KISITLAMALAR!…

Yeni kısıtlamalar geldi.. Hafta sonu da, "sokağa çıkma yasağı" var.. Bakıyorum, kimseden "çıt" yok.. Eee; "eden bulur" boşuna denilmiyor… Biz, müsebbip olmadık mı?. Keyfiyet içerisinde, fütursuzca, boş vermişlikle.. İşin ciddiyetine "limon" sıkma haliyle, ciddiyetsiz takıldık.. Yani, kısıtlamalara davetiye bizden çıktı!…

***

Müdavim okurum, Ahmet'in düştüğü not gibi.. Bu "kısıtlamalar az bile.. Daha radikal, keskin tedbirler şart.. Çünkü, ölüm, hastalık gibi vahim bir salgını, önemsiz gördük.. Patır patır insanlar ölüyor.. Dün 190, diğer gün 185.. Her gün 30 bin hasta.. Bu virüsü yayan biz sorumsuzlarız.."

***

Ne yazık ki!.. Peki, kısıtlamaların ekonomik faturası kime… Ne yazık ki o da, "orta direk"… Özellikle de, esnaf.. İş, aş, ticaret, "kepenk" indirme noktasına geldi… Fena bir fatura ödemesinde, Esnaf.. Bakkalı, manavı, lokantacısı, kafesi, kahvehanesi.. Toplu taşıma araçları bile..

***

Kısıtlamalar.. Ve ekonomik bedel.. Tabi ki sosyal ve manevi bedel.. Hepsi; kimin yüzünden… "Tuzu kurular" demeyeceğim.. Çünkü kalmadı… Devlet, millet, ülke olarak; "yaşanan ve yaşanılanlar" tamamen; yukarıda dile getirdiğim "ciddiyetsiz karakteri" ruhunda yaşayan pervasızların yüzünden!..

***

Vahşi yaratıklar gibi!… Dört bir taraftan çullandılar.. Onların hışmına uğradık.. Ki hala da uğruyoruz!… İşte, yeni kısıtlama ve alınan tedbirler; bu yüzden!…

***

Şükürler olsun ki!.. Tüm bu "ciddiyetsizlerin cibilliyetsizliklerine" rağmen, virüse, bulaşa, pandeminin saldırganlığına karşı büyük bir savaş veriyoruz.. Devlet ve millet olarak.. Asil milletin ortaya koyduğu basiretle; bu savaşın galibi ve zafer bayrağını dikeceğiz..

***

Bunun için ana kural ve ilke "sorumluluk ve o sorumluluğun sorunsuz olarak yerine getirilmesidir.." Maske, sosyal mesafe ve temizlik.. En önemlisi de, yüksek moralle "tedbir ve kurallara" uyacağız…

***

Felaket tellallarına.. Moral yıkıcı siyasilere.. Salya akıtıcı "korona iktidarı" götürecek diyebilecek kadar, cibiliyetsizleşenlere… Ölü sayısı bu kadar değil, çok ama çok fazla iktidar gizliyor diyerek; "zihin bunaltanlara"… Ülkeyi sattılar, milleti sattılar "orduyu sattılar" diyebilecek kadar, rezilleşenlere!..

***

İşte bunlara da odaklanmayacağız!?. Prim vermeyeceğiz. Ne dediklerine bakmayarak, yüksek moralle "yarınlara" odaklanmalıyız… Ne diyor Sağlık Bakanı Fahrettin Koca.. 11 Aralık itibariyle aşıya başlıyoruz.. Önce sağlıkçılar, sonra vatandaş.. Ve; aşılar ücretsiz olacak..

***

"Her şerde bir hayır vardır" inancına sahip bir millet olarak!.. Bu felaket sonrasında; çok daha güzel şeyler olacağını ümit etmeliyiz.. Krizi fırsata çevirme zekası ve inancıyla; "davamızı" ikmale getirmeliyiz!…

***

ESNAFIMIZI SAHİPLENELİM?..

Cibiliyetsizlerin, işgüzarların, sorumsuzların yüzünden yaşadığımız hal-i vaziyetin faturasını; "orta direk ve esnaf ödüyor" dedik ya!… İşte burada bir dayanışma şart… Ödenen ve ödetilen faturanın ağır yükünün "sosyal devlet ve sosyal yerel yöneticilik" anlamında; paylaşmak lazım!…

***

Esnaf zor durumda!… Önceki gün, Diyarbakır'daki bazı sivil oluşumlar, bir çağrıda bulundu.. "Esnafımızı sahiplenelim.." Ki, Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Alican Ebedinoğlu da, ilk günden itibaren; "çığlık çığlığa ifade ediyor, "dayanışma, yardımlaşma, sahiplenme, esnafa nefes aldırabilecek maddi destek gerek.."  (Başkanın testi de pozitif.. Tedavisi devam ediyor.. Geçmiş olsun.. Acil şifalar diliyoruz)…

***

Bu minvalde, önceki gün Gaziantep'ten bir haber aldım!.. Belediye Başkanı Fatma Şahin.. "İyi günde, zor günde, bir ve bir arada olmalıyız" şiarıyla, esnafın yanında yer alınmış… Yasaklar, kısıtlamalar nedeniyle; "kapanan, kapatılan, iş yapamaz" olan, esnafla bir araya gelinmiş!… İstişare yapılmış!?.

