SEÇİM TAKVİMİ; BİR MESEL!…
Hem de nasıl bir mesel!.. Denir ya, “gel de çık işin içinden..” Vaziyet aynen de böyle; “mayın tarlası” gibi!.. Gün ve haftayı bıraktık, “ay” konusunda bile henüz bir anlaşma söz konusu değil… Ne deniliyor; Nisan'da mı, Mayıs'ta mı, Haziran'da mı, yoksa başka bir ayda mı “seçim olsun?…” Fal bakar misali?
***
Tabi, her parti kendisine özgü “gerekçeler, analizler” sıralayarak “Ay” tercihinde bulunmanın hikmetiyle, tavır alıyor.. Hatta “seçim olmayacak” diyen bile var.. Ağustos böceği gibi; çal, oyna!… Neyse, ay derken, bir kenara bıraktığımız gün ve haftayı da bilahare; mesel haline getirenler de “dönüp işlem” yapıyor.. Şu pazar olmasın, bu pazar olsun, her pazara bir “etki mesel” yükleniliyor..
***
Yani, “etki faktörleri” sıralanıp duruluyor.. Nedir o gerekçeler, dersek!?.. Malum, mübarek üç aylar başlıyor.. Eee, Ramazan-ı Şerif son ay.. Mütedeyyin atmosferin ruhuyla, yaşam biçimi, değişiyor.. Ki “Hac mevsimi?”.. Toplumsal bir “muhafazakarlık” havası her yerde eser.. Bu kulvarı eşeleyen, “oy devşirir?”.. Cami, cemaat, teravih, ibadet, hayır hasenat var.
**
Unutmadan!.. Bir de, okulların “tatili” dönemi başlıyor.. Genç nesil özellikle Z kuşağı.. Yani Üniversiteler.. Takvim yaprağı “tatil günlerini” gösterdi mi, biliyorsunuz ki bir kesim için “akan sular durur”.. Erken rezervasyonlar.. Derler ki; bırakılır mı?. Sınav maratonu, “dersten kalmaların bütünü de unutmamak lazım?”.. Memleket hasretiyle yanıp tutuşanlar?!..
***
Zamana ve seçime “etki edebilecek” oranlar ölçüsünde, hatırı sayılır “meselelerdir?” bunlar.. Ki, anketlerin diliyle “seçimin kilit partisi” HDP’nin, “akıbetinin ne olacağını mesel edersek?”.. Vay ki vay; “kapatılır mı, kapatılmaz mı?”.. Kapatılsa ne olur, kapatılmazsa ne olur?.. Bir de aday desteği veya kendi adayını belirlemesi!.. Selahattin Demirtaş yılın ilk gününde, “Seçim startını verdi?”.. Genç Parti de mi; dava konusu!… Cem Uzan konuşuyor..
***
Başka pusuda bekleyen partiler.. Altılı masada sayı artacak mı?!.. Ya da kırılmalar, ayrıştırmayı getirecek mi?!.. Hepsi birer muamma ve hepsi “seçim gününe” odaklı.. Peki, kenarda bekleyen; “ahmakça” sözünden dolayı aldığı “cezaya, zil takıp oynayan, keyif çatan”, Ekrem İmamoğlu’nun durumunun ne olacağını irdelersek?.. Kesinleşmemiş ceza, ya kesinleşirse veya bozulursa.. Ki, terör soruşturmaları da geliyor.. Mansur Yavaş’ın vaziyeti meçhul!…
***
Netice itibariyle; mesel çok!.. Ancak, seçime çeyrek değil yarım sene var desek de zaman su gibi akıyor.. Yani er ya da geç; sandık kurulacak.. Önemli olan da; o sandıktan bir “oy alabilmek.?” Hal bu iken, diyeceksinizki “tüm bu meseller” zihinleri meşgul ediyor ama velakin hala karşı tarafından “geliyor gelmekte olan” sloganlı zat-ı muhterem “ortada yok?”…
***
Sahada bir kişi var.. O da Erdoğan.. Rakip henüz yok, ki rakipler de diyen çok.. Ama, “hikmetli ve cesaretli” bir tavırla; “ben Erdoğan’a rakibim diyen, yok?”..
***
HAYDAAAAA..
Deva Lideri Ali Babacan!.. Diyarbakır’da eski Parlamenter Ali İhsan Merdanoğlu’nun eşinin vefatı nedeniyle, bulunduğu taziye ziyareti” sırasında, “Cumhurbaşkanlığı adaylığı” noktasında, “haydaaaa” dedirten bir açıklamada bulundu…
***
Babacan!.. Diyor ki; “Bugün itibariyle her türlü seçeneğe açığız. Tabii ki 6'lı masa beni aday olarak desteklerse hem seçilebilirim hem de en iyi şekilde yaparım ama bu 6'lı masanın mutabakatıyla yapılacak olan bir şey..”
