SENİN MENFAATİN, PEKİ BENİM ÇIKARIM NE?…

Önceki akşam, “Büyüktimur’la Gündem” programımız vardı.. Gündemimiz; İsveç’in NATO üyeliği.. Ve NATO zirvesinde, Türkiye’nin, diplomasi açısındaki, çıkışı?.. Bir de, AB üyeliği.. Konuklar, HÜDA PAR GİK Üyesi Şehmus Tanrıkulu, Hukukçu Muhammed Dara Akar, Enes Akdemir ve Zülfü Bozdaş!..

***

Kapsamlı, geniş ve kıymete değer, tespitlerin ışığında bir tartışma oldu diyebilirim.. Kimi yerde “tansiyon yükseklere” çıktıysa da, herkesin odak noktası, zirveden Türkiye’nin “kazançlı” çıktığı gerçeğiydi…

***

Programın içeriğini merak eden dost ve okurlar varsa, https://youtu.be/xZnaIxYUw5c, https://youtu.be/RwDI9tbsi5c buradan izleyebilirler.. Peki, bizim fikri beyanımız nedir?.. İşte, onu da az sonra, detaylandırarak aktaracağım.. Çünkü, programın moderatörü olmamız hesabıyla, biz sadece sorduk, konuklar yanıt verdi.. Konsept nedeniyle aktaramadık; düşüncemizi bize tahsis edilen köşeye, arz etmek mümkün!.. İsveç ve NATO zirvesi, kazı kazan stratejisiyle, vücut buldu diyebilirim..!

***

Önce şu hakikati görmemiz gerekir!.. Yarım asrı aşkındır NATO üyesiyiz.. Ama NATO’nun genişlemesi veya küçülmesi noktasında, bir politikamız ya da yaptırım, güç dengesi bazlı, çıkışımız var mı?.. Yok.. Oluşumun en güçlü üyesi olsak bile, bugüne kadar denir ya bir hayrını görmüş değiliz!..

***

Tabi NATO’nun ve üyelerinin bu hayırsızlıklarına ülkesel haylazlıklarına, dost görünüp, düşman kesilme hallerine karşı, çıkışlar, tepkiler ve tavırlar sergilenmiştir.. Ama hiçbir zaman, ülke olarak Batı’dan tamamen kopmak, yön değiştirmek, başka arayış ve ittifaklara girme gibi bir strateji olmadı?!..

***

Dikkat edilirse, Batı ile Türkiye arasındaki hizipleşme ve gerginlikler hep, onlardan kaynaklanmıştır.. İlişkileri hiç bir zaman günlük gelişme ve anlam politikalarına boğduran, olmamış bilakis, iç siyasette kimi zaman, sıkıntılar yaşansa da göğüslenerek, adil, akılcı ve sürdürebilir ilişkilere önem verilmiştir..

***

İşte bundandır ki, günü geldiğinde iki yüzlülüklerini yüzlerine vuruyoruz.. Hadsizliklerini hatırlatıyoruz.. Ama biz bu arenada yokuz ya da coğrafyanızdan kaçıyoruz, ilişkimizi kökten kesiyoruz demiyoruz.. Hele ki globalleşen bir dünyanın, vücut bulduğu zaman dilimi içerisinde…

***

Neyse!.. Dönersek, NATO zirvesine ve İsveç’in üyeliğiyle ilgili; “ne kadar ekmek, o kadar köfte” gerçeğine bakalım.. Üçlü liderlerin, mutabakat yani uzlaştığı, 7 maddeye bakıyorum ne var?!..

***

BİR.. İsveç, AB’yle olan Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, Vize serbestisi.. Ve de, Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği sürecinde aktif destek verecek…

***

İKİ.. NATO’ya üye müttefik ülkeler arasında, ki Türkiye’nin ABD ile yaşadığı, en büyük sıkıntıların başında gelen, F-16’ların üretim projesi, F-35 de dahil.. Savunma ve ticarete dayalı yaptırımların, kaldırılması!..

***

ÜÇ.. PKK/YPG/PYD ve FETÖ dahil, Türkiye’nin mevcut yasalarında terör örgütü olarak geçen tüm oluşumları “terör örgütü” listesine dahil edip, destek vermeyecek, faaliyetlerine müsade etmeyecek..

***

DÖRT.. NATO’nun faaliyet alanı içerisine, tarihinde bir ilk olarak, “Terörle Mücadele Özel Koordinatörlüğü” birimi, kurulacak.. Ve bu birimde, temsiliyetlerle terörle mücadelede ortak hareket edilecek..

