SAVAŞ'IN OKUTTUKLARI!?..

BİR.. Rusya'nın "askeri harekatı" Ukrayna'nın AB ve NATO "üyeliği" hayalini öncelikli olarak; "hayal kırıklığıyla" noktaladı.. Yani; "üyeliklerden" medet umup, kendini güvenceye alma yönünde yıllar yılıdır daldığı hayal ve uğraş boşa düştü!…

***

İKİ… Rusya'nın "askeri harekatı", Ukrayna'nın ABD ve Batılı ülkelere "bel bağlamasının" nafile ve hayati bedelinin acıyla sonlanacağı gerçeğini, ülkesinin işgale maruz kalmasıyla bir kez daha tescillenmiş oldu!.. Yani; "ele güvenirsen" halin nice olur gibisinden!?..

***

ÜÇ… Rusya'nın "askeri harekatı" NATO'nun ve Birleşmiş Milletlerin "emperyal" yapılara karşı, nasıl da büyük bir "tükenmişlik, zayıflık, cılız kalma hali" içerisinde olduğu, hakikati su yüzüne çıktı!.. Yani; "NATO emperyal güçlere karşı hiçbir işe yaramıyor?"

***

DÖRT… Rusya'nın "Askeri Harekatı" gösterdi ki; ABD'nin güdümündeki NATO'nun "varlık ve gerekliliğinin" artık sorgulanması ve sonlandırılması gerektiğini, gösterdi!.. Yani "Günümüz koşullarında NATO'ya ihtiyaç var mı yok mu?" sorusu yanıt buldu; vasat bir kulüp!..

BEŞ… Rusya'nın "askeri Harekatı", aslında "Dünya Beşten Büyüktür" gerçeğiyle, Birleşmiş Milletlerin "zırvalama şovundan" öteye bir işe yaramadığı gerçeğini de, emperyal bir güce karşı ortaya çıkardı. Yani; "güçsüze aslan, güçlüye kedi, misali bir Birleşmiş Milletler anlayışı var.."

***

ALTI… Rusya'nın "askeri harekatı", ABD de, tıpkı NATO ve AB gibi "dut yutmuş bülbül" misali, Moskova'ya karşı nakavt oldu!.. Yani,  Afganistan'daki "yenilgiden" sonra, Ukrayna ikinci bir yenilgi sillesiyle, tokatlanan ve itibarı yerlerde sürüklenen bir ABD var!!!..

***

YEDİ… Rusya'nın "askeri harekatı" gösterdi ki, Putin'in hayalindeki "Çarlık Dönemi", ilmik ilmik yeniden işlev görerek, dokunulmaya çalışılıyor.. Yani; Moskova, dağılan Sovyetler Birliği'nin toprak bütünlüğünü yeniden sağlama ve perçinlemeyi hedefliyor…

***

SEKİZ… Rusya'nın "askeri harekatı", Çarlık İmparatorluğunu yıkan, Batıya karşı "intikam" operasyonuna da dönüşebileceği sinyalini de içerisinde barındırmıyor değil.. Yani, Ukrayna bir ilk adımsa, bunun sonraki adımları da olabilir, gelebilir?!…

***

DOKUZ.. Rusya'nın "askeri harekatı" öncesi ve sonrasında, Putin'in, Türkiye ve Erdoğan'la yürüttüğü sıcak ilişkiler bir ölçüde "gel birlikte Batı'yla mücadele edelim" duruşunu da, öne çıkarmıyor değil.. Düşmanımın düşmanı dost misali.. Yani; Osmanlı'yı da, Çarlık imparatorluğunu da yıkan Batı'ya karşı "bir olalım.."

***

ON… Rusya'nın "askeri harekatı" Türkiye açısından, "hayati" öneme sahip hassas çizgiler" içeriyor.. Öyle ince ki "sırat köprüsü" gibi.. Yani, uzun ve kısa vadeli hesapların rotasında; köprüyü geçme adına "tarafsız" kalmak en büyük kazanımdır, hele ki günümüz koşullarında!..

