PİTBULL VE BAŞIBOŞ KÖPEKLER!…

Son zamanlarda sıkça “pitbull köpek” saldırıları yaşanıyor..

Ve ana tepki de, “Pitbul Köpeği’nin” vahşiliği, şiddeti, can yakıcı “karakteryapısı..

Doğru!.. Pitbull köpeği saldırgan ve tehlikeli..

Ama asıl onu saldırganlaştıran, azdıran, can yaktıran, can alan, sokakta, çarşı-pazarda “Pitbull terörü” yaratan, onu sorumsuzca “sokağa salandır?”..

Gaziantep’teki 4 yaşındaki kızımız Asiye “saldırısındafail Pitbull köpeği değil, bilakis “onun tasmasını” bırakandır

***

Tıpkı, Diyarbakırımızda son günlerde şehrin en modern semtlerinde gruplar halinde “cirit attırılan” sokak köpekleri gibi!..

Şehrin en modern semti diye övülen Kayapınar’da, manzara görüldüğü gibi!..

Okul çevrelerinde mi, konut bölgelerinde mi, park ve bahçe alanlarında mı, her yerdeler?…

Toplu geziniyorlar, fırsatı buldular mı da, saldırıyorlar.. 

Tehdit ve tehlike büyük…

Ki bu yöndeki serzenişleri, şehrin diğer ilçelerinden de almıyor değilim!..

***

Büyük bir zaafiyet ve keyfiyet var..

İlgili etkili ve yetkililere naçizane tavsiyemiz..

Ki, kendimizi Avrupa ile kıyaslıyoruz ya.. Buyrun Avrupa’nın sokaklarında, caddelerinde, yerleşim alanlarında, “tek bir kedi, ya da köpek” göremezsiniz, bulamazsınız!..

Peki orada da “evcil hayvanlar yok mu var?”..

Orda da “hayvan hakları yok mu var?”

Ama gel gör bizdeki; “zihniyetbaşka..

O başıboş gezen köpeklerin, kedilerin varlığı ve başıboşluğu, “saldırılarlaçocuklarla üzerinde, yetişkinler de nasibini almıyor değil, “hayvan korkusu, hayvana karşı şiddet duygusu” otoriter başıboşluktan kaynaklıdır..

Bir de bu saldırganlığı tescilli Pitbull cinsi köpekler neden yasaklanmıyor artık!..

İnsanların hayvanlara şiddet uygulamasını önlemek, onlardan nefret etmesini önlemenin yolu da bu başıbozuk düzene son vermektir.

Bence en çok da hayvan sever dernekleri bunun için çalışmalı, isteyen evinde kedi, köpek hatta aslan ya da sırtlan beslesin.

O onların bileceği ve gönül rızalarıdır ferdidir..

Ahaliyi pek ilgilendirmez..

Ancak bir hayvanın başka birine saldırarak zarar vermesi, sokakları korkulur hale getirmesi, ya da sağlık açısından olumsuzluklara neden oluyor olması, açık bir insan hakkı ihlali olduğunu beyan ediyorum..

***

Nitekim, ailenin yeni üyesi “Şevkokedi de aynı beyanda bulunarak, “sokakların sağlıklı bir ortama kavuşmasını” isedi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği “Beyaz türkler hayvanlarına sahip çıksın” sözüne ek olarak, Yerel Yönetimler siz de “sokaktaki başıboş köpeklerinize ve keyfiyetinize sahip çıkın?”

***

OTOMATLAR DEVREDIŞI!..

Diyarbakır’ın ilgili ve yetkili zevatına duyurulur..

Atıklarıkaynağında ayrıştırmak amacıyla, kentin çeşitli bölgelerine konulan ve aynı zamanda “sokak hayvanlarına” su ve mama sağlayan, “otomatlarınızınbüyük çoğunluğu devredışı, kullanılmaz, işlev görmüyor..

***

Yani özetle; “çalışmıyorhizmet dışı..

Şikayetlere, serzenişlere rağmen, hizmetin devamlılığı noktasında, “ırakbir anlayış ve tavır var..

Binlerce lira harca, sonrası onu atıl hale getir..

Nasıl bir keyfiyet, sorumsuzluk, anlamak güç!?.

***

SİZİNKİSİ DÜPEDÜZ “RİYAKARLIK..!”

Neymiş..! Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati..

Bir televizyon kanalında “döviz kuruyla” alakalı konuşurken, şöyle demiş…

-“Büyük finansörler, bu işin bir şekilde döneceğini bilir. Ama çarpılan kim oldu? Her zamanki gibi küçük yatırımcılar..”

***

Doğru bir söz. Hakikatin beyanı..

Kimse de inkar edemez…

Ama gel gör ki, “ettiği bu beyan” üzerine Nebati’ye, hal-i hazırda etmedikleri laf kalmadı..

Kızıl kıyamet misali; “söyleyen söyleyene..!”

İtiraf bu itiraf” diye nara atıyorlar.. 

İster bir itiraf olsun, ister gerçekçiliğin, hakikatin, şeffaf duruşun, beyanı olsun..

Her ne ise; “kurdaki istikrarsızlık” 7’den 70’e herkesi “çarpmıştır?”..

***

Şiddet oranı değişken olsa bile…

Ki en çok da “dolarıkendine güvenli mahalle gören, bu mahalleden bir şeyler elde edebileceğine inanan “küçük yatırımcı ve orta kesim” olmuştur..

Dönersek Nebati’ye “laf edenlere?..”

Bilaistisna topyekün hepsi, “doların yükselişine” sevinen, zil takıp oynayan, kesim… Piyasayı “manipüleeden, “dolar alın, dolar alın” diye, çığırtkanlık yapanlar!..

