KÜRT MESELESİ, HANGİ MECRAYA HAVALE?

Evet,
"KÜRT MESELESİ" yeniden güvenliğe mi havale ediliyor?
Yoksa,
Biz mi "ahkâm" içerisinde, tozu-dumana katarak, endişeye kapılıyoruz.
Sizi bilmem!
Ama,
Ben geçmişin de ders-i ibretiyle bir hayli "kaygı" içerisindeyim!
Ancak,
Bu kaygım siyasal iktidarın "top yekûn" mevzudan, el çektiği anlamında değil.
Sürecin,
Zorladığı bir hal mi, yoksa birilerinin nam-ı hesabına mı, o belli değil.
Lakin,
Ciddi noktada söyleniyor; "Kürt sorununa" askeri ve polisiye önlem mi geliştiriliyor noktasında?
Ürküten,
Atmosferin içerdiği soru ağır ve hassasiyet içerdiği gibi, ciddi manada kafa da kurcalamıyor değil.
Ki son,
Günlerde bu minvalde "düşünmeye" başlayanların, sayısı da hızla artmaktadır.
Ne oluyoruz?
Ya da Türkiye nereye gidiyor diye?

* * *

Aslında,
Bizleri o haliyetti ruhiyete sokan, ard arda gelişen ve kimi noktada göz ardı edilen "olayların" iç dünyasıdır.
En önem arz edici de;
Olayların "seçim" süreciyle birlikte, farklı konseptlerle tırmanış göstermesidir.
Ve siyasal iktidarın da;
Yaşananlara karşı üslup ve strateji değişimine ilişkin emareler vermesidir.
Tabi bir de;
Süreci "işleten" ve akıl kilitlenmesine neden olan etkenler var ki, "nasıl olur?" dedirtiyor.
Özellikle olayların bir birinden farklı şekilde "zincirleme" gelmesi.
Vuku bulan,
Mevzuya "anlam" yüklemeye çalışırken bir bakıyorsunuz ki o tezi çürüten bir başka olay gelişiyor.
O nedenle;
Diyorum ki sürece ilişkin mevzuları üst üste getirirsek.
Sanırım;
O zaman beyin kemirici hadisenin "içtihadı" daha Berrak bir hal alır.

* * *

BİRİNCİSİ: ASKERİ OPERASYONLAR

PKK eylemsizlik kararını 15 Haziran'a kadar uzatmıştı.
Bölgede, operasyonel tansiyon normal seyir içerisinde idi.
Ne oldu da,
Karların erimeseliyle, "askeri" hareketlilik, hız kazanarak operasyonlar başladı.
Çatışma,
Silah sesleri ve barut kokusu yeniden, dağlardan yerleşim yerlerine doğru esmeye başladı.

* * *

İKİNCİSİ:  SOKAK GÖSTERİLERİ

Yayılım gösteren,
Ve sokağın tansiyonunu yükselten bu atmosfer, ölümlerin gelmesiyle birlikte saldırgan yapı kazandı.
Üstüne üstlük,
Gözaltı operasyonları da, sıklaşınca! YSK'nın, "provakatif" kararı da, eklenince.
Güneydoğu,
Yeniden 1990'lı yıllarla gelişen 2000'de doruk halini olan benzer bir yapı aldı.

* * *

ÜÇÜNCÜSÜ: KÖRÜKLEYİCİ CİNAYETLER!

YSK'nın,
Kararına ilişkin gösterilerde Bismil'de ölen İbrahim Oruç'un, infazı!
Tunceli'deki,
Çatışmada öldürülen 7 PKK'lının, bölgede yarattığı etki-tepki hali.
Yüksekova'da,
Geçtiğimiz hafta, PKK ile Hizbullah'ı yeniden çatışma ortamına sürükleyen.
Mustazaf-Der Şube Başkan Yardımcısı, Ubeydullah Dera'nın, öldürülmesi.

* * *

DÖRDÜNCÜSÜ: KASTAMONU SALDIRISI

Tabi,
Ölümler sadece bir eksende, kalmadı. PKK'nın içerisindeki, farklı oluşumlar da, silaha sarıldı.
Kastamonu'da,
Başbakan Erdoğan'ın seçim konvoyuna yönelik, pusu kuruldu. Burda bir polis memuru öldürüldü.
Ve bu olayların ardında,
Bölgenin birçok noktasında "çatışma" ve karşılıklı, taciz ateşleri!

* * *

BEŞİNCİSİ: SİVİL İTAATSİZLİK EYLEMLERİ!