***

ONBİR… Rusya'nın "askeri harekatı" akla, "it iti ısırmaz" sözünü hatırlatıyor.. NATO, ABD ve AB'nin Rusya'ya "dişe dokunur" bir şey yapmamaları, Ukrayna'yı da kışkırtıp Putin'e yem edilmesi "danışıklı dövüş mü?"… Ki Türkiye açısından aman ha aman "iki tarafa da" güvenme dedirtiyor?.. Yani; ne Rusya'yı ne de Üçlü yapıya "tarafgir" olma…

***

ONİKİ… Rusya'nın "askeri harekatının" ilk adımı olarak, on birinci maddeyi görmek gerekir gerçeğiyle detaylandırırsak!.. Ya danışıklı dövüş misali; Türkiye'yi kuşatma projesi işliyor, ya da Türkiye bölgenin kaderini belirlemede aktör konumuna yükselmesinin önüne "set" çekilmek isteniliyor?!…

***

ONÜÇ.. Rusya'nın "askeri harekatı" bir üçüncü dünya harbinin ayak sesleri.. Bizim "dahil olmamamız" gereken bir savaş. Etrafımızda yaşanılıyor olması; her türlü tuzağa bizi çekebilir ve  açık.. Yani; işte bu tuzakların "küçük bir kıvılcımının" Türkiye'ye sıçraması, bizi Birinci Dünya Savaşı'na "sokma tuzağına" düşmemize meyil vermemeli! Uyanık olmak lazım!?..

***

ONDÖRT… Rusya’nın “askeri harekatı" Çin'in, Asya kıtası üzerindeki "hakimiyet" politikasını da, kulvara çekmiyor değil.. Rusya ve Çin "stratejik" yönde şuan ittifak içerisinde ama, sonrası "güç kimde" kavgasının olabileceğini de, hissettiriyor.. Yani; Çin ve Rusya bugün stratejik ittifakta ama yarın "güç çatışmasına" girebilir..

***

ONBEŞ.. Sıralanabilecek daha çok maddeler var.. Ama 14 maddenin ortaya çıkardığı sonuç şu!.. Yeni bir dünya düzeni süreci başlamıştır!.. Ana akımda, Rusya, Çin, ABD ve AB var ise de, Türkiye bu kulvarda "kendini aktör" olarak gösterebilmesi için; "Montrö Boğazlar sözleşmesinin" muhtevasına göre, kendini konumlandırmalıdır…

***

EL ÖPENLERİN ÇOK OLSUN!…

Bu resim, dün Hakkari'den geldi.. Kısa sürede de, Türkiye'nin "gündemine" oturdu!.. Hakkârili bir anne.. Elini öpen ise o ilin Valisi.. Yani Hakkari Valisi İdris Akbıyık…

***

Misafir olduğu evin hanımının, annesinin önünde eğilip, "elini" öpüyor.. İnsanın yüreklerini hoş eden, gururlandıran, sevindiren bir mütevazilik, bir sıcak ve samimi, güzel yaklaşım!…

***

Devleti temsil eden bir "makam olsa da" Valilik!.. Akbıyık biliyor ki; "o makamın sahibi, halktır.. Çünkü, halk varsa o makam vardır.. Tebrikler sayın Valim.. Harikasınız, ki Hakkari'de yönetimsel olarak, ortaya koyduğunuz harika hizmetlerle, kendinizden söz ettiriyorsunuz!..

***

Elini öptüğünüz annenin size seslendiği gibi!.. Ben de buradan sesleniyorum; "el öpenleriniz çok ve bol olsun!.." Senin gibi; "yürekli valiler, bürokratlar" çok olsun… Üstat ne güzel ifade etmiş; "Ne ekersen onu biçersin?!.."

***

Demek ki, seni ekenler "insani, vicdani, rahmani, güzelliği, mütevaziliği, iyiliği, saygıyı ve sevgiyle" eşelemişler ki!.. Sen de eğer o ellere bugün "eğilip öperek" karşılık veriyorsun ki; örnekler çok olsun!..

***

Keşke!.. Evet keşke, yaşadığımız coğrafyada Yazıcıoğlu gibiler, Akbıyık gibi valiler gelip gitseydi.. "El öpen, eli öpülesiler" olsaydı.. Öyle inanıyorum ki, tüm şer yapılara rağmen "devletin bu şefkatli yüzü acı dolu hadiselerin" önünde bent olurdu!.. Yaşanmazdı!…

***

Ve bugün, en doğal, olması gereken, devlet adamı "kişilerin, siyasilerin, kurumların, makamların" değil de; ülkesinin ve milletinin, yani "halkın hizmetkarı" olma görevini yerine getirmesini, "yere göğe sığdırmaz" bir hareket olarak, "özlem" duymazdık!…

***

GÜNÜN SÖZÜ

İnsan ağaca benzer, ne kadar yükseğe ve aydınlığa çıkmak isterse o kadar kök salar yere..