SARSINTI BÜYÜK!

StrBody "

Merkez üssü Ankara!
Sarsıntı bir hayli büyük.
Hem de 7,5 şiddetindeki depremin ""sarsıntısını"" geride bırakırcasına.
Devasa mevzunun yarattığı bir deprem.
Ülkenin dört bir yanında; ""hissedildi"" derin durum.
Sabahın ilk ışıklarında, ahalinin kahvaltıda oturduğu esnada.
Kimi de benim gibi uykuda, kimi artık günün mesaisine merhaba demiş vaziyette.
Korku ve endişe içerisinde ""sarsıntının"" detayına ""ne oluyor"" diyor?
Çünkü kafalar önemli ölçüde karışık.
Haber kanalları ""yayınları"" canlı bağlantılarla kesip; duyurdu.
""Şok dalga, şok baskınlar, Ergenekon depremi"" gibi; başlıklarla.

***

Aslında; sarsıntı beklenen bir sarsıntıydı.
Hatta kimine göre de ""gecikmiş"" bir mevzu.
Ergenekon Terör Örgütü davasının ""sonuçlanması"" anlamında.
Ama dün sabah 6'ncı perde açıldı.
Günlerin, ayların, hatta yılın ""zaman"" tükettiği bir mevzuda gelinen sonuç; dün yarattığı sarsıntı oldu.
Evet.
13 aydan bu yana soruşturmayı yürütmekle sorumlu Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz 6'ncı kez ""gözaltı"" düğmesine bastı.
Bir önceki 5 perdeden daha sert ve sarsıntı getiren 6'ncı düğmenin hedefinde bu kez önemli ve bilinen isimler vardı.
Zaten ""gün boyu"", haber kanalları ""canlı"" yayınlarla ahaliye duyurdu.

***

Şu kişi diye.
Kimler var?
Özellikle askeri kanattan emekli olan paşalar.
Bir dönemin ""çok"" ses getiren isimleri.
Emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Emekli Orgeneral Şener Eruygur, Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat eski Başkanı Tuğgeneral Levent Ersöz
Emekli Tuğamiral İlker Güven.
Sivil kanatta gazeteci;
Cumhuriyet Gazetesi Ankara temsilcisi Mustafa Balbay, Tercüman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ufuk Büyükçelebi, Yazar Erol Mütercimler.
Ve iş dünyasından;
Ankara Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sinan Aygün,  Ati Teknoloji Özel Sağlık Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Şirketi Genel Müdürü Prof. Dr. Ercüment Ovalı.
Dün toplam gözaltına alınan kişi sayısı 25 olarak açıklandı.
Arkası gelir mi, gelmez mi bilinmiyor.
Ama şunu ifade etmek gerekirse Cumhuriyet tarihinde ""ilk"" gerçekleşiyor.
Generallik rütbesinden emekli olmuş paşaların ""zanlı"" olarak; evlerinden gözaltına alınması.
Alınma ""şekilleri"" doğru mu değil mi tartışma getirir.
Ancak; dün ""yaşanan sıcaklık"" gölgede 45 dereceyi aşıyordu.

***

İddianame hazır olmadığı için; kesin bir şey söylemek mümkün değil.
Detayı da ""yasak"" olması münasebetiyle; deşemiyoruz.
Ama önümüzdeki günlerde ""durumun"" bir hayli senaryolara gebe olacağını şimdiden kestirmek mümkün.
Çünkü Birincisi ""gözaltı ve arama emri"" veren savcı Öz'ün ""elindeki"" deliller nedir?
Mutlaka ""kırkı kırk"" etmiştir.
Yani; elde çok ciddi anlamda ""emare"" var ki; ""böylesi"" önemli isimler için ""gözaltı"" emri çıkarmıştır.
Yoksa yaratılan ""sarsıntı"" yeni sarsıntıları geliştirir.
Tabi şunu da unutmamak gerekir.
Her eldeki emare, suçun kanıtı olamaz.
Her gözaltına alınan kişi de ""suçludur"" diye görülemez.
Onun için; bu sarsıntıyı toplum ve sorumlular noktasında ""iyi tahlil"" etmek gerekir.

