ÖZGÜRSÜZLEŞEN ÖZGÜR’ÜN SEÇİM VAADİ; RAKI!…

Özgür Özel için, ne diyorduk?.. Özellikle, 31 Mart Seçim sonuçları, sonrasında.. Özgür, artık özgürleşti!.. Ve de, bulunduğu siyasi arenanın da, lideri oldu!.. Ki ilk siyasi söylem ve eylemleriyle, güven verdi!.. Normalleşelim, uyumlu olalım!..

***

Bu hamleler, acaba dedirtti!.. “Türkiye siyasetinde kısırlaşan muhalafeti üreten olmaya evirecek mi?. O büyük boşluk, doldurulacak mı?.. İktidarı kendini çek etmeye, zorlayacak mı?.. Yani büyük bir beklentiyle, işler rayına oturacak diye bekleniyordu!…

***

Ama sonrası, sükut-u ayal oldu!.. O olumlu havayı, siyasetteki kazanım getirici ivmeyi, yerle yeksan etme adına, denir ya her şey yapıldı.. O’nun çapsızlığından mı yoksa, çevresindeki brütüsler mi, ikmal ediyor!.. Onu bilmiyorum..

***

Ama, ülke ve millet açısından büyük kayıplara yol açan muhalefet boşluğuna yeni, boşluklar, oluşturdu.. Hiç bir sözü, bir sonraki sözünü güvenilir kılmadığı gibi, sürekli fiyaskolar yaşattı.. Özgürlüğünü, özgürsüzleştirdi?.. Örnek mi?..

***

Adalet adına, mum söndü.. Pardon o bildik klasik ışık açma kapama eylemi, çağrısında bulundu.. Netice alabildi mi?.. Bilakis, kendisi kampanyasına tutarlılık göstermedi, iş fiyaskoyla son buldu.. Konuşan var mı bugün!.. Yok..

***

Erken seçim, söylemi!.. Ki gazeteciler sormadan kendisi, ifade etti.. Biz hal-i hazırda erken seçim isteyen değiliz, gündemimizde de yok!.. İşte muhalefetin olgunluğu.. CHP artık çilingir sofrası siyasetinden, ırak..

***

Ne yazık ki, bu olgunluk üç hafta bile sürmedi!..  Yine kendisi, ikmal etti sözünü.. “Biz erken seçim istiyoruz, hazırlığımız bu yönde!..” Lakin kimse, iyi de erken seçim isteğini halka soracağınızı ona göre karar vereceğinizi söylemiştiniz sorusunu hatırlatmadı?.. Neyse!..

***

Yine durduk yere!.? Ki Cumhurbaşkanlığı seçimine, 4 yıl gibi bir zaman var iken.. Kim öle, kim kala gerçeğiyle.. Çıktı dedi ki; “Ben kesinlikle Cumhurbaşkanı adayı olmayacağım.?” Şimdiden bunun ilan edilmesinde zorunluluk ya da zaruriyeti neden?…

***

CHP’nin Genel Başkanı olacaksın?.. Başarılı bir seçim, geçirmişsin.. Hedefin de, iktidar olmak, hükümetin başına geçmek, iken!.. “Ben bu yol seyrinde, yokum” deme noktasına niçin gelirsin?.. Yoksa, emaneten mi, partinin başına konuldun?…

***

Esed’le görüşeceğim çıkışının fiyaskoyla son bulması.. Ki, yalanlama bile aldı.. Hele ki, AK Parti seçmeni dahil, Cumhur ittifakına oy veren, 27 Milyon seçmeni, tek potaya koyan.. Erdoğan’ı da, ağzına alıp!.. Enva-i küfrü, hakareti ahmak bir akılla, dile getiren, birini onur konuğu etmek!…

***

Küfürbaz, bağnazlıkta rakip tanımayan Dilruba Kayserioğlu’nu, Cumhuriyet Kadını olarak, anons ettirmesi… İlaveten gelen tepkiler üzerine geri adım atıp, onun nam-ı hesabına “ben seçmenden özür diliyorum” deyip, Erdoğan’a sen de özür dile, mavrasında bulunması!..

***

Say say bitmez, Özgür’ün kendini nasıl da, hızlı bir şekilde, özgürsüzleştirdiği.? Tüzük Kurultayında, şahit olduk yine.. İmamoğlu ile saf tutması, Yavaş’a sen biraz öteye git, dercesine konuşma hakkı noktasında, pinokyoluk yapılması!..

***

Muhalefet olsun, ama gerisi ne olursa olsun diyen bir siyasi anlayışın, figüranı oldu Özel!.. Öyle bir noktaya geldi ki, Türkiye ve Erdoğan’a muhalefet eden her kim olursa olsun; “onun safında” yer almaya başladı ki.. Yunanistan’ın en radikal siyasetçisinden daha, saldırganlaştı!…

***

Neyse, örnekleri sonlandıralım!.. Ama sol siyasetin çilingir sofrasının vazgeçilmezi olan rakı’yla alakalı, Özel’in tüm ruhi bedenini özgürleştiren, fiyat müjdesinden söz etmemek, olmaz!?. Dün de ifade ettim, CHP’nin siyaseti devrik lideri Kılıçdaroğlu’nun itiraf ettiği gibi; “bizim siyasetimiz, rakı sofrasındaki siyasettir, sabah unutulur?”..

