OYNATMAYA AZ KALDI!..
Ne yazık ki; "akıl" devre dışı.. "Siyasi bir delirme" hali içerisinde, cepheleştikçe cepheleşiyoruz!… Bir şarkı sözünden bile; "politik" çatışma çıkarabilme becerisi yaratabiliyor hale geldik?!.. İşte, Tarkan'ın "Geççek" isimli şarkısı… Kaç gündür; "politik gündemin" ilk sırasında tartışılıyor!!..
***
Konuşmayan, laf söylemeyen, yazmayan, çizmeyen, fikri beyanda bulunmayan kalmadı?… Ki iki kelam etmezsek, birileri bizi de tefe koyar, neden "sustun" diyecek kaygısıyla, bu çekinceden dolaylı mevzuya dalıp, müdahil olalım dedik.. Neme lazım(!)…
***
Eee; ne de çok büyük bir mesele bu!!.. Ülkede her şey sanki güllük-gülistanlık, maşallah!.. Tek dert şarkı sözü… Hazin olan da şudur ki, tartışmanın özünde "iktidar ve muhalefet" eksenli iki cepheleşmede kutuplaştırıcı halin; ayrı bir "oynatmaya az kaldı!" şarkısını söyletiyor olması.. Şarkı, hayli "kutuplaşmayı" körükleyen bir kimlik kazanmış gidiyor!…
***
Kapital yönde, Tarkan adına şimdiden "şarkı" patlama yaptı.. Bakalım, satışlar ne kadar olacak?.. Bizim Şevko'nun dediği gibi; "kapitalizmin" ruhu bu!.. Enva-i plan ve kurguyla, "silleyi hem zihne, hem cebe" vurmayı becerir!…
***
Haftasonu, şarkıyı dinledim!.. Ki Tarkan gibiler, tarzım olmamasına rağmen, iki kelamı aktarabilme adına kendimi zorladım.. Şarkı sözü, ritim ve nakaratlar "rötuş" yoğunluğunu hissettirse de; "karamsarlıktan çıkış" adına, malzeme olabileceğini ifade edebilirim!.. Tarkan "niyetinin siyasi ve politik" bir gerilim yaratmak değil dediyse de; şarkı "sanatsal" değil de politik yönde bir numaraya oturdu!!…
***
Tarkan "pandemi dönemindeki" ruh halini anlatan karamsarlığa, yasaklara karşı "umut vermek" adına, "bunlar geçecek" diye mesaj vermeyi düşünerek mırıldanıp, şarkıya dönüştürdüğünü söylese de!.. Özü itibariyle, "siyasetin akıl yitirme" karakteri, her şeyi mecrasından çıkarmadaki mahirliğini burada da sergileyip, çok çabuk satın aldı!… Zaten kimsenin de kalite arama derdi yok ki!
***
İşte muhalefet!.. "Zil takıp" oynuyor… Siyasi temsilcilerinin iktidara karşı üretemediği "siyaseti!?.." İktidara alternatif olabilme özelliğini ne yazık ki, "şarkı sözlerinden" umut besleyerek, müzik ritmine, kendini kaptırmış dalgalanıyor!.. Öylesine misyonlar yükleniliyor ki, şarkının sözlerine, ritmine ki, "hal oynatmaya az kaldı" diyecek kadar tımarhanelik!!…
***
Beri yanda, iktidardan bir kesim!.. Ne var ki onlar da ritme kendilerini kaptırmışlar!.. Fena bir bozuntu içerisindeler.. Kimileri, şarkı sözlerini Okyanus ötesine bağlayacak kadar; kendini gerdiriyor!… Gülüp geçmesi, işi tiye almaları gerekirken maalesef; "komplo" üretici çaba içerisindeler!?..
***
Neyse!.. İşin özüne gelirsek.. Politik gündeme konu olmuş, her hadisenin "ömrü" "kelebek ömrü" kadardır.. Yani, saman alevi gibi!.. Anlıktır!.. Onun için ahali olarak, "anlık politik" mevzuların derinliğine kendimizi kaptırırsak, "birer psikolojik" vaka oluruz… Ki hal-i alem orta yerde!..
***
Tarkan'a nasihatım!.. Tarzım olmazsa da, bir popstar olarak, izleyenin, dinleyenin, hayranların var… İcra ettiğin "partiler üstüdür?".. Şarkının, müziğin "evrenselliğini" iyi bilen birisin.. Sadece bir kesime, bir siyasi fikre, ideolojiye, "şarkı" söylemiyorsun!.. Bilmem anlatabildim mi, be çocuk!!?..
