NEFRETİN AKITTIĞI ZEHİR!!...

Kin.. Garez.. Nefret.. Hepsi bir.. Çünkü "aynı zihniyetin" familyasından.. Beladır, fitnedir, ihanettir, kalleşliktir.. Yani enva-i çirkefliği ve iğrençliği, kötülüğü barındırmaktadır.. Hakikat yok.. Varsa yoksa, "algıdır.." Ve tabi ki, "kor taassuba" mensup zihniyetin, kendince ortaya attığı hakikattir..!

***

Dedik ya; "kin" kişi için, cemaat için, toplum için.. Her nasıl "teşekküllü" bir oluşum ise… Ona dair "ne akıl, ne izan, ne fikir, ne düşünce" barındırıp, bırakmaz!.. "Katı, yok edici" bir akılla, hiçbir şekilde farklı düşünmeyi kabul etmez.. "Hakikati" istemediği gibi, "bir arayış" derdi de olmaz!…

***

Yani, kulakları var "ama duymaz?"… Gözleri var "ama görmez?".. Ağzı var, "ama hakikati konuşmaz?.." Müptelalığı, onu "zihnen ve fikren" kelepçelenmiş bir zihinle biat edici eden, nefret ve kinden oluşan "vasatlığıdır?" çıkar ve menfaat odaklı kapital, getiridir!.. "Yalanın" en baba "kral yalancısı" kesilir; çünkü sorgulama "aklı" devre dışıdır..

***

Denir ya; "insani karakteri.?!" Ne yazık ki, "insani" bir karakter, ya da dürüstlük, doğruluk, "adamlık" veyahut haysiyet, şeref, onur denilen "kavramların" zerre-i miskaline meyil vermedikleri gibi; "hassasiyetleri de" yoktur.. Halk deyimiyle, "tükürüğe yağmur diyen bir cibilliyete sahiptirler.."

***

İşte bu "tükürüğü yağmur" görenlerin ana hedefi ülkede ve toplumda her daim; "kavga, kargaşa ve kaos" oluşmasını temin etmektir?.. Kim, ve kimin nam-ı hesabına?..  Ki bu kaosta, "dilleri de, renkleri de, inançları da" bir olmayanların "aynı çatı ve kulvarda" yol alıp, toplanmaları.. Hele ki, "radikal" ayrılıkları coşku seliyle" bir olmaları ayrı bir "vaka…"

***

Son yılların vahim "sosyolojik" zehirlenmesi, işte bu nefret ve kin odaklı, "körleşme" maalesef, "kemirgen" misali, toplumu "değer ölçülerinden" uzaklaştırıyor…

***

Ne hazindir ki, siyasette, siyaseti icra edenler de, sözde toplumun bir adım önündeki sivil oluşumlar da, yaşanan ve yaşatılan atmosferin "körüğünde" misyon üstlendiklerini de görüyoruz.. Yani ateşin körüğünde oturanlar olarak, karşımıza çıkıyorlar..

***

En acılı vakaya, en hazin ölüme, en sıradan "incir çekirdeğini" dahi doldurmayan olayların üzerinde "kara sinek" misali, uçuşma halleri.. İşte son bir haftadır yaşanan ve yaşatılanların toplumsal yönde, yarattığı "derin" kırılmalar, "kin, nefret ve haset" çekenlerce nasıl da "kızgın demirle" dövüyorlar..

***

Bir zümre; "terörist devlet" diyor.. Bir zümre "terörist Kürtler" diyor.. Bir zümre "faşist Türkler" diyor.. Bir zümre "dinsizler" diyor.. Bir zümre; "gericiler" diyor..  Herkes, "dil, din, renk, ırk, fikir ve düşünce" üzerinde "kin ve nefretin" zehrini akıtıyor..

"Milleti" birbirine daha nasıl fazla "düşman" edebilirim psikolojik harp memurluğunda mahir bir faaliyet içerisindeler…

***

Şükürler olsun ki, bunların "zehirlerine" karşı toplum olarak "bağışıklık" kazanmış olmamızdır!… Çünkü, Türkiye içerisinde, toplum nezdinde, yaşanılan coğrafyadaki "yıkımların da" etkisiyle, "iç çatışma" yaratma gayesiyle "aşerenlerin" sergiledikleri "yalanlar" manzumesi her seferinde, toplumsal birlikteliğimize ait "hakikatlerin" duvarına çarpıp geri geliyor…

***

Hal-i vaziyetten, tez  elden kurtulmamız lazım!.. Sürekli "zehirleme" yapan, kinden, nefretten, garezden, iç ve dıştaki "şer oluşum ve yapıların" yarattığı "ırkçılık faşizanlarından" arınacak "yol ve reçeteler" belirlememiz lazım!.. Siyasetten, siyasetçiye, seçilmişten, atanmışa, sokaktan, okula, evden işe kadar "behemehal" yenilememiz ve kendimizi "bu illetli ırkçı-şoven" virüsten, korumamız gerekir…

***

Yoksa!.. Bir süre sonra, "akıtılan zehre" karşı, "bağışıklık" sistemi zafiyet geçirir, kendini "virüse" karşı koruyamaz halde.. Nitekim Kovid-19'un "ölümcüllüğü" virüsten daha çok insan vücudundaki "organlardan" herhangi birinin rahatsızlık, arızasının var olmasından kaynaklı!.. Yoksa, "sağlam vücutta" etkisi yok!..