***
HAKARET İÇERMEYEN, HAKARET İÇEREN!…
Yargıtay’ın hükmü.. Bu sözler “hakaret” olarak kabul edilemez.. Sadece “kaba, nezaket dışı” cümleler olarak kabul edilir.. Peki hangi sözler bunlar..
• Haysiyetsiz
• Karı gibi adamsınız
• Hepiniz yiyicisiniz, bu memleketi yediniz bitirdiniz
• Git hangi o…puyla gezersen gez
• Dinsiz
• İmansız
• Çemkirme
• Nankör
• Adın batsın
• Allah belanı versin
• Savcıysanız savcılığınızı bilin
• Sen mafyanın avukatı mısın?
• Kukla
• Adam değilsin
• Eşkıya
• Tombaladan müdür
• Dört gözlü
• Suratsız
• Beceriksiz herif
• Cins midir nedir
• Meziyetsiz
• Karaktersiz,
• Lanet gardiyan
• Aç gözlü
***
Yargıtay'ın duruşmada hakime karşı “Siz açıkça taraf tutuyorsunuz” sözü ile birçok bedduayı da hakaret kapsamında görmediği kelimeler ise şöyle sıralanıyor:
• Allah senin belanı versin
• Allah senin canını alsın
• Yarını göremezsin inşallah
• Allah senin çocuklarından çıkartsın bu acıyı
• Şizofren hastasısın, iki ruhlusun, doktora git
• Sen insan mısın
• Görmemiş
• Adın batsın
• Sen beş para etmez bir insansın
• Basitsin
• Vicdansız herifler
• Aciz zavallı insansın
• Çiftlik ağası
• Amele karısı
• Delikanlı değilsin, sen karısın
***
Yargıtay bu sözlerin karşı tarafın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmadığı gerekçesiyle hakaret suçundan ceza verilemeyeceğini, bu cümlelerin nezaket dışı kelimeler olduğunun altını çizerek, hüküm veriyor!..
***
Peki, polis ve askere karşı sarf edilen bu sözlere Yargıtay ne diyor?.. Bu sözleri de, “kaba” görüp hakaret kapsamında değerlendirmiyor:
• Aynasızlar önümden geçiyor
• Bir daha beni nah yakalarsınız
• Emniyet müdürünü insan olmaya davet ediyorum
• Senden daha büyük bomba mı var?
• Dünkü çocuktan emir mi alacağım
• Sen paralı askersin, biz ne dersek o olur, siz paralı kölesiniz
• Sen kimsin lan, ceza yaz da görelim
***
Yargıtay yerleşik içtihatlarında sağlık çalışanlarına yönelik bu sözleri de hakaret sayılmıyor:
• Bu doktor uyuz, patolojik sorunlu
• Karşımda kıvırtıp durma
• Dua et karısın ulan
• Bu karı beni muayene etmedi
• Karaktersiz herif
***
Sonuç itibariyle, Yargıtay kararlarında, kişiyi herhangi bir olayla irtibatlandırmadan, soyut olarak yakıştırmalarda bulunulması hâlinde hakaret suçunun oluşacağı, kötü bir niteliği ifade eden sözlerin, somut bir fiil veya olguyla irtibatlandırılmadıkları halde, yine de hakaret suçunun oluşacağı ifade ediliyor.
***
Buna göre, bir kimseye “serseri, alçak, hayvan” denilmesi halinde somut fiil isnadı söz konusu değil. Aynı şekilde kişiye soyut olarak “hırsız, rüşvetçi, sahtekar, fahişe” gibi yakıştırmalarda bulunulması hâlinde de hakaret suçu oluştuğuna dikkat çekiliyor.
***
Yani, kişinin fiziksel arızasını ifade etmekle veya kişiye bir hastalık atfında bulunulması halinde de hakaret suçunun işlendiği vurgulanıyor. Kişiye, “kör, şaşı, topal, kambur, kel, psikopat, frengili, AIDS'li” denilmesinin de hakaret olduğunun altı çizilmiyor değil..
***
Özetle, kime neyi nasıl tepki vereceğinizi önce bir teraziye alın, sonra ağzınızdan cümleler çıksın.. Boşuna söylenmiş söz değil.. Ağzından çıkanı kulağın duyacak..
***
GÜNÜN SÖZÜ
Değişim ebedi, ölümsüzlük kalıcıdır.