PEMBE DİZİLERİN TERÖRÜ!

Sanırım geçtiğimiz Cuma günüydü.

Tıpkı bugünkü gibi.

Burada oturmuş, gazeteyle alakalı "son dakika" gelişmelerini takip ediyor.

Notlar alıyordum. Sayfaları bağlamak için.

Bu esnada bir eğitimci dostum da konuğumdu.

Bir taraftan "işle" meşgul olurken, öbür yandan da çay içip sohbet ediyorduk.

Bir ara "sohbete" odaklandım. Pür dikkat misali.

Çünkü laf arasında; "gençliğin" sorunları, problemleri "üzerine" biraz beyin fırtınası yaptık.

Sizin de dikkatinizi çekmiştir.

Son zamanlarda oldukça "büyük" sıklıkla karşılaştığımız "Lise çağındaki" öğrencilerin "maruz kaldıkları" vakalar.

Taciz, tecavüz ve şiddet "haberleri".

Veya kendilerinden "yaşça büyük" sevgilileriyle çekilmiş (gizli) görüntüleri.

Gazetelerin "3'üncü sayfaları" öylesine; dehşetengiz görüntülerle "dolmaya başladı ki".

Ürkmemek, korkmamak, tedirgin olmamak elde değil.

***

İnanın her haberde "içim" cız ediyor.

Çünkü "dehşetengiz" bir şekilde "ahlaki" çöküntü içerisinde bocalanıyoruz.

Gençlik "şiddetli" bir şekilde, bu ağa sürükleniyor.

Toplum her geçen gün "biraz daha" bu batağa "gömülüyor"!

Ve ne yazık ki; "bu bedbaht" durum "en çok" gençleri kurban seçiyor.

Özellikle de "lise çağındaki" genç kızlar.

Bu noktada biraz "duraksayıp" başımızı iki elimizin arasına alıp "derin" düşünmeliyiz.

Hem de "kara kara" düşünerek.

Neden, niçin ve nasıl diye?

***

Bilinen bir gerçektir ki;

Bu gencecik "kızlar" yarının anneleri olacaktır.

Liseli "erkekler de" yarının babaları olacaktır.

Ve yeni bir nesli "onlar" büyütüp, yarınlara "yetiştireceklerdir"!

Sizi bilmem. Nasıl bir tavır "geliştirirsiniz", duruma karşı "düşünceniz" ne olabilir?

Kestirmem mümkün değil.

Ama inanıyorum ki; "ekseriyetiniz" benimle aynı düşüncedesiniz.

Çünkü; mevzu hassas.

Ve bizler de "hassasiyet" içerisinde; yaklaşıyoruz.

Bilirsiniz!

Toplumun "ahlaki" değerleri noktasında hassasiyetimi her zaman "dile" getirmeyi de vazife olarak "addediyorum"!

Mevzu ve gelişen tablo "çok vahim?".

Niye derseniz.

***

Şöyle bir doğrulun.

Ve lütfen "dikkat" edin.

Televizyonlarda "dönen" ve milyonlarca izleyiciyi "ekrana" kilitleyen şu "pembe dizi" furyasına bi bakın.

Kimin eli kimin cebinde belli değil?

Namus kavramı,

Ahlak kavramı,

Haysiyet,

Utanma,

Ve saygı namına "hiçbir şey" yok.

Bazen kendimi "çimdikliyorum".

Burası "Türkiye mi" diye?

***

Hele geçen hafta izlediğim bir filim vardı.

"Issız adam" diye.

İzlemez olaydım. Filmin nasıl başladığını "izleyen" herkes biliyordur.

Söylememe gerek yok. Zaten yazmaya da "dilim" varmıyor.

Onu geçin "terbiyem" el vermiyor.

Ama ne hazindir ki; film milyonlar addedilen reyting yapıyor.

Ve bu "rezalete" kimsenin gıkı çıkmıyor.

Her neden ise "filmin çok güzel" olduğu söyleniyor.

Yazık! Gerçekten çok yazık.

***

Yaprak Dökümü mü, Dudaktan Kalbe mi, Aşk-ı Memnu mu?

Ve daha sayamadığım birçok "pembe dizi"!

Bi de "şiddeti" körükleyen, "etnik kimlik" üzerinde bölünme yaratan.

Silah mı, uyuşturucu mu, mafya özentisi mi?

Diyebilir misiniz hangisinde "toplumsal" bir mesaj vardır diye.

Ya da; "ahlaki" değerleri öne çıkaran bir anlayış.

Bilakis; "kim kimi yakalarsa" misali.

Korkunç bir şekilde toplum "bu ahlaksızlıklar" cenderesinde "dejenere" oluyor.

Felaketler zinciri de bundan gelişmektedir.

Eğer 9 yaşındaki "kız çocuğuna" tacizde ve tecavüzde bulunuluyorsa.

Liseli genç kızlar "seri şekilde" ağlara düşüyorsa.

Özenti "noktasında" batağın müdavimleri oluyorsa.

Bunda tamamen "evdeki" yıkımdır.

Milyonları "ekrana" bağlayan, "ahlaktan" nasipsiz "pembe" dizilerdir.

***

Onun için diyorum ki;

Dejenere olmaya aday toplum "felakettir".

Burada "ailelere" çok iş düşüyor. Lütfen ama lütfen.

Çocuklarınızı, gençlerinizi "bu ahlaki çöküntüden" koruyun.

Onlara maddi alemin yansıra manevi alemi de gösterin.

Gönül gözlerinin açık olmasını sağlayın.

Ve tabi ki; "evimizdeki" düşman olan "televizyonların" pembe dizilerine karşı da.

Özellikle Radyo Televizyon Üst Kurulu.

Siyasal İktidar.

Ve Bakan Nimet Çubukçu'nun "özel bir hassasiyet" göstermesi gerekir.

Yoksa öyle bir gün gelir ki "ahlak, namus, utanma ve saygı" diye bir kavram kalmaz.

Ne olduğu "yönünde" sözcük aranır.

Onun için de; "Pembe Dizi" terörü dediğim bu illeti "frenlemek" gerekir.

Çünkü yazık oluyor ülkeye, gençliğe ve yarınlara.

Haksız mıyım?

Hayırlı Cumalar.

***

NOT :

Buarada Yenişehir Belediye Başkanı Fırat Anlı, Bingöl'den Belediye Başkan adayı "gösterildi".

Hayırlı "uğurlu" olsun derken, DTP'nin "isabetli" bir karar aldığını da, vurgulamak istiyorum.

Çünkü "Anlı", ılımlı, hassas, duyarlı ve siyasetin "barışçıl-diyalog" içerisinde yapılması gerektiğini bilen bir kişi.

DTP'ye hayırlı olsun.