***

Sormak lazım bunlara!.. Bi cevap verin bakalım…

Erdoğan mı ekran ekran gezip, söyleşiler vererek “dolar uçtu gidiyor. Böyle giderse 2021’i 20 lirayla kapatır” diyen..

Ya da İMF’nin kapısına dayanalım?..

Özel bir görüşme, ayarlayabilsek diyen Erdoğan mıydı?….

Yoksa Nureddin Nebati miydi ki; “Siz durun hele.. Bugünler bizim iyi günlerimiz. Beterin beteri geliyor..

Dolar artık tutulamaz, ateşi düşürülemez, 2021’in sonunu bekleyin siz!” diyen

Süleyman Soylu mu “ahaliyi gaza getirip” bankaların, döviz bürolarının önünde “kuyruğa sokup” dolar alımını sağlayan?..

 Küçük yatırımcıya “elindeki, avucundakini” dolara yatırıp burdan daha güvenli mahalle yok” diyen Soylu muydu?..

***

Erdoğan’ın doları frenleten “yeni ekonomik paketini” açıkladığı akşam dolar düşüşe geçerken “Bu bir alım fırsatıdır, dolar yeniden yükselecek, 20 lirayı da aşacak” diyen Mevlüt Çavuşoğlu muydu?..

Yok beyler yok; sizinkisi düpedüz riyakarlık!!..

Çünkü, piyasayı manipüle eden, zihinleri buhranlaştıran, korku, endişe ve panik, kaygı üretici şekilde “dolar gazlaması” yapan, “battık, bittik” maverasında bulunan, “küçük yatırımcıyı” galeyana getiren sizlerdiniz!…

***

Ekonomiyi “girdabasokma adına her türlü melaneti yapan sizlerdiniz..

Döviz kuru üzerinden “iktidar devşirme” operasyonu için “el ovuşturan” Okyanus ötesinden medet umanlar sizler iken, bugün dolar düştü “küçük yatırımcı çarpıldı” sözüne sarılmanız, en basit deyimle “bukalemunsunuz?”..

Niye iki kelam etmiyorsunuz “doların düşüşe geçtiği geçe, dolar alma fırsatı bu, dolar yükselecek” diye laf üreten Durmuş Yılmaz’a..

Etmezsiniz çünkü aynı mahallenin çöplüğünde geziniyorsunuz da ondan!…

Neyse, siz oralarda gezinip, durun!..

Uyarmıştık ya, “fiyatları indireceksiniz..!”

Hala direnç gösterenler var..

Bakan Nebati önceki gün anlamlı bir ifadeyle, “sopayı elimize alıyoruz” diyerek, seslendi.. “Jet hızıyla çıkardılar fiyatları, öyle yamaç paraşütüyle gezer gibi ortalıkta dolanmasınlar.

Fiyatlar, aşağı hızlı bir şekilde inecek.

Yoksa geliyor gelmekte olan... Hazine ve Maliye’nin sopası.”

Neyse; bizden söylemesi.. Geliyor o sopa!?..

***

MASAMDAKİ BİLGİSAYAR…

Şu Ümit Özdağ var ya!.. Son “bombasıbir alem dedirtiyor..

Yani, Parti Genel Başkanı, olacak bir kişinin, düşeceği hal-i durum bu mu olur?..

Ne yazık ki!…

Vakıf oldunuz mu?!…

Önceki gün, bir resim paylaştı, Twitter’dan.. Meclis’teki odasında bulunan masasının üzerine konulmuş bilgisayarın resmi..

Altına da not düşmüş..

600 vekilin bilgisayarı değiştirilmiş. İnsanlar açken bu çok ayıp bir harcama. Halka porsiyon küçült derken bu yapılmaz."

***

Tabi bir anda gündem oldu!..

Zaten hale ki biz de dahil olmak üzere, “Vekillerin lüks yaşamına, maaşına, gelir-giderlerindeki adaletsizliğe” gıcık olmamız münasebetiyle, “hurra yüklendik?”…

Bu ne israf diyerek?”

Ama sonra; “oltaya gelen sazan” misali herkes Özdağ’ın sorgusuz, sualsiz, araştırmasız “şuur yoksunu” siyasi devşirmesine, nasıl geldiği ortaya çıktı. Meclisten açıklama geldi…

-"Sayın Ümit Özdağ'ın bilgisayarı kendisinin 20 Aralık 2021 tarihli dilekçesi ile talep etmesi üzerine değiştirilmiştir!"

***

Peki Özdağ vaziyeti kurtarma adına ne diyor; “Danışmanım benim adıma talepte bulunmuş.. Bilgim yok..”

Denir ya haydaaaa!.. Gel de, “apışıp kalma..” Gel de “buyrun burdan yakın” demeyin.. Oldu mu şimdi?.. 

Yahu arkadaş!.. P

arti lideri olacaksın, seçilmiş vekil olacaksın, bu ülkenin yönetimine talip olma adına yola çıkacaksın, “masandaki yeni bilgisayara” vakıf olmayacaksın!…

Bir de sabah geldiğinde “değiştiğinigördüğün bilgisayarla ilgili, “ey danışman, ey sekreter, ey çaycı, ey kat yetkilisi” hele bi gelin; “bu bilgisayar neyin nesi” demen gerekmez miydi?!..

***

Ama yok!.. Nasıl olsa siyasetin son dönemlerdeki “revaçtaki” akıl var ya..

Ondan yararlanma, bir kaç tık, bir kaç oy reklamı diye; “çamur at, tutmazsa izi kalır” kabilinde!..

Neyse ki, hakikatin keskin kılıcı var!..

O her daim gerekeni en doğru ve salih amelle; icra eder!..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Yalnızlık Allah’a mahsus, her canlı bir eş arar. Taşın kalbi yok ama, onu bile yosun sarar…