ŞU MİLLİ EĞİTİM; TAM BİR KOMEDİ!…
Ne yazık ve hazindir ki, Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğündeki “idari anlayış” gelen-gideni aratır cinse döndü!.. Giderek “trajikomik” bir hal almaya başladı; yönetim biçimi!..
***
Denir ya olmaz mı?!… 3 yılda “dört müdür”, onlarca müdür yardımcısı, yine bir o kadar şube ve ilçe milli eğitim müdürü değişti?.. Kim kime “kumpas kurarsa.”.. Ki, erken uyanan “hükümran” oluyor…
***
Mevcut, değişim, görevden alma, yeni atamaların hal-i “destansı rekor” kırıyor.. Nerdeyse; “guinness rekorlar” kitabına girecek, bir günlük müdür vasfıyla.. Öylesine bir hale gelindi ki; “günlük müdür ataması” yapılmasında bir beis dahi görülmüyor… Eğitim ve öğretim hak getire…
***
Sürekli, var edilen “ateş körükleniyor.?” İşte bu hal-i harap, ürkütücü boyuta ulaştı.. İl Müdürü Murat Küçükali’nin makama oturduğu günden buyana tüm idari eforunu “icra ettiği” keyfi ve kendisine özgü stratejik değişikliklere harcıyor olması; pür dikkat çekiyor…
***
Eğitim camiasının dediği gibi; “bu nasıl bir kin ve intikam duygusudur ki” değişimde ve görevden almalar da; “tuzu kokar” hale getirdi sayın Küçükali?!… Bir ego tatminliği mi var?.. Yoksa; bir üstünlük otoritesi yaratmak mı gayesi?.. Çünkü, milli eğitim “olumsuzluklarla” gündemden düşmüyor…
***
Ve mevcut hal, Milli Eğitim Camiasında, kinin, nefretin, hasetin, “intikam duygularının” tsunami gibi, esmesine neden oluyor. Fırtına koptu kopacak.. Açık ve aleni şekilde; “idari kadro” birbirine “hasım” ediliyor… Yoksa; makam odaları “çilingirle” açılır mıydı?
***
Bu minvalde kaç yazım oldu, artık ben de bilemiyorum.. Tarihsel bir “politize olmuş” kuruma döndü; Milli Eğitim!.. Küçükali’nin Diyarbakır’dan önceki görev yeri Tokat’ta da benzer “uygulamalarıyla” kurum camiasına “veryansın ettirmiş?”… İllallah çektirilerek…
***
Yolsuzluk, usulsüzlük, şaibeli işlerin altına imza atılması, “yemek oyunu” gibi, basına yansıyan hadiselerin de Küçükali etrafında gündemleşmesi, “müdür değişikliklerinin” gölgesinde vücut bulunca, der demez, “işin sırrı” burda mı diye, kamuoyunda bir sorgulama oluşuyor… Yani; bir rant çatışması ve çekişmesi mi?!..
***
Ama kime diyeceksin!.. Mevcut hale, “Sağır Sultan” bile vakıf olurken, ne kentin “söz sahibi” ilgilileri, ne de siyasiler, pek tabi ki Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer “alakadar” olmadıkları gibi, söylenen her şeye de “ketum” bir tavır içerisinde, duyarsız kalmaları da ayrı bir manidarlık!!… Ne iş, dedirtiyor?
***
Ki bir kaç hafta önce buradan Milli Eğitim Bakanı Özer’e çağrıda bulunmuştum.. İl Müdürlüğüne “acil ve ivedi” olarak, neşter atılması gerekir.. Huzursuzluğa ve keyfiliğe son verilmeli.. Çünkü, “İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri ile Şube Müdürlüklerinde” yaşanan günü birlik idari değişiklikler; “bıçak kemiğe” dayandı misali tansiyonu gerdiği gibi, yumrukları ve dişleri fena sıktırıyor..
