TEK SİLAH AŞI ARKADAŞ!!!!…

Vaka sayısı artıyor..

Ölümler de!…

Ülke sathında "yeni dalgalar", ama Diyarbakır ve bölge illerinde; "her şey" pik yapmış durumda..

Bir değil, beş kat artış var…

Diyarbakır'da günlük vaka sayısı, "bin-iki bin" arasında gidiyor..

Ölümler, 10-15'ten düşmüyor…

Yani bir çığlık, feryat ve figan var…

Alarm zilleri, dünden beter!..

Bir normalleşme evresi denildi, bayram, tatil, keyfiyet, "sorumsuzluklar" zinciriyle, maske, sosyal mesafe ve hijyen "derbederliği", vahim gidişatı ikmale getirdi!…

***

Yoğun bakımlar doldu!..

Pandemi hastaneleri, yeniden "klinikler" devreye soktu..

Sağlık çalışanları, hem hastanelerde hem de dışarıda, filyasyon ekipleri yakın takipte!…

Dün, bir çok yetkiliyle konuştum!..

Sağlık, Hastane Başhekimleri..

"Yoğunluk yüksek…

Ve vaka sayısı hızla artıyor..

Büyük bir dalgalanma var..

Yoğun bakımlar, servisler doldu.

Durum vahim…

Böyle gitmemeli!"

***

İşte böyle gitmemesinin karşılığını "hekimler ve kovidle mücadele edenlerin" ortak istek ve beklentileri şu!..

Tek silah, tek koruyucu kalkan "aşıdır aşı..!

Aşını ol, sağlıklı kal.."

Prof. Dr. Musaffa Kemal Çelen'in dediği gibi!…

"Şuan yoğun bakımlarda yatan hastalarımızın hepsi "aşı olmayan" kişiler!..

Aşı koruyucu tek silah!..

Aman ne olur, aşı olmayı ihmal etmeyin!.."

***

Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Dr. Yenal Karakoç'un çığlığı…

Sosyal medyada paylaşım yapmış!…

Diyor ki;

"Rica ediyoruz!!!…

Yardım istiyoruz!!!…

Destek istiyoruz!!!…

Covid vaka sayısı şiddetli bir şekilde yükseliyor.

Hastalarımızı kaybediyoruz.

Lütfen destek verin…

Aşılamanızı tamamlayın, kalabalık yerlerden uzak durun…

Maskenizi takın!!!..

Bu mücadele sadece sağlık çalışanlarının değil…

***

Netice itibariyle!…

"Sağlıklı" olmak, sorumluluktan geçer!..

Onun için kimsenin ama hiç kimsenin; keyfiyetiyle büyüyen sorumsuzluk ve bilinçsizlik zalimliği kabul edilemez..

Ki bu bir "hak da" değildir…

İlgili ve yetkililer "hassasiyet" alırken, tavizkar olmamalı!…

Eğer ki, uyarılar dikkate alınmıyorsa, eğer ki kurallara uyulmuyorsa, eğer ki hala da "fısıltı gazetelerine" inanıp, ilme ve bilme "kulak tıkayan" var ise; gereken yapılmalı, hesabı sorulmalıdır!…

***

Çünkü bunun bir adım ötesi; bilerek, tasarlayarak "adam öldürme" kapsamında cinayete girer!…

Ki, bir çok kişinin ölümünden, işte bu sorumsuzca davranan fail vardır!…

Kısacası; aşı olmayanlar kendilerini düşünmüyorsa bari toplumu düşünsünler!…

Bir an önce aşınızı olun!...

ERKEN SEÇİM DİYENLER!…

Evet ya!… Nerde o "erken seçim" narası atıp, takvim, gün ay verenler?…

Mesela, Ana muhalefetin lideri Bay Kemal..

2021'in başında ne diyordu; "Erken seçim var..

Bunlar, sonbaharda seçim yapmak zorundadırlar.."

Selvi'nin dediği gibi; şunun şurasında bir ay kaldı?.. "

Erken seçim, ya da seçimden söz eden" var mı?…

Yok!…

Ya, "iri ortak" İyi Parti Lideri bayan Akşener!…

Yılın ilk ayında, "Haziran'da seçim var" diyordu?..

Sonra, "kem-küm" diyerek, "şimdilik seçim görünmüyor" der hale geldi.. A

ma ağzından "erken seçim sakızını" düşürmedi?..

Ki şimdilerde, Bay Kemal'le aynı çizgide, "2022'nin son baharında seçim var" diyorlar!…

***

Neyse şu; "erken seçim, baskın seçim, olağanüstü seçim" loto-totosu, özellikle muhalefet kanadında "hayli" iddiaları kaybettirdi..

Takım elbiseler mi, gömlekler mi, yemekler mi?..

Kaybeden çok!..

Görünen o ki; "iddia" odaklı, ya "tutarsa" hesaplı, kayıplar sürecek!?..

***

Öyle ya!.. Erdoğan ne diyor?..

"Seçimler gününde ve takviminde" yapılacak..

Peki Bahçeli ne diyor…

"Seçim takviminde" ısrarlı!..

AK Parti "iktidarları" dönemine baktığımızda, "erken seçime" dair, bir hamle gelişti.. O da  Bahçeli "ısrarıyla" oldu…

24 Haziran Seçimleri örnek..

Eğer ki, 2023'e dair değişiklik olacaksa, bilin ki Bahçeli "patentlidir?…

***

Bir de, "erken seçime" gidilmesi yönünde, Anayasal noktada "iki şık" vardır?.

Ki, bunu da herkesin bilmesi gerekir..

Kimse "şıp diye", erken seçim istedik, "seçim günü belirlendi?" diyerek, seçime karar veremez!..

