KİLİT PARTİLER!…
Millet İttifakı için; "kimler" kilit parti!.. HDP mi, İyi Parti mi, Saadet mi?… Yoksa; "ittifakın" kurucusu, CHP 'mi?.. Doğrusu; yüzde 50 artı bir sistemine odaklı; "tüm partiler", sonuç odaklı, kilit parti!.. Biri diğerisiz, diğeri obursuz olmaz!…
***
Hep ifade edilir.. Ki bir çok yazımda da, dikkat çekerek bu kulvarın" kilit partisi HDP'dir.. HDP olmadan; yüzde 50 artı biri yakalamak, Millet İttifakı için "imkansız!.." Peki, İyi Parti "kilit parti değil mi?"… İşin "kurucusu" olmadığına göre; kilit parti!… Demek ki, İyi Parti olmadan ipi göğüslemek zor!…
***
Ki, Saadet Partisi de!.. Oy yüzdeliği en düşük oranda olsa bile; yüzde 50'e ulaşmada "muhtaç!.." Onun için de CHP'nin kurucusu olduğu "Millet İttifakı" ne HDP’siz, ne İyi Partisiz ve ne de Saadet Partisiz; olamaz!.. İkisi yeter, biri eksik olsa demek zor!?..
***
Gelecek ve DEVA'nin kapısı da çalınmıyor değil.. Onların da dahli olabilir.. Öyle ya; "her şey hesap" odaklı!..
***
Doğrusu; "işin kilit noktası ya da ittifakın kilidi" nettir.. O da, İyi Parti HDP'nin "ittifakında", HDP İyi Parti'nin "ittifakında" resmi kimlikle, yer alabilir mi?…
***
Hazırda, "zıt" çıkışlar var.. Ki, "ipler çürük…" Koptu kopacak?.. Ha bir de, Akşener'in "adaylık" söylemi.. HDP'nin üçüncü blok olabiliriz, "politikasını" sesli gütmesi!… Kemal Kılıçdaroğlu'nun "adayım" sözünü sıklaştırması!… Özü itibariyle, Millet İttifakı'nın seyri "labirentin de" ötesinde bir hal almaktadır?..
***
Lakin, mevcut siyasetin gidişatı "hasımlık" üzerine giderek inşa ediliyor olması der demez şu ifadeyi ikmale getiriyor; "alayı" binaya girişteki kilidin, dişlileri.. Bir diş dahi kırık ya da, eksikse; o binaya giriş ne mümkün?… Yani yüzde 50 artı bir için "ittifaklar" firesiz olmalı!…
***
HDP'Lİ BAYANLARIN EYLEMİ!…
Eylemciler HDP'li bayanlar.. Eylem yeri, İzmir.. Eylemdeki maksat; "Taliban karşıtı" olmak!… Tepki, eylem karşıt fikir ve düşünce, siyasi duruş, herkes için "demokratik" bir haktır… Ama bu hak; başkasının inancını, giyimini, kuşamını, düşüncesini, fikrini "hakir" görme yetkisini vermiyor.. Hakkı da; yok!…
***
Resimde görüldüğü gibi!… Bir grup HDP'li "seküler" bayan!… Eylem öncesi, "siyah çarşaflara" bürünmüşler.. Peçe takan ar.. Kimi de, kapalı manto giymiş!.. Sonra, orta yerde, polisin aldığı güvenlik çemberi içerisinde; "üstlerindekilerini" çıkarıyorlar!…
***
Basın açıklamasını okuyorlar!.. Ardından, Kürtçe slogan atıyorlar… "Jin, Jiyan Azadi…" Yani "Kadın, Yaşam ve Özgürlük!"… Basın açıklamasındaki "cümleler" ve sonrasındaki üstlerindeki fora etmelerinin çıkardığı sonuç; "bu nasıl bir ucube anlayıştır?"… Anlamak mümkün değil...
