OH NE GÜZEL; ÜÇ MAYMUN!!!…
Onlara göre mi?..
Candaşlarına göre mi?…
Sözcüleri kesilenlere göre mi?..
Yoksa, "ranttan" beslenen, kerameti kendinden menkullere göre mi?..
"Kapı kulu" olanlarına göre mi?
Her ne ise biz de bilumum diyelim, onlara!…
"Kayırma" yapmadan, zat-ı muhteremleri de, küstürmeyerek!!!…
Tek torbada tutalım, hepsini!!..
İşte bunlara göre!..
Diyarbakır'da her şey ama her şey "dört dörtlük, güllük gülistanlık imiş?!..
Zerre-i miskal olumsuzluk yokmuş?..
Güzelliklerden, huzurdan, güvenden, istikrardan, ekonomiden, sağlıktan, eğitimden, güvenliğe kadar "o biçim şen şakrakmış?.."
Sapma yokmuş!!..
Siyasette dahil olmak üzere her şey "yolunda, sulh içerisinde" gidiyormuş..
Yani; o biçim kurumlar ve makamlar arasında "salahiyet ve sulh" sağlanmış durumda!?..
Uyumsuzluk yokmuş!..
Uyumsuz kesilen var ise de, "kellesi" alınıyormuş…?
***
Eee, bizim de "yazdıklarımız, çizdiklerimiz, söylediklerimiz de" hasettenmiş?..
Algı üretimi imiş?.
Yargıya..
Polise..
Kamudaki hukuki işleyişe yansıyanlar da; "sıradan" vakalarmış?..
Olabilecek olaylarmış??..
Yolsuzluktan, usulsüzlükten, rüşvetten, suiistimalden, adam kayırmadan, makam, mevki, kurum politize olmuşluklardan, siyasilerin "yumruklaşmalarından" söz etmemiz doğru değilmiş?..
Yargıya intikal eden "suç ve suç örgütlerinden" bahsetmememiz gerekiyor muş?!..
Makam kumpaslarını, Siyasi algıya yönelik operasyonel imaj suikastlarını dile getirmemiz lazımmış?…
Konuşup, yazdığımızda "kentin imajına" halel getiriyormuş?..
***
Yani.. Yanisi şu..
Yani, biz kenti sevmiyormuşuz?..
Yani biz kenti "tu kaka" ediyormuşuz..
Yani, biz muhalefetin ekmeğine yağ sürüyormuşuz?..
Yani biz yıkıcı ideolojilerin değirmenine su taşıyormuşuz!..
El insaf..
Neyse, haksızlar mı!?..
Sizi bilmem, ama iki kelimeyle nokta koyup "haklılar?" diyorum!…
Özellikle, "kerameti kendinden" menkuller için..
Çünkü, onlar hiç ama hiç bir zaman, bu kentin "ahalisi" olmadılar ki…
Ne yerliler ve ne de milliler?..
Ve yine hiçbir zaman bu kentin, "yarınlarına" odaklanmadılar…
Sevda sahibi olmadılar…
Yetkilerinde, "halka hizmet hakka hizmettir şiarını" icra etmediler?.
Şehrin tozunu, dumanını, çamurunu solumadılar…
Sokaklardan gelmediler…
Tepeden geldiler..
Birilerinin sırtına basarak, makama oturdular, siyasi kulvarda yer aldılar!..
Parayla, pulla "itibar" aldılar..
Ve tek bir düşünce kendilerinde hasıl oldu…
O da; "küplerimizi nasıl doldurabiliriz" oldu…
"Tekelci hükümdar" misali!…
Ne yazık ki, atanmışı da..
Seçilmişi de..
Görevlendirilmişi de; "üzüm üzüme bakar" misali aynı zihni koruyup, kolladı?..
Ve işgal ettiği yerde de; körükledi…
Dediğim dedik, astığım astık!!!..
***
İyi de...
Yani biz de sizin "o çirkin, kamuflajlı yüzünüzü, ahlakınızı, karakterinizden akan salyaları" görmeyelim!?
Oh ne güzel, "biz de susalım mı yani; icraatlarınıza !!?"..
Öyle mi olalım...
Görmedim..
Duymadım..
Bilmiyorum mu diyelim!…
Maalesef, lügatimizde böylesi bir hal-i karakter yok!…
Olmasa da mümkün değil...
Birilerinde olsa bile , biz haramzade değiliz!..
Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyenlerdiniz..
***
Bir de sormak lazım...
Doğruyu yazarken, güzel..
Yanlışı dile getirirken, kötü!…
Yok öyle..
Biz yanlışı da, doğruyu da göreceğiz, göstereceğiz!..
Biz yanlışı da, doğruyu da duyacağız, duyuracağız..
Biz yanlışı da, doğruyu da bileceğiz, bildireceğiz…
Siz istediğiniz kadar; hükümranlık taslayın..
