KURUMSAL POLİTİZE OLMUŞLUK!…

Bir kurum için..

Bir makam için..

Ve tabi ki idarede bulunan, zat için!..

Veba gibidir; "Politize" olmuşluk!..

Tıpkı, Kovid-19 gibi..

Yakalandı mı, sirayet etti mi; "iflahı" mümkün değil..

Önce kuluçkalaşır..

Sonra yayılır..

Güvenilmezdir..

Gayri ciddidir..

Yalancıdır..

Dahası, yolsuzluğun, usulsüzlüğün, rüşvetin, enva-i hilenin, mekirin kurgulandığı, bir kimlik kazanır?…

Tepeden tırnağa; "bulaştır..."

***

O Kurum!..

O Makam..

O İdaredeki zat!..

Hele ki, "vesayet" altında ise..

Siyasi abilerin..

Hacı abilerin..

Nüfuz edicilerin "sömürgesi" altından, kendini kurtaramaz!..

"Ali babanın çiftliği" misali, kurumsallaşırlar..

Kazandığı kurumsal kimlik "Devlet malı deniz …." hal-i durumu, zihinlerde, kutsallaşır..!

***

Hal bu olunca!..

Toplumda genel kanı bu minvalde yer edinmişse "kurtuluşu" mümkün değil..

İster ağzıyla kuş tutsun, isterseniz dünyanın en dürüst, en şeffaf, gerçekçi, temiz, ahlaki rotada yürünsün…

Halk deyimiyle, "ismi çıkmışsa dokuza, inmez sekize" misali, "itibarsızlıktan kurtulması zordur..!'

***

 

VAHİM BİR BOŞVERMİŞLİK VAR!..

Hem de nasıl bir boş vermişlik!…

"Ölüme, ölümcül virüse" sokak jargonuyla; "tilili" çekiliyor..

Hemen her gün, buradan Kovid-19'la alakalı, bir iki satırlık cümleyle, mevzu ediyorum..

Ki ahali olarak, düne kadar "pür" dikkat idik!..

Öyle ki!..

Akşam olunca, her şey bir kenara bırakılırdı..

Tek beklenti, bugünkü "Kovid-19" tablosunda ne var, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ne diyecek..

Ölen kaç, hasta sayısı kaça çıktı, kaç test yapıldı..

***

Karantina..

Filyasyon..

Yasaklar..

Okul…

İş.. Esnek çalışma..

65 yaşın sokağa çıkma saatindeki sınırlama..

Hafta sonu "sokağa çıkma yasağı" ilan edilir mi?.

Merak mı, hassasiyet mi, işin ciddiyetine eğilim mi, ne derseniz deyin!…

***

Ama bugün!…

Herşey "kanıksanılmış" vaziyette; boş vermişlik kulvarında, seyrediyor..

İşte, Diyarbakır'ın Yenişehir semti..

Sur ilçesi..

Hele ki, Melikahmet ve Gazi caddesi..

Ofis..

Bağlar'ın Sento Caddesi, Sağlık Ocağı..

Dörtyol..

Akşam saatlerinde, 75'inci yol güzergahı!…

***

Ne maske, ne sosyal mesafe?..

Ne de herhangi bir telaş, sorumluluk, uyarı, yok!?..

Bir rehavet, bir rehavet!.. 

Öyle ki, virüsü, hastalığı "mevsimsel bir grip" olarak, görülür haline gelindi..

Yani büyük bir "cinnet hali" söz konusu!..

Vur patlasın, çal oynasın mekanların doluluğu da ayrı bir garabet!..

***

.. Ve şimdi yeni tedbirler!..

Ki o tedbirlerden biri de "sigara yasağı..!"

Virüsün bulaş noktası, "sigara içme ve dumanı" olduğunu, aylardır biz de, bir çok akademisyen de dile getirmesine rağmen; "Fransız" kalındı..

Bugün görüldü ki, "iş ciddi"…

Şimdi peş peşe yasaklar var..

***

Diyarbakır'da artık, 65 yaş üstü olanlar saat 10.00 ila 16.00 arasında, sokağa çıkabilecek..

Sigara çıkma yasağı da, belli bölgelerde geldi..

Şimdi, hepsi iyi hoş ta, "kontrol, denetim" mekanizması, randımanlı çalışmadığı zaman, "sızma" büyük oluyor..

Ki bu virüste, "sızmayla" bulaşıyor..

Yani boş vermişliği terk etmeliyiz..

İlk günün hassasiyetine dönmeliyiz!…

***

ERDOĞAN'IN BİDEN'E "TEBRİK" MESAJI!..

İki gündür, sosyal medyanın "nanik" mevzusu!..

Bize de, "laf" eden var..

Gördün mü; diyerek "etiketleyenler de?"…

Kılıçdaroğlu'nun "dereyi görmeden paçayı sıvama" noktasında..

Henüz seçim sonuçları netleşmeden, bir çok bölgede sayımlar sürerken, Biden'i "tebrik etmesi" ve sosyal medya üzerinden, mesajlar iletmesine eleştiri getirmiştik ya!..

Bir de twit vardı..!

İşte bundan dolayı; gün içerisinde çok konuşulduk!?..

Yerme adına!..

***

Zihin "özgür" değilse, "ideoloji" radikalleşmişse, kör bir taassuba, yakalanmışsa..

Pek tabi ki, devlet idaresini bilmiyorsa!..

Siz, ne anlatırsanız anlatın..

O bildiğini okur..

Erdoğan'ın "Biden'e tebrik mesajını" göndermenin gerekliliğini, anlamazlar..

Çünkü, devlet yönetiminde olmadılar ki.

Hep "vesayetçi" içe kapanık, oldukları için, dünyaya Fransızlar!?.

***

Erdoğan!..

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin "Başkanı!…

Ülkelerin ve devletlerin "uluslararası" ilişkileri, "iktidarlarla" sınırlı değil..

İktidarlar ancak, "ivme kazandırır ya da kötü politikayla kaybettirir", ama ilişkiler kesintisiz devam eder!..

Yeter ki, "Savaş hali" olmasın, birebir kurşunların, süngülerin çekildiği bir meydan harbi olmamış olsun!?..

***

Erdoğan'ın Biden'i tebrik etmesi, "uluslararası nezaket ve devlet ilişkileri" üzerinde, okumak lazım!..

Bu bir diplomasidir..

Bu bir devlet geleneğidir..

Nitekim ne diyor mesajında..

"Seçim başarınızı tebrik ediyor, Amerika Birleşik Devletleri halkının barış ve refahı için en içten dileklerimi iletiyorum."

Ama bay Kemal'in, "bu diplomatik usulün ötesine geçerse, resmi bir görevi olmamasına rağmen" başka bir ülkenin, seçileni tebrik etmesi, hele ki bu tebriği, kendi ülkesindeki siyasal iktidarı "hasım gösterme" noktasında, icra ediyorsa!.. İtiraz ve tepki, bu noktayadır!?.

Yani dereyi görmeden paçaları sıvamasınadır eleştirim!?..

 

***

GÜNÜN SÖZÜ..

İnsanların en kötüsü, iyiliği kötülükle karşılayan ve insanların en iyisi kötülüğe karşı iyilik yapandır.