***

BEŞ.. NATO’nun mevcut belge ve kayıtlarına, Türkiye’nin yıllardır uluslararası arenada gündeme getirdiği, ama bir türlü somuta erdiremediği terör örgütleri bu diplomasiyle artık, NATO’nun envanterlerinde, belgelerinde yer alacak..

***

Mutabakatın diğer ayrıntılarına girmeye gerek yok.. Sadece bu minvalde bir bakış dahi, Türkiye’nin Litvanya’nın başkenti Vilnius’taki NATO zirvesinde, kendi kazançları çerçevesinde başarılı bir diplomasi yürüttüğünü söylemek mümkün!..

***

Sonuç!.. İşte bu mutabakatın uzlaşısıyla, İsveç’in üyeliğine hal-i hazırda yakılan bir yeşil ışık var.. İç siyaset olup-bitene ne diyor?.. Kullanılan koz terör örgütlerinin AB’deki mağarası ve İsveç devletinin gözetiminde, kutsalımız olan Kur’an-ı Kerim’e yapılan çirkin saldırı?”…

***

Özellikle, Kur’an’a karşı yapılan çirkin saldırı.. Ve Avrupa’da hızla yayılan İslamofobi’ye karşı, diplomatik yönden sert bir çıkış ve beyanın olması gerektiğiydi. Bu yapılmadığı için, gösterilen tepkilerde haklılık payı var.. Ama bu değildir ki; yorganı yakmak lazım?..

***

Neyse!.. HÜDA PAR GİK Üyesi Tanrıkulu, bu noktadan hareketli, şimdiden oylamada “kırmızı kart” göstereceklerini açıkladı.. Yani İsveç’in NATO üyeliğine dair Meclis oylamasında hayır diyecekler.. Başka kim hayır ya da evet diyecek, onu meclis oylamasında göreceğiz..

***

Önem arz edici olan, mutabakatın içeriğine dair, neler olabileceğine bakmak lazım? Çünkü iki temel soru var..

***

BİRİNCİSİ.. Türkiye’de terör örgütü kapsamında değerlendirilen, örgütler İsveç üzerinden, NATO bölgelerine terör örgütü olarak girdi.. Peki, diğer NATO üyesi ülkülerin, tutumu ne olacak? Özellikle de, ABD.. Ki NATO’nun ve AB’nin kare ası olarak bilinen, Almanya, Fransa, İngiltere’nin duruşu?!..

***

İKİNCİSİ.. Türkiye’nin AB üyeliği.. İsveç’le varılan uzlaşıyla önü açılan Türkiye’ye karşı, diğer Avrupa Birliği üyesi ülkeleri ne yapacak?!.. Malum, 1950’lerden bugüne, uzanan bir kapıda bekleyiş var.. Ve dönemsel olarak da, oldu olacak denilip, “iki yüzlü, sözünü tutmayan bir AB sicili var iken!..

***

İki sorunun temelinde yatan ana gerçekte; “söylediklerine güvenelim mi?”.. Hiç kuşkusuz ki, uluslararası ilişkiler de, ülkelerin menfaatleri diplomasinin ana ruhunu oluşturur.. Dedik ya, ne kadar ekmek, o kadar köfte?.. İşin bir de, Suriye boyutu var.. Mülteci boyutu var.. Özellikle AB ve ABD destekli, Ege’nin silahlanması.. Kıbrıs.. Yani bir çok mevzu söz konusu!..

***

Evet, İsveç üzerinden, hem NATO, hem AB ve hem de ABD ile Türkiye yeni bir süreci devreye koydu.. Ve Pazarlık noktasında da, kartını açtı.. Hal-i hazırda, kazançlı görünen, Türkiye..  Ama nihai neticeyi ikmale getirecek olan, Meclis’ten çıkacak olan “evet mi, hayır mı” kararı olacak.. Ha bir de; “güven ve samimiyet” testinin zaman dilimi ne kadar olacak?!

***

Bu zaman dilimi içerisinde, ABD’nin “F-16’ları vermesi ve projeye, üretimine Türkiye’nin dahil edilmesi de” unutulmasın.. Ne diyor Biden.. Vermek istiyorum ama Kongrenin onaylaması şart..

***

Velhasıl NATO’da, AB’de, ABD’de ve Türkiye’de, Litvanya’daki zirvenin diplomatik görüşmelerinin, imzasını “senato, kongre ve meclis” atacak.. Erdoğan boşuna şartını koymadı; “İsveç’e yeşil ışığı” yakarız ama düğmeyi açacak olan, Türkiye Büyük Millet Meclisidir..

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Senin menfaatin var ise, benim çıkarım ne olacak?…