şöyle diyorlarmış;
Havalar soğudu, millet "ufo"lara yöneldi. Kaçak elektrik kullanan çok.
O nedenle; trafolar devre dışı kalıyor.
Enerji hatlarında, kesinti oluşuyor.
Elimizden gelen bir şey yok."
* * *
Doğrusu;
Bu ifadeleri ve öne sürülen savları kendimi bildim bileli aynı eksende gerekçe olarak gösteriliyor.
Lakin doğru değil.
Keyfi bir uygulamadan, ya da başka bir "düşünce" ihtiva ettiğindendir kesintiler.
Önceki akşam,
Vatandaşa öylesine "bıkkınlık" getirmiş olacak ki öfkesini sokağa da yansıttı.
Bağlar,
Sento caddesini trafiğe kapattılar.
"Elektrik kesintileri yeter" diye.
Abdulcemil Çiçek, mağduriyetlerini dile getirerek şöyle diyor:
"Yaklaşık bir haftadır elektrik kesintisi yaşıyoruz.
Hayat Bağlarda tamamen felç olmuş halde.
TEDAŞ ya gelsin elektrik sorununu çözsün ya da gelsin trafolarını götürsün.
Biz mum ışığında idare ederiz"
* * *
Velhasıl;
Büyük bir zafiyet söz konusu.
Ha birde,
Şu sokak lambaları.
Yani, şehir girişindeki aydınlatma.
Sahi neden;
Sabahın ilk ışıklarında sönmüyor da. Bazen öğlene kadar; yanık kalıyor.
Galiba;
Bunun hikmeti ve faturası 'vatandaşa kesilen elektrik kesintisinden" karşılanmakta.
Bir de;
Özelleştirilmesi vaki.
İhalesi yapıldı.
Bundan sonra, DEDAŞ'ı kim işletecekte belli.
Ama aldığım bazı bilgilere göre "ciddi bir de" harcama var.
Tabi bu harcama; "elektrik kesintilerini" asgariye indirmeye mi yönelik, yoksa başka bir durum mu?
* * *
Şimdi biraz da;
Kesintilerden muzdarip olup ta "kaçak elektrik" kullanımına devam edenlere serzenişte bulunalım.
Duyuyorum;
"Elektrik nasıl olsa bedava deyip, mutafa bile ufo koyan var".
Beyler el insaf.
Hani derler ya; "vur dedik, öldür demedik ki".
Neyse!
Bıkkınlık getiren şu elektrik kesintisiler artık son bulsun!