Siz istediğiniz kadar; ahkam kesici olmaya devam edin...
Siz istediğiniz kadar; “gün bizim günümüz” deyin..
Siz istediğiniz kadar; makam ve mevkiinin “ihtirasıyla” yürüyün..
Ama bilin ki;
Biz davamızdan,
İnancımızdan,
Değerlerimizden,
Çıktığımız yoldan,
Doğru bildiğimizden taviz vermeyiz..
Ve de şaşmayız...
Nokta…
***
HDP AYRI ADAY ÇIKARSIN!!!…
Kim diyor bunu?..
HDP'nin "yerel seçimlerde" peşlerine takıldığı İyi Parti diyor…
Yani, Meral hanımın bizatihi kendisi diyor?..
Cumhurbaşkanlığı seçimi için..
HDP ayrı aday çıkarsın..
Biz de, "tek adayla girelim" seçime!…
Akşener elindeki "stratejik kartı" açık etti…
Millet İttifakı "tek adayla" seçime girsin..
HDP kendi adayıyla, sahaya çıksın!…
Bu stratejinin sonucu neye meyil verir peki!…
Muhtemel hesap, iki başlıkta saklı!…
Birincisi; İlk turda, HDP polemiğine "boğulmayarak" "seçimi" ikinci tura taşımak..
İkincisi; "İkinci turda, HDP'nin yanağına bal çalıp, oylarını kendi adaylarına yöneltebilmek?"…
Peki bu stratejinin "mayası" tutar mı?..
Tutmasına tutar da…
İş HDP'nin "millet ittifakının" kuyruğu olup-olmayacağına!..
Bugüne kadar oldu..
Yarar gördü mü?.
Siyasetine fayda sağladı mı…?
Onları bilmem..
Ama bana göre, bilakis hem zarar gördüler, hem de tabanlarından "zılgıt" yediler..
Yeni yolda; aynı fikriyatla yürürlerse bu kez "sille yerler?…"
***
İNCE'YE İNCEDEN!…
Vay Muharrem vay…
Ne de "İnce" zekaya sahipsin sen!…
Kürtçe Eğitim talebine ilişkin kerametine bakınız..
Diyor ki…
"Pedagojiye uygunsa bilin ki, üniter devlete de uygundur..
Ama pedagojiye uygun değil…"
Akla ziyan bir ruh haline sahipsin İnce!..
Belli ki..
O inkarcı,
O retçi,
O tekçi,
O vesayetçi,
O kart-kurtçu atalarından gelen bilinci içinde saklıyorsun!..
Ve belli ki;
Sıkıştığında,
İrdelendiğinde işte böyle açıkça "dışa vurabiliyorsun?"…
Bir dili "inkar etmek" bir milleti inkar etmektir…
"Pedagojinin" ne anlama geldiğini sanırım bilmezsin..
Ki bilseydin, konuşmazdın!…
"Çocuk Eğitim" diline, Pedagoji derler..
Bir anne..
Bir ebeveyn..
Nasıl olur da, kendi evladını, çocuğunu "kendi diliyle" yetiştiremez!..
Bir akıl arızası, sizinkisi!…
Çocukları "evde eğiten, yetiştiren" kim?..
Eee; sizinkileri başkaları eğitiyor olabilir?..
Ama Kürtlerin çocuklarını, anneleri eğitir..
Neyse, sana şaşırmamak gerekir!…
Dedik ya, "bilinç altının dışa vuruşudur" seninkisi!…
Yoksa bir eğitimci olarak; bu gafı icra etmezdin!…
***
SEÇİM SLOGANLARI!…
Sahi kim, neyi üretecek?..
Ya da, nasıl bir sloganla, seçmene seslenecek…
Miting meydanlarında..
Otel salonlarında…
Yemekli toplantılarda…
Parti liderleri çıkıp, ne diyecekler…
En sağcı benim mi?.
En solcu benim mi?
En milliyetçi benim mi?
En demokrat benim mi.
En laik benim mi?
En anti laik benim mi?
Yani, "benim benim" diyerek "siyasi duruşa" dair bu sloganları mı atacaklar..
Vallahi şimdiden hatırlatayım…
Bu sloganlar "prim" yapmaz..
Seçmeni de, "tava" getirmez..
Çünkü; "mevcut partilerin ruhlarında" artık hepsi var…
Bir sınıfsal siyasi duruş yok…
Yeni birşeyler..
Yeni bir diller..
Yeni bir argümanlara ihtiyaç var!..
Neyse…
Bu seçim zaten başlı başına zor!..
Ki kampanyası da..
Parti liderlerinin siyasetleri de…
Yani çok ama çok zorlu bir seçim olacak, gelecek seçim!…
***
GÜNÜN SÖZÜ
Her şeyin akla aklın ise edebe ihtiyacı vardır.