Hassasiyet,
İçeren bir nokta da, BDP'nin sivil itaatsızlık eylemleri! Kurulan çadırlar.
Ve,
Cuma günleri "meydanlarda", namaz kılınması!
Ancak,
İlk etapta Sivil İtaatsizliğin devamı noktasında, kurulan Çadır'lara ses çıkarılmadı.
Sonra,
Bir bir toplatıldı. Farklı polisiye gerekçeler, oluştuysa da!
Sürecin,
Oluşan yangınına, kıvılcım oldu.

* * *

ALTINCISI: İKTİDARIN ADAY TERCİHİ?

Bir önemli,
Beyin zonklatan, "Kürt meselesindeki" aksiyon, AK Parti'nin aday tercihi!
Mevcutların,
Değişimine toplumun gösterdiği memnuniyete karşı, "hayal kırıklığı" yaratan, yeni isimler.
İsimler,
Kişi ve karakter noktasında "sorgulamanın" ötesinde, tanınmama, Kamuoyunda, pek aşina olmamaları.
Bu nedenle;
AK Parti, Güneydoğu'ya "yüz mü" dönüyor, mülahazalarını geliştirdi.

* * *

YEDİNCİSİ: BAŞBAKAN'IN ÇIKIŞLARI?

Kürt meselesi,
"Benim meselem. Çözüm de, iktidarımıza nasip olacak?" açıklamalarıyla, Gönül tahtı alan Başbakan Erdoğan'ın son çıkışları.
Özellikle;
"Milliyetçi" duyguyu öne çıkarıcı, söylemlerde bulunması.
Bir nevi,
Yüzünü büsbütün ülkenin batısına ve ortasına döndürücü "siyasi" söylemlerde bulunması, "seçim" stratejisi olarak görülebilinir.
Ama genel;
İntiba ve gelişen kanı, Erdoğan Güneydoğu'yu "gözden çıkardı" söylemine ilişkin.

* * *

Velhasıl;
Tüm bunlar "aksiyon" anlamında, toplumsal gerilime neden olmaktadır.
Ancak;
Sürecin hangi noktada, "bütünlük" sağlayacağı, en çok kaygı getiricidir.
Belirsizlik vaki.
Evet,
Orta yerdeki resmin detay figürleri böyle.
Ama,
Dün AK Parti Diyarbakır Milletvekili Adayı Galip Ensarioğlu'nun bir açıklaması oldu.
Düşündüren,
Ve bölge açısından farklı bir "seyir" içeren, şu söylemi de, konuşulmalı.
Eğer;
Bugün operasyonlar artmışsa, hedefinde AK Parti vardır!
Sokaktaki,
Vatandaşın dillendirdiği gibi, O da diyor:
Bir yıldır yapılmayan operasyonlar, seçime bir ay kalmışken yapılıyorsa bunun amacı bellidir.
AK Parti'nin,
Oylarını düşürmek, baraj altında kalacağı kesin gibi görünen MHP'yi barajın üstüne çıkarmak.

* * *

Haklı, bir serzeniş!
Çünkü, Güneydoğu'da her askeri ve polisiye operasyon!
Ve dağdan gelen her cenaze!
İster,
Asker ve diğer güvenlik görevlileri, polis cenazesi olsun!
İster,
Elinde silah, dağda olan Kürt gençlerin cenazeleri olsun.
Hangi kesimden;
Cenaze tabutları şehre gelirse gelsin.
Toplumda,
"Kör ateşi" gibi yürek yaktığı gibi, tepkileri de körüklemektedir.
Bu da,
Seçim süreciyle AK Partinin oy kaybetmesidir.
Doğal olarak ta;
MHP'de,
BDP'ye de seçim sath-i mailinde "oy artıran" etken olmaktadır.

* * *

Hadiselerin,
Sirayet alanı ve zincirleme halini bu şekliyle, aktardıktan sonra.
Diyorum ki;
Her ne "amaç ve düşünce" üzerine kurgulu, bir gelişim dayatılıyorsa.
Buradaki;
"Ana kural" Güneydoğu'nun "barışçıl" sakin ve birleştirici atmosferi.
Hele;
Demokrasi ve demokratik doku açısından, sağlanan süreç, "birilerinin" uykularını kaçırıyor.
Planlarını,
Bozduğu gibi "maddi ve manevi" çıkarlarını da, sekteye uğratıyor.
Bu nedenledir ki;
Tarafların "derin" kanatları, farklı konseptler üreterek, "kaygılara" neden olmaktadır.
Onun için;
Uyanık ama bir o kadar da, "sağduyulu" olup, duygu tahribatı "ağına" düşmemeliyiz.
Çünkü;
Kürt meselesi "çözümü de, varlığı da, pozitif ve negatif" yönleri de!
Hep,
Belli bir "çıkar ve menfaat" sektörü olarak, alışıla gelmiştir.