***
Aslında, İzmir'deki bu HDP'li bayanların "Taliban'a karşı" sergiledikleri protestodaki tavırları, ortaya koydukları görüntü; "İslam'ın kadına örtünme emrinin gereğine" karşı durmaktır.. O inancı "yok saymaktır?"…
***
Kaldı ki, Taliban demek "isteyenin istediği kıyafeti giymemesi" demek olduğunu da, kadını da, erkeği de, oradaki yaşayanlar da bilmekte!..
***
Ama, Türkiye'de Taliban'a karşı protestoda "çarşaf giymeyi, İslam’ın kadına örtünme emrini" yerine getirmeye çalışanları "hakir görmek!" demokratik bir, eylem ve duruş değildir!…
***
Kaldı ki, HDP'li kadınlar bu ucube eylemlerini seküler yaşamın üst seviyede olduğu İzmir'de değil de, Diyarbakır'da, Batman'da, Şırnak'ta, Hakkari ve Van ile Bitlis'te yapabilirler mi?… Yapamazlar!…
***
Çünkü, Doğu ve Güneydoğu'nun herhangi bir ili ve ilçesinde yaptıklarında; "İngilizlerin yapamadığını siz mi yapacaksınız" tepkisiyle karşılaşacaklarını çok iyi biliyorlar?
***
ABD'Yİ Bİ TARTIŞIN YA!…
Denir ya "ağzı olan konuşuyor?".. Evet, Afganistan'la alakalı, herkes konuşuyor.. Özellikle; "küresel medya!.." Özellikle, sol, sosyalist, seküler, "siyasi" aktörler de!… Varsa yoksa; Taliban'ın "hareketleri" konuşuluyor, tartışılıyor; eleştiri okları boca ediliyor!…Ne deniliyor.. "Dünya diken üstünde.. Korkulan oldu.. İşte Taliban.. İşte, Taliban vahşeti, zulmü!…
***
İyi de, 20 yıldan buyana Afganistan'da "vahşi" işgalde bulunan!.. Her türlü, dehşeti, vahşeti, iğrençliği, sömürüyü, talanı yapan!… Ülkeyi "örgütlerin" üreme merkezi, "suçluların" karargahı, "uyuşturucunun" üretim, dağıtım arenasına çeviren; "insanları birbirine" kırdıran, ABD hiç ama hiç konuşulmuyor..
***
Sanki bir "zihin kontrolü" var!… Peki, ne oldu da ABD Afganistan'dan çekildi… Ve neden, ABD çekilirken "bütün askeri teçhizatlarını" uçaklarını, tanklarını, toplarını, zırhlı araçlarını geride bıraktı!.. Tüm bunlar; "nasıl oluyor da" bir gün içerisinde; Taliban'ın ele geçirdiği bölgelerde, yer alıyor?!
***
Suriye'deki DEAŞ vahşiliğini de hatırlarsak!.. Bir günde; DEAŞ Musul’daki "askeri teçhizatları" ele geçirip, Irak'tan Suriye'ye 400 kilometre yol alarak, geçiş yaptı?… ABD o tarihte de, Irak'tan çekilme kararı almıştı?.. O dönemde de, hep DEAŞ konuşuldu, kimse ABD'yi konuşmadı?..
***
Şimdi de, Taliban'dan bilmem şundan, bundan, şu örgüt, bu yapı, şu oluşum denilerek; "korkular" üretiliyor!.. Ne hazindir ki; kimse ABD'nin olay öncesi ve sonrasındaki "zalimliği", dile getirmiyor!?.. Kimse; havaalanında ezilenleri, uçağın kanadına sarılanların yüzlerce metreden yere çakılmasını, o bebeğin, o kadının vahşice ölümünün gerçek müsebbibini, konuşuyor mu?. Değil!…
***
Ki ülkemizdeki yaygın medya da; zihni kontrol edilmiş şekilde olup-biteni okuyor!… Muhalefetteki partiler de; aynı rotada!… Ne yazık ki, "celladına aşık" misali; asıl müsebbip, asil zalimi gören, konuşan, tartışan, sorgulayan yok!… Zalimin zulmüdür, "zalimleri" üreten!…
GÜNÜN SÖZÜ
Yarını iyileştirmenin tek yolu bugün neyi yanlış yaptığını bilmektir.