***

Aynen de öyle!.. Özel, ekonomiye yönelik reçetesini kürsüde açıklıyor.. Paradan sıfır atacak.. Böylece de satın alma gücü artaracak.. Böylece rakının fiyatını da, 140 liraya indirmiş olacak.. Ne gariptir ki; söz rakı fiyatına dair akla ziyan gelen alım gücü önerisine, hitap ettiklerinin alkış tufanıyla karşılık vermesi?…

***

Hasılı rakıda fiyat indirimi, seçim malzemesi, vaadi olarak böylece, tarihe not düştü!?. Demek ki, CHP’de kim gelirse gelsin hiç bir şekilde, siyaset üretmede kendisine özgü rotada; Özgür-ce zihnini kulanamayacak.. Çünkü parti siyasetinde, gerçekler yok!?.

***

Rakı derken, uyarımızı yapalım!.. “Alkol sağlığa zararlıdır..” İş, reklama dönmesin.. Tabi, Özgür’ün özgürsüzlük içeren seçim vaadine yönelik bu söylemi, üretici firmalar tarafından yüksek dozajlı reklam” olarak, primlendirilmesi gerekir!.. Baksanıza, Bahçeli bile, ne bu ya diyor..

***

Velhasıl!.. Geldiğimiz noktada, Özgür Özel’in özgürsüzleşen siyaseti, herkesi, sükut-u hayale, uğratmış durumda!.. Yine, ciddi bir muhalefet boşluğu oluştu.. Nitekim son seçmen anketlerine baktığınızda, muhalefetin böylesi muhalefetten bir cacık çıkmaz diyenlerin oranı, hızla artıyor?!.. Sizce..

***

STADYUMUN HALİ?.

Gel gelelim, Diyarbakır’a dair, şu 33 bin kişilik, Stadyumun hali nicedir sorgulamasına?.. Ne yazık ki, politize olmuş kurumsal kimliğin yarattığı keyfiyet arzıyla, stadyumun hal-i hazırdaki durumu rezaletler zincirini içeriyor.. 

***

Az sonra, bu tepki neye dairdir, aktaracağım!.. Ama önce, Yeni Diyarbakır Stadyumunun ikmale geliş hikayesini aktarmak istiyorum!.. Yeni stadyum, ilk kez 2009'da Süper Lig'e yükselen Diyarbakırspor için planlandı.

***

Öyle ki stadyum sözü de Diyarbakırspor'un sonunu getiren Mayıs 2009'da eski stadyumda gerçekleşen ve provokasyonların yaşandığı olaylı şampiyonluk gecesinde verildi. Tribünlere sızan provokatörlerin neden olduğu ideolojik provokasyon dediğim gibi Diyarbakırspor'un sonunu getirdi.

***

Ama devlet verdiği sözü tuttu ve 33 bin seyirci kapasiteli Yeni stadyum 2018'de Fenerbahçe ile Akhisarspor arasında oynanan Türkiye Kupası finaliyle açıldı. Her şey yolunda gidiyordu.  Burada yine bir ilk olmak üzere milli maç da oynandı. Türkiye -İskoçya maçına ev sahipliği yaptı.

***

Kaldı ki, Diyarbakır burada 2 şampiyonluk da yaşadı. Diyarbekirspor 2.Lig'e, Amedspor 1.Lig'e yükseldi. Ne yazık ki milyonlarca servet harcanarak yapılan stadyum şimdilerde skandallarla gündemde. Sahanın zemini üçüncü dünya ülkelerinden daha berbat ve bitik. Bu kadar önemli bir yatırım kısa zamanda nasıl bu hale geldi?

***

Neden gerekli bakım ehil insanların eliyle yapılmadı? İşte Amedspor ve Diyarbekirspor, aylardır kullanamıyor. Tekrar bakıma alındı, yeniden milyonlarca para harcandı ancak ne verim vereceği belli değil.

***

Amedspor, stadyum bulamadığı için bugünkü Boluspor maçını zorunlu olarak burada oynayacak. Kış kapıda. Bu zemin sezonu nasıl tamamlayacak? Takımların emeğine, şehrin imajına yazık değil mi?..

***

Her zamanki gibi yapılan kötülük, beceriksizlik, ihmal adına ne derseniz deyin yapanların yanına kâr mı kalacak? Kalmamalı, hesabı sorulmalı. En azından bu anlamda bir ilk yaşanmalı diye buradan sesleniyorum!!!…

***

Bu arada Amedspor yönetimine de çağrım var.. Taraftarların büyük bölümü, ki ekseriyeti de, dar gelirli aile fertleri.. Diyorlar ki, bilet fiyatlarını” düşürebilirler mi?.. 100 ila 500 lira arasındaki, bilet fiyatlarında artık ne düşürülebilirse diyelim!?..

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Suya fahiş zam yapan CHP’li Belediyelere seçmeni diyor ki; “yahu biz bu rakıyı susuz mu içeceğiz?”