***

Bunun bir de; siyasi yönü var.
Oluşan bu sarsıntıdan sonra; herkesin kafasında şu soru vardır.
Peki, bundan sonrası ne olacak? Yani; durum nasıl gelişme gösterecek.
Ülke ve millet olarak ""nereye"" gidiyoruz?
Kimse ""net bir fikir"" ortaya koyamıyor.
Çünkü herkesin kafası karışık.
Korku ve endişe içerisinde; yarından güvensiz bir anlamda.
Aslında konuşan çok.
Senaryolar üreten de çok.
Çünkü korku ve endişe içerisinde; ""paronayak"" vaziyette; her olup-bitene ""elbise"" biçiyoruz.
Dün gün boyu; operasyonla alakalı ""yorumları"" dinledim.
Kim ne diyor diye.
Herkes bir telden.
Kimine göre, Ergenekon Terör Örgütü ""bir komplo""!
Kimine göre, ""şok operasyon"", AK Partiye yönelik ""kapatma"" davasının rövanşı.
Yani; ""Siz AK Partiyi kapatın, bizim de ne yapacağımızı görün"".
Kimine göre de; AK Parti ""rejim"" düşmanı; devrilmesi gerekir.
Kimine göre de; ""demokrasinin doğum sancıları"" çekiliyor.
Kimine göre de; ülke bağırsaklarındaki kirlilikleri dışarı atıyor.

***
Bir de; AK Parti hakkında açılan Kapatma Davası'nın savcı Yalçınkaya tarafından yapılacak olan ""sözlü"" açıklamanın yapıldığı gün; operasyonun gerçekleşmesi..
Geçtiğimiz hafta Başbakan Erdoğan'ın sürpriz bir şekilde, Genelkurmay Başkanlığı'na ""kesin gözüyle"" bakılan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ'la başbaşa görüşmesi..
Ve bu görüşmenin öncesinde; Milli Güvenlik Kurulu toplantısı..
Ayrıca Temmuz ayının sonunda; Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yeni komuta kademesini belirleyecek olan Yüksek Askeri Şura ""toplantısına"" kısa bir süre kalırken..
Tüm bunlar şu tezi de ortaya koymaktadır..
Genelkurmay Başkanlığı yani Türk Silahlı Kuvvetleri ""Ergenekon Terör Örgütü""nün 6'ncı perdesinden haberdar..
İşbirliği içerisinde ""operasyon"" gerçekleşti..

***
Her ne ise; ülke çok ciddi bir ""atmosferi"" geçiriyor.
Bu süreçte; atılan adımlar, sarf edilen sözler.
Hayata geçirilen icraatlar çok önemli.
""Uzlaşı"" getiren, hizipleşmeyi dağıtan, bütünlüğü ""hayata"" geçiren; yönelimler gerekli.
Yani sözün özü; ülke olarak, millet olarak ""her şerden"" bir hayır çıkarmamız gerekir.
Sonuç itibariyle;
Ne Ergenekon Terör Örgütü'nün faaliyet alanı ""masumiyettir"".
Ne de; ülkenin ""sarsılmaz"" değerlerine yönelik aktiviteler ""masumdur""!
Ne de; Siyasal İktidar ve onun karşısındaki muhalefet.
Ne de; halkın iradesini ""hiçe sayan"" düşenceler.
Milli değerleri ""yıkan"".
Cumhuriyet ""varlığına"" düşman kesilen.
Ülkenin bütünlüğüne halel getiren.
İnsan Hak ve Özgürlüklerine ""pranga"" çeken.
Gelenek, görenek, örf ve adetleri ""hiçe"" sayan.
Dinin, Dilin ve Yaşam Ahlakını ""erozyona"" uğratan.
Düşünceler ""masumiyet"" kimliği alabilir mi?
Alamaz. Almamalıdır.
Onun için de; bizim ""sığınabilecek"" tek dalımız vardır.
O da; demokrasidir.
Bağımsız yargıdır.
Hür Cumhuriyettir.
Halkın iradesini işleten Meclis’tir.
Ülkenin güvenliğinden sorumlu Türk Silahlı Kuvvetleri ve Polis teşkilatıdır.
Bunların dışındaki düşünce ve yaptırımlar ""yasadışıdır""!
Bunun böyle bilinmesi gerekir.

"