SİYASİLERİN RÜTBE-İ AKLI ESERLERİ…

Siyasilerimize, seçilmişlerimize!..

Ki, hal-i hazırda-kilerimize!…

Vekillerimiz de dahil olmak üzere!!…

Bilaistisna diyerek, şöyle bir soru sorsak…

Malum "siyaset" bir dava peşinde gitmek ise?..

Davasız siyaset, siyasetsiz bir dava, ne mümkün diyebiliyorsak!?…

İşte böylesi, "girdap" bir hakikatle zat-ı muhteremlere sorsak!…

"Sizler hangi davanın peşindesiniz ve siyasetteki davanız nedir?"..

Bu soruya, yanıtlar ve söylem şekilleri farklılık arz etse de..

Özü itibariyle kalıbımı basarım ki, diyecekleri laflar birebir örtüşür olur?…

***

Bizim siyasetteki davamız; hak, hukuk, adalet eşitliktir.. 

Davamız; halka hizmet, "hakka" hizmettir..

Biz, ezilen, zulüm gören, ötekileştirilenlerin sözcüsü ve savunucularıyız…

Ve biz, Millet için, devlet için varız!…

Fakirin, fukaranın hakkını korumak için, buradayız!…

Ülkemizi, bölgemizi, şehrimizi "kalkındırmak" için bu yola baş koyduk..

Biz kardeşiz, biz biriz..

Rüşvetin, yolsuzluğun, usulsüzlüğün "karşısında" duranlarız..

Yoksulun, fakirin, gurabanın "hakkını" savunanlarız..

İş, aş, sanayi, ekonomik refah sağlayanlarız…

Huzuru, istikrarı, mutluluğu, sevinci bir arada yaşamak için, "kefeni koltuğumuzun altına" alarak, soyunduk bu davaya..

Dile, inanca, hürriyete, geleneğe, göreneğe, herkes saygılı olacak..

Ötekileştiren, inkar ettirene karşı duranlarız..!

***

Peki, hakikat öyle mi?…

Ziya Paşa ne diyordu?..

"Ayine-si iştir kişinin lafa bakılmaz.."

Ve tabi ki, "şahsın görünür rütbe-i aklı eserleri?"..

Bu iki vecizeli sözün tercümesine gelince…

Kişinin aynası, hiç kuşkusuz ki yaptığı iştir…

Ki "Rütbe-i aklı eseri" ise, o kişinin aklının seviyesiyle yaptığı işlerdir…

O zaman vaziyetin ikmali!…

Eee, pişkinliğin ve fütursuzca sergilenen "arsız" görüntü, şu çığlığı atmıyor değil mi?..

Hal-i hazırdaki "siyaset davasında" Ahlak sükut etmiştir…

Takiyye zirve yapmıştır…

İhanet şahikası; moda olmuştur..

Arsız hırsız misali; "çuval" geceden doldurulmuştur…

***

Çünkü, tek gaye, tek dava, tek siyasi beklenti; para, pul, zenginlik..

Makam, mevki, şan ve şöhret!..

Adam kayırma, eş, dost, akraba mahiyetiyle, koruyup, kollama!..

Ahali ise, "her şeye müstahak?"…

Devran hep böyle mi gidecek?..

Ne mümkün?..

"Herşeye müstahak" diye görülen ahali, yeri ve zamanı gelince sen göreceksin diyecek!…

Lakin, davalarının "rant" odaklı, siyasetlerinin "boş çuval" olduğunu, "şecaat arz ederken sirkatin söyleyenlerin" kime hizmet ettiğini, gördü bu halk!…

Bu millet, bu bölge, bu kent!..

"Yanardöner" siyasilerin, siyasetin, politikaların peşinden gitmez…

Meftun olduğu şahsiyetin "peşinde" gider..

Ki o da, mevcutta değil, "yeni şahsiyetlerin" söz sahibi, edilişinde, arar!…

"Bil beni, bileyim seni.."

***

OKUR'UN SORUSUNA YANIT!…

Sormuş..

Diyarbakır'ın milletvekili sayısı kaç..

Hal-i hazırda "Seçilen" milletvekilleri kim…?

Ve Partilere göre dağılımı nedir?..

Hangi vekil "kaçıncı kez" seçilmiş?..

Tabi sorudaki mahiyet, önceki yazılarıma istinaden inşa edilmiş…

Demiştik ya..

Sokağa çıksanız, Diyarbakır'ın milletvekili sayısı kaç..

Kentin milletvekilleri kim, sayın dersek!…

Gelecek yanıt, "şok" edici olur..

İki en fazla üç isim…

Bilen nadir olur, demiştim…

Okur bu minvalde kendince bir anket yapmış!..

Diyor ki..

50 kişiye sordum..

15'i, "üç milletvekilinin" ismini saydı…

30'u iki…

5'i bir…

Vekil sayısını, bilen olmadı…

10 ila 11 arası gidip gelindi..

12'yi tutturan yok!…

12 Vekilin ismini zikreden hiç yok...

***

Neyse!…

Tüm soruların yanıt bulması anlamında, aktaralım…

Kentin vekil sayısı, 12…

Ancak, Mecliste bulunan milletvekili hal-i hazırda 10..

7'si HDP..

3'ü Ak Parti…

Malum, HDP'den Musa Farisoğlu "milletvekilliği" düşürülen isim…

Dr. Selçuk Mızraklı..

Yerel seçimlerde Büyükşehir Belediye Başkanı aday gösterilip, seçilmesi nedeniyle; "vekilliği" düştü…

Ki, hali hazırda cezaevinde!…

***

Mevcut vekiller şöyle..

AK Parti…

M. Mehdi Eker…

7 Haziran seçimlerinde 3 dönem kuralına takıldı..

1 Kasım'da yeniden aday gösterildi..

Vekillik koltuğunda rekora gidiyor...

Ebubekir Bal…

İki dönem..

Oya Eronat…

İki dönem…

HDP'nin vekilleri…

Dersim Dağ… Bir dönem...

Garo Paylan…İki dönem..

Hişyar Özsoy…İki dönem..

İmam Taşçıer.. İki dönem...

Remziye Tosun…Bir dönem..

Salihe Deniz.. Bir dönem…

Semra Güzel… Bir dönem...

***

Umarım, bu aktardıklarım bir nota dönüşür..

Ve, yeri, zamanı, günü gelince de, "hele bi bakın ey bizim siyasilerimiz, sizin davanız neydi, bize vaat ettikleriniz, icra ettiğiniz iş, vücut buldurduğunuz rütbe-i akıl nedir?" diye sorarsınız!..

Anlayana…

***

ADAY MI, ROL MÜ YAPIYOR?..

Hakikaten sormak istiyorum!..

Kemal Kılıçdaroğlu..

"Reislik" yarışında, "ben varım narasını" atıp, aday olacak mı?..

Öyle ya…

2014'te…

Ki 2018'de dahi, tıpkı tankların arasında sıvışmanın becerisiyle; kaytarmıştı…

İnce'ye ne demişti; "gel buraya Muharrem?"…

Bugünlerde bir "arzu" edişinden söz ediliyor…

Ne kadar samimi…

Ne kadar rol..

Sonrasında ne çıkar bilinmez bir meçhuliyet içeriyor?..

Sorum şu…

Ne değişti ki, o iştahlandı..

Ne değişti ki, onu iştahlandıran çok oldu?

Sizce…

Yoksa akıl hocalarından bir destur almışlık mı var?..

Neyse, zaman tefsir edecektir!…

***

GÜNÜN SÖZÜ?..

Dokunamadığın birini özlüyorsan, özlediğin kalbine dokunmuştur çoktan.