***
Otur bir şarkı bestele.. Ki, 84 milyon ahali içerisinde bulunduğu "ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı, ötekileştiriçi, ekonomik ve sosyal dengesizliğin, hayat pahalılığının neden olduğu buhranlı ortamdan" bir nebzede kurtulup, "hepimize iyi gelecek bir şarkı" seslendir!.. Politik tartışmaları bırak, hadi iş başına!..
***
BEN DE ADAM DEMEM!…
Zatın biri diyor ki… Siyasal iktidarın peşinde giden;
Polise polis,
Hakime hakim,
Savcıya savcı
Öğretmene öğretmen,
Muhtara muhtar
Esnafa esnaf
Gazeteciye gazeteci,
Yazara yazar,
Sanatçıya sanatçı
Öğrenciye öğrenci,
Akademisyene, akademisyen
Köylüye köylü,
Şehirliye şehirli demem..
Velhasıl bizden olmayana "ab-ı hayat" tanımam diyor bizimkisi!!.
***
İyi güzel hoş!..
Sizin bu söylediklerinize biz de diyoruz ki..
Ahaliyi "kutuplaştıran.."
Ahaliyi "ötekileştiren…"
Ahaliyi "oy ve siyasi tercihleriyle" sınıflandıran..
Ahaliye "vesayet" dikte edip iradesine ipotek koymaya çalışan..
Her kim olursa olsun,
O zat-ı muhterem devlet adamı dahi olsa "ona adam demem!.."
***
SİYASİ PRANGA!…
Kutuplaşmanın da!…
Gerilimin de..
Sorunları ortaklaşa çözemeyişimizde…
Milli ve yerli "meseleleri" siyasi ideolojiye boğduran da…
Toplumsal; "barışı" temin edemeyişinde…
Siyasal iktidarın demokratik zeminden uzaklaşmasının da..
Hasılı;
Tüm bunların temel nedeni, ana sorumlusu mevcut muhalefetin "siyaset üretemeyişinden" kaynaklıdır…
Yani; alternatif olamıyor..
Sürekli, statükoyu sahiplenmenin cenderesinde debeleniyor..
Nitekim…
Muhalefet sürekli varlığını "derin siyasi krizlerin" oluşmasında buluyor…
Hükümet gitsin, velev ki ülke yangın yerine dönsün!…
Vahim ve korkunç bir çıkmaz, ülkeye atılan yeni bir pranga bu!…
***
NE DEĞİŞTİ İSLAMOĞLU…?
Bay Mustafa İslamoğlu.. Ayasofya'nın camiye çevrilmesiyle ilgili…
DÜN ŞÖYLE DİYORDU;
-"Bir şehir kılıçla fetih olunursa, şehrin en büyük mabedi, İslam mabedine çevrilir. Bu egemenlik haktır."
-Yani Ayasofya'nın camiye çevrilmesi bir haktır.. Her hangi bir engel yoktur.. İslamidir, Kur'an hükmüdür?!..
***
Bay Mustafa İslamoğlu.. Ayasofya'nın camiye çevrilmesiyle ilgili…
BUGÜN İSE ŞÖYLE DİYOR..
-Ayasofya’nın camiye çevrilmesi, esasen Kur'an'a aykırıdır?"…
***
Yani, Ayasofya'nın camiye çevrilmesi, haksızlıktır.. Kur'an buna engeldir.. İslami bir hüküm içermektedir?…
***
Şimdi bay İslamoğlu'nun bir yıl arayla ortaya koyduğu iki fikri beyan, der demez söyletmez mi?.. "Ey İslamoğlu, ne değişti de, sizin ilahiyatçı kimliğiniz, Ayasofya'nın camiye çevrilmesinde zıt kutuplara yelken açtı?!"..
***
Tabi ilk beyanı, Türkiye'ye, ikinci beyanı Almanya'ya "yönelik" olması, çok şey söyletiyor "sizler hangi mahfillerin adamısınız" diye?!… Neyse; Reformist İlahiyatçılığın karakteri bu olsa gerek!…
***
Okur'umun sorusu var, zat-ı muhtereme(!).. Diyor ki, be adam!… Ayasofya'yı cami yapmak Kur'an'a aykırı diyorsun!.. Peki, ecdadın yadigarı camileri ahır yapanlar, kiliseye çevirenler, meyhane yapanlar hangi kitaba göre yapmışlar?!.. De hele…
***
GÜNÜN SÖZÜ
Öylesine günlerin geleceği hissediliyor ki, tanıdığın her insan yüzünden, biraz daha yalnızlaştığını göreceksiniz…