KURBAN BAYRAMI VE ŞEYTAN RUHLULAR!…

Bakıyorum!.. İslam’a hasım olan, zibidi mahallesinin lağım gezginleri!.. O riyakar, o iki yüzlü, o tiksindirici ruhlarıyla laf sıralayıp duruyorlar.. Son bir kaç gündür; sesleri daha bir yüksek çıkıyor.. Özellikle kurban kesimi üzerinden, ahkam kesiyorlar!…

***

Kendilerince kurban kesimi bir koz, buradan yükleniyorlar İslam’a!… “Yine mi hayvan katliamı yapacaklar?… Yine mi binlerce koyun, öküz, koç kesilecek?.. Yine mi Türkiye’nin dört bir tarafı mezbahaneye dönecek? Yine mi hayvanlara işkence edilecek, yine mi öldürülecekler?” Yine mi yine mi diyerek başlayan cümleler!..

****

Yok, kurban kesmeyin.. Yok adak adamayın.. Onun yerine şeker dağıtın, pasta, çörek dağıtın?.. Onun yerine bilmem, şunu yapın, bunu edin gibisinden, izahtan ırak, önermelerde bulunuyorlar..  Enva-i salya akıtıyorlar.. Bir halk deyimidir.. Denir ya “dinime laf eden bari Müslüman olsa?”.. Aynen de öyle!?.. Ne inanç var, ne de din ve ne de saygı?

***

Bakıyorum bunlara!.. Alayı et obur.. Ve alayı da, her akşam bir kebapçıda, hopur, hupur mideye indiriyor koca koca biftekleri, pirzolaları, kuşbaşıları, kaburgaları.. Yani bilumum kebaplar!.. Kaldı ki bu iki yüzlülüklerini de, utanmadan, sıkılmadan, kendi sosyal medya hesaplarından paylaşıyorlar ustamızın sunumu diyerek, bir de işi beleşe getiriyorlar…

***

Hani şuna, tavır koyup tepki verseler, insan belki bir noktada anlar ve hak da verir, tahammül gösterir?.. Deseler ki; hiçbir kurban kesimi hayvana eziyet edilmeden, yapılsın!.. Hiçbir kurban kesimi her eline bıçağı alan tarafından yapılmasın.. Hiçbir kurban kesimi; bilgisiz, eğitimsiz kişi tarafından, ulu orta yerde gerçekleştirilmesin?. Bunlara eyvallah der insan!..

***

Eğitimli, bilgisi, işinin ehli kasaplar tarafından kurbanlar kesilsin deseler!.. Elinde bıçak, koç kovalayan, boğa kovalayan, kesilecek öküzle boğuşanlar olmasın deseler!.. Bunlara dair, laf etseler, eleştiri getirseler ilgili ve yetkili zevata seslenip, güvenli ortamlar oluşturulsun, sağlığa önem verilsin cümleleri kursalar, eyvallah deyip, söylediklerinin altına imza atarsın!?..

***

Ama yok!.. Dert bu değil ki?.. Onlarda ki dert; İslam’dır.. Ve İslam’ı, dini vecibeleri, Müslümanların gelenek ve göreneklerini hakir görmektir.. Öcü mahiyetli, bir süreçle hem mevcut neslimize, hem de gelecek nesillere dini değerlere olan bağlarını, zayıflatmaktır.. Özetle onların hesapları insani, vicdani değildir tamamen şeytanidir…

***

Bunlara yazı girişinde tanımlama getirdim!.. Şeytanın ruhunda yer edinmiş olan yer yüzünün ne kadar aşağılık karakteristik özellik içeren riyakârlık, sahtekârlık, tutarsızlık, sinir bozuculuk, bağnazlık, göstermelik, tiksindiricilik” alayında mevcut.. Ve alayında karaktere dönüşmüş?.. İki yüzlülere ne derseniz deyin; yüzlerine gelen tükürüğe yağmur yağıyor derler..

***

Velhasılı kelam!.. Böylesine ulvi, böylesine kutsal, böylesine müstesna bir zaman dilimi içerisinde, çok daha yüksek dozajlı manevi duyguları estiren bir yazı kaleme almam gerekirken; bu salya akıtıcılarına laf yetiştirme zorunda kaldığım için de, hayıflandım… Ama diyeceksiniz ki, şeytanı gördüğünüzde illa ki taş atmanız gerekir!..

***

Kurban kesmek, et yemek, karın doyurmak değil.. Özünü oluşturan ruh; paylaşmaktır.. Kendin nasıl mutlu isen, başkasını mutlu etmektir; bayram!.. Hz. İbrahim, sırf yaradanına duyduğu aşk ve iman şuuruyla dilediği adak için biricik oğlu İsmail’i kurban etmek isteyişindeki, inançtır Kurban’ı toplumsal olarak, benimsemek!…

***

Birliktir, beraberliktir, güzelliktir, kaynaşmadır, paylaşmadır, sevgidir, saygıdır, hal hatır sormaktır, neşedir?! Tok açın, açın da toktan haberdar olmasıdır, dünyevi imkanları bölüşmektir.. Can ve canan olabilmektir.. Ailelerin büyük sofralarda, kalabalık halde bir ve iri olmalarını sağlayan, dini bayramlarımızdır ve müstesna günlerimizdir?!

***

Netice itibariyle; bizi biz edip, ümmet şiarıyla kutsayan bu müstesna Kurban Bayramı’ını paylaşmanın, ekmeği bölüşmenin sevinciyle, rahmanıyla, izanıyla, vicdanıyla bir ederek.. Yaşayacağımız ve yaşatacağımız; nice ama nice Kurban Bayramlarını hep birlikte idrak etmenin duasıyla.. Kurban Bayramınız mübarek olsun!..

***

AZICIK SİYASET…

Malum, Kurban Bayramı süresince sizlerle hasbi hal edemeyeceğiz.. Tabi Pazartesi günü yeniden birlikte olacağız.. Onun için de; azıcık siyaset deyip, öyle, bayram tatiline girelim…

***

Ne diyor, Meral teyze.. Kemal bey’den ödünç aldığı 15 milletvekili için.. Diyor ki; “Hayatımın en büyük paşmanlığıdır?..” Bu pişmanlığın partide yarattığı etki; ayakta alkış?.. Gördük Kurultay salonundaki, o alkış tufanını..  Akşener bu etkiyi gördüyse; sorun yok..  Yeni bir başlangıç haber; “taban da hoş geldiniz der”.. Ama değilse; ilk durakta indirilir..

***

Vaziyet bu iken, Kemal bey ne diyor?. “Pişman mı, ya da bin pişmanım diyor mu?..” Yok.. Bilakis “Benim yaptığım her hamle, adım, masa kurma, işbirliği, hepsi doğru.. Zerre-i miskal yanlışım yoktur.. O kadar.. Ve de nokta..” Sakın ha; yanlışın var demeyin?.. Özeleştiri yok, nafile!…

***

Ama oğlu, ne mahir(!).. Konuşuyor.. Ama öyle böyle değil.. Lakin konuştuklarının bir tek kelimesi oturduğu koltuk, aldığı görevle alakalı değil.. Garip olan da bu!.. Eee onu da İstanbullular düşünsün, biz değil!..

***

Peki ya Babacan!.. O da diyor ki; “Kimseye borcumuz yok.. Helalinden kazanmış 15 milletvekilimiz var?”..  Helal mi, değil mi, onu Kemal bey çok daha iyi biliyor?!…

***

GÜNÜN SÖZÜ..

İtin akılsızı kurban bayramında sılaya gider…