***

 

Alınan karar!.. Berber, kahvehane, çay ocağı.. Yani, küçük esnafa… Tedbir amaçlı esnafa bin 500 lira destek.. İşyeri sahipleri ve çalışanların meskenlerinde kullandıkları suda yüzde 50 indirim.. Paket servisi yapamayıp kapanan, Belediyeye ait kiracılardan, kira alınmaması!.. Tabi bu destek- Büyükşehir Belediyesi'nden.. İlçe belediyeleri de aynı, "duyarlılık" içerisinde..

***

İşte tam bu noktada diyorum ki!.. Peki ya, Diyarbakır Büyükşehir Belediyemiz.. Ki, "Esnafların sorunlarına" ilişkin Türkiye'nin "tek Daire Başkanlığı" bulunan bir belediye olması hasebiyle.. İlçe Belediyelerimiz.. Ve hepsi, "siyasi" değil, kayyım noktasında.. "Sosyal devlet, sosyal belediyecilik" ilkesiyle; bu minvalde bir "kardeşlik, sevgi ve paylaşım, birbirimizi anlamayla" dayanışma gösteremez miyiz?…

***

"İyi günde, kötü günde, hastalıkta, sağlıkta" bir ve beraber olabilme adına, Diyarbakır'a özgü bir model geliştiremez miyiz?… "Varını veren utanmaz.. Vermeyen utansın" diyoruz ya… Hasılı kelam, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili.. Ki İl'in de Valisi.. Sur.. Kayapınar.. Yenişehir.. Başkan Vekilleri, aynı zamanda Kaymakam… Bağlar, AK Parti.. Ve taşra belediye ile kaymakamlar!…

***

Yekvücut olup; kısıtlamaların, yasakların "bel büktürdüğü" esnafa, "can suyu" anlamında; yardımlaşma ve dayanışma içerisine giremez miyiz?.. Bugün siz, yarın biz!?… Hep böyle olmadı mı?… Hadi; "dayanışma desteği" için istişareye!..

***

Bİ AYMAZLIKTIR GİDİYOR?..

Muhalefetin de bir "raconu" olması gerekmez mi?. Bence gerekli.. Ama ne yazık ki, bizdeki muhalefetin anlayışı; "ilkesizlik" üzerine!.. Ne racon, ne ilke, ne de ahlaki bir duruş?.. Yok…

***

"Ordu'yu sattılar.. Türkiye'yi Katar'a peşkeş ettiler.. İstanbul artık Türkiye'nin değil, yabancıların.. Toprağımız vatanımız elden gitti.. Bunlar, Türkiye'yi de satışa çıkardılar.."

***

Şu İstanbul Borsası'nın yüzde 10'luk hissesinin satışıyla, alakalı şimdi ne diyorlar… Önce, "nasıl satarsınız, nasıl verirsiniz" deyip durdular.. Rakamlar açıklanınca; bu kez dedikleri ne?.. 200 milyon dolar olur mu?.. Çok ucuz!..

***

Eee.. Çünkü; Borsa'nın kasasında, 16 milyar lira nakit var?.." Yahu, bir dediğiniz diğerini tutmuyor… "Şecaat arz ederken, sirkatin söyler merd-i kıpti" misali, bunlarınkisi…

***

Dün ne diyorlardı!… Ülke battı.. Tek kuruş para kalmadı.. Merkez Bankası bile kapısına kilit vuracak… Ha bire para basılıyor, yetmiyor.. Kara gün için, saklanan paraları da tükettiniz.. Yani hazine tamtakır.?"

***

Şimdi ne diyorlar?.. Borsa İstanbul'un kasasında; 16 milyar lira var.. Yok, şu örtülü ödenekte bu kadar para var… Merkez Bankası'nın, rezervi var da, niye buraya harcanmıyor deniliyor?. " Tüm bunlara dair gel de çık "rezilliğin" içerisinden..

***

Neyse ki; ahali artık palavralarına kanmıyor, inanmıyor… Dikkate de almıyor!?.

Yoksa, muhalefet "muhalefetsizliğinden" yakınıp, durur muydu?….

GÜNÜN SÖZÜ

Komşunla kavga etme, misafir gider ama o kalır!…