***

SUR MAĞDURUNU DİNLERKEN?..

Sur Mağduru Kasım Şenol.. O'nun habercilere yaptığı konuşmayı dinliyorum.. Tüm mağduriyetlere rağmen bir insan, "devletini, milletini" özenle, hassasiyetle ancak bu kadar koruyabilir?..

***

Öyle siyasi ve ideolojik takınmıyor.. Birileri gibi, "devlet gelip yıktı, yaktı, bizi dolandırdı da" demiyor?.. Teröre lanet getiriyor.. Sonrasında söylediği; "ne olur sözleşmelerine, taahhütlerine, verilen sözlere" riayet edin, hakkımızı, hukukumuzu verin?.."

 

***

Yani, malımızı, mülkümüzü, tapulu yerlerimizi bize vaat ettiğiniz gibi, altına imza attığımız sözleşmelerdeki gibi verin; "birilerine peşkeş" etmeyin?.. Şenol.. Devlet, büyüklerine sesleniyor.. Özellikle, Ankara'daki etkili ve yetkili zevata.. Diyor ki…

***

"-Bazı şer odakları Ankara'daki yetkililere yanlış bilgiler veriyor. Devletle aramızı bozmak istiyorlar. Bunlara fırsat verilmesin. Şer odaklarına karşı devleti uyanık olmaya davet ediyorum…"

***

Kendince "Roboski" vakasını örnek gösteren Şenol.. "Onlarca vatandaşı katlettiler, faturayı devlete kestiler. Bunu yapanlar devletin içindeki hain yapılardı.. Bölgedeki köylerde de aynısını yaptılar. Şimdi de olayların benzerlerini değişik sıfat ve isimler altında Sur'da da planlıyorlar?"..

***

Önceki yazılarımda da dile getirdim.. Ki son 5 yıl içerisinde, bu minvalde diyebilirim ki, yüzlerce "yazım" oldu.. Ne olur, Sur insanlarıyla "aracılarla" değil; "yüz yüze" görüşün..

***

Çünkü, onların nam-ı hesabına yetkilenen aracılar.. Özellikle, kamuda "çöreklenmiş" bazı yapılar.. Ve siyasi nüfuz sahipleri.. Kolektif "rant" odaklı oluşum içerisindedirler!!..

***

Nitekim, zaman bizi haklı çıkardı.. Ve bugün Kasım Şenol gibi Sur Mağdurları, "Şer yapılar devleti yanlış yönlendiriyor, bizleri de mağdur ediyorlar" diyor?.. Yineleyerek diyorum ki, "Sur Mağdurlarıyla "ru be ru" yani, yüz yüze görüşülsün..

***

Ama, Diyarbakır'dakiler değil, Ankara'dakiler!.. Ve "aracısız…"

***

ESKİ VEKİL'DEN İZAHAT!…

Merak etmişimdir… Sur'a dair, eski vekilden bir izahat gelse, "neler söyleyebilir?.." O vekilin, ismini vermeyeceğim.. Zaten bilen de biliyor, eski vekil de kendini biliyor!… 

***

Çünkü, Sur'daki yapılara dair, "projelerin" mimarlığını, çizimini yapan kendileri.. biliyoruz ki, buna karşı "milyonlarca" lira para da devletten aldı?..  Yani, büyük bir rant temin etti…

***

Diyorum ki, çıkıp da Diyarbakır'a ve kent ahalisine vefa noktasında, çizimlerimiz şu kriterlere özgü yapıldı.. Sur'da şunlar düşünülerek çizildi diye "bir iki kelam etse…"

***

Sizce fena mı olur?. Yoksa, denildiği gibi "aracıların" ana akımında o mu var…

***

KARARSIZLAR 2. PARTİ Mİ?

 

Metropoll araştırma şirketi Mart ayı anketini duyurdu.

Anketin veri duyurusu şöyle,,,

“Mayıs 2020 ölçümüne göre bu Pazar erken bir milletvekili seçimi olsa kararsız, cevapsız ve sandığı protesto edeceğini belirten seçmenlerin yüzde 29’unun AK Parti, yüzde 13’ünün CHP, yüzde 7’sinin MHP ve HDP, yüzde 4’ünün İYİ Parti kaynaklı olduğu gözlenmektedir.

AK Parti’ye oy veren seçmenlerin kararsızlara doğru önemli ölçüde kaydığı görülmektedir..

Mayıs ayında bu oran yüzde 29’a yükselmiştir.

Bu da AKP seçmen kitlesinin partisinden uzaklaşmaya başladığına işaret etmektedir..

Ancak eldeki veriden bu kişilerin başka bir partiye de gitmediği anlaşılmaktadır.”

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Nefretin tohumu, kinle büyür…