***
Halk deyimiyle, koptu kopacak!… Bismil İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne “asaleten, vekâleten, mahkeme kararı, geçici görevlendirme” gibi değişiklikler “dipsiz kuyuya” döndü… İşte, Cafer Gülseven.. Üç kez atanıp, görevden alınan kişi iken, ne hikmetse şimdi de; “Müdür Yardımcısı” görevine getirildi… İşin sırrı ne acabaaaaa?..
***
Bu arada, İl Müdürü Küçükali ile Eğitim Bir Sen Sendikası arasındaki “çekişmenin de” ayrı bir sorun teşkil edici olduğunu da söylemek gerekir.. Ki, Şube Müdürü Ramazan Tekdemir’in basına yansıyan Küçükali ile ilgili “iddialarının da” halen yanıtsız kalması da; “ayrı bir güç tartışmasını” gündeme getiriyor?!.. Kim kimi koruyor..?
***
Neyse; bu sorunun yanıtını ve özellikle “akçeli ilişkiler” ağına dair milli eğitim müdürlüğü koridorlarında, havada uçuşan iddiaları da; bir başka fasılda mevzu ederiz.. İdarenin atamadığı neşter, kamuoyu adına biz atacağız gibi.. Çünkü, “tuz fena şekilde” kokuyor ve kentin söz sahipleri de artık nereye kadar kokuyu almamak için; “burunlarını tutabilecekler?” onu da zaman gösterecek?..
***
YÜZDE 42 ERDOĞAN…
Siyasetin en sıcak; anketi Optimar Araştırma Şirketinden..Denir ya; 2022’nin son anketi.. 27 Aralık-1 Ocak tarihlerini kapsayan bir anket.. 2001 kişiyle; görüşülmüş…Araştırmanın kapsamı geniş..
***
Benim odaklandığım, soru şu.. “Bugün bir cumhurbaşkanlığı seçimi olsa oyunuzu hangi isme verirsiniz?” Gelen yanıtlara bakıyorum… Ankete katılanların yüzde 42.1’i “Erdoğan’a oyumu veririm” yanıtını vermiş. İkinci sırada, Kılıçdaroğlu.. Ki bugüne kadar yapılan anketlerde bir ilk oluyor.. “Kılıçdaroğlu’na oyumu veririm” diyenlerin oranı yüzde 10.5..
***
Üçüncü sırada ise, yüzde 8.4’le Mansur Yavaş… O’nu takip eden ise, Selahattin Demirtaş.. “Oy veririm” diyenlerin oranı yüzde 5.1.. İki ay öncesine kadar Erdoğan’ın gerisinde ikinci sırada olan İmamoğlu, geriledi.. Yüzde 4.8.. Akşener ise 4.6..
***
Erdoğan’a desteğin yüzde 42’yi aştığı bir ortamda muhalefetin 5 adayının toplam oyuna baktığınızda.. Yani alt alta topladığınızda; çıkan sonuç yüzde 33.4.. Bu da, Erdoğan’ın muhalefetin beşlisine 8.7 puan fark attığını gösteriyor…
***
Erdoğan cephesindeki puan artışının etkeni; Haziran ayından bu yana asgari ücrette ikinci artış, memur ve emekli maaşlarına yapılan zam, tarım ürünlerinin taban fiyatlarının yüksek tutulması, Rusya-Ukrayna savaşındaki küresel liderliği, ekonomik sıkıntılara “çözerse Erdoğan çözer” düşüncesinin hakimiyeti..
***
Erdoğan'ı üst lige, muhalefeti alt lige düşüren etkenlerden birinin; “Saraçhane’deki” şov olduğu söylenebilir.. Siyasi yasak kararını Saraçhane şovuna dönüştüren Ekrem İmamoğlu ve Meral Akşener’e destek ise ilginç bir şekilde, “gerileme” devrini başlattığı görülüyor…
***
GÜNÜN SÖZÜ
Unutma, sabır sadece bekleme becerisi değildir, beklerken doğru davranış sergileme yeteneğidir.