Ne Ak Parti, ne MHP, ne de CHP veya İyi Parti "salt kendi" başlarına, "erken seçim" hükmünü veremezler…

***

Hükmü verecek iki yol, iki makam vardır!…

Ya, Cumhurbaşkanı "erken seçim" kararı alarak, "kendini fesh" edecek..

Ya da, Meclis 400'ün üzerinde vekilin istemiyle "seçim" kararı alıp, "meclisin feshini" isteyecek..

Bu iki yolun dışında, "erken seçim" ne mümkün?…

Ki, muhalefetin "sayısı" yetmiyor, iktidar da "seçimden" yana olmadığına göre; "meclis" şıkkı devre dışı!..

***

Kalan tek yol var!..

O da, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "kendini fesh etme" noktasındaki, niyetin oluşumu ya da oluşmaması!…

Yani; seçime karar verecek kişi ve makam Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dır..

Sahi daha 2023'e iki yıl var iken, azıcık işler de mevcut "doğal seyrinde" gitmezken, neden seçime gidilsin.?!

***

YAVAŞ VE İMAMOĞLU YOK!…

Millet İttifakı'nın "Cumhurbaşkanı adayı kim olacak?" sorusu gündemden düşmüyor her nedense!..

Ki daha seçimlere; iki yıl var..

Ancak, her günün sabahı; muhalefetin "reis adayı" kim olacak, sorusu cevap istiyor!…

Neyse, ben gelen açıklamaların ışığında "iki ismin" artık hiç ama hiç konuşulmaması gerektiğini, şimdiden ilan ediyorum!..

Ki, bu "ilanı" Millet İttifakı'nın "iki liderinin" beyanına dayanarak, yapıyorum!…

***

Ne diyor CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu.. “Büyükşehir belediye başkanları bir dönem daha devam etmeli. Başarılarının sürekli olmasını isteriz. Elbette daha iyi yerlere gelebilirler, daha güzel yerlere gelebilirler. Burada hiçbir tereddüdümüz yok bizim…”

***

Ne diyor İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener… “Biz belediyeleri kaybetmek istemiyoruz. Onları tercih ettiğimiz andan itibaren belediyeleri vermiş oluyoruz. Seçmen buna tepki gösterir mi? Evet, gösterir. Dolayısıyla onları (Yavaş ve İmamoğlu) yerlerinde tutacağız.”

***

CHP ve İyi Parti liderlerinin "nabzı" bu yönde!…

Demek ki, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'nun "reislik" beklentisi ya da onların nam-ı hesabına beklenti içerisinde olanlar; "2023" sonrasına heveslensinler!…

***

Deniliyor ki, Mehmet Şimşek'le CHP'nin "dirsek" teması var!.. İddialar iki gündür konuşuluyor.. Görüşmeler yapıldığına ilişkin..

Dün CHP'li Öztrak'a soruldu…

"CHP'nin Cumhurbaşkanlığı adaylığı için eski AK Partili Mehmet Şimşek ile görüştüğü iddia edildi. Bu iddialar doğru mu?" diye…

Öztrak, "İddianın ortaya atıldığı kanal CNN Türk. Bugün bu soruyu soran kanallar ise neredeyse havuz medyasının tamamı. Manzara açık, öyle görünüyor ki saraydan ellerine kendilerinin çalıp kendilerinin oynayacağı bir senaryo verilmiş. Bunun üzerinden yeni bir suni gündem harekatı başlatmaya, milletin asıl gündemini çalmaya çalışıyorlar. Allah akıl fikir versin, başka bir şey söylemeye gerek yok." diye konuştu.

***

Görünen o ki; "Millet İttifakı" kendi içinden "reis" çıkarma noktasında pek cesaretli değil.. Ki Bay Kemal de, bayan Akşener de.. Onun için "başka kapılarda arayış" var.. Bakalım, daha kimlerin "kapısını çalacaklar?.. Gel reisimiz ol" diye!…

***

ÖFKEYİ YENMEK!

Hiddetli ortamı değiştirmek ve kızgınlık alevlerini söndürmek, beş şeyle mümkündür:

BİR... Böyle bir zamanda Cenab-ı Hakkın isimlerini zikretmek. Çünkü Allah’ı anmak, Allah’tan korkmaya sebep olur. Allah korkusu da taat ve af gibi güzel hasletlerin gelişmesini sağlar. Böylece, Allah’ı anmakla, hiddetin ateşi sakinleşip söner.

***

İKİ... Suçluyu affetmenin ve bağışlamanın sevap olduğunu hatırlamalıdır.

Bu hatırlayış kişiyi sevaba sevk eder, suçluları bağışlayanlara Cenab-ı Hakkın vaat ettiği Cennet nimetlerini elde etmeye sürükler, kızgınlığı giderir; serkeş nefsi kahrederek sahibini, huzurlu bir ortama doğru iter.

***

ÜÇ... Kızgınlığını giderip, yumuşaklık göstererek affedici olursa, insanların, kendisine sevgi besleyeceğini hatırlamak.

Bu takdirde insanların sevgisini elde etmek ve onlar arasında saygıdeğer bir kişi olmak ideali, hiddet halinin gitmesine sebep olabilir.

***

DÖRT.. Kızgınlık zamanındaki halden başka bir hale geçmek. Mesela otururken kalkıp gitmek gibi.

Halife Memun hiddetlenince, derhal orayı terk ederek hiddetini yenmeye çalışırdı!

***

BEŞ... Kızgınlığın sonunda doğacak acı pişmanlığı, intikamın çirkinliğini ve kolaylıkla giderilemeyecek acı sonuçlar doğuracağını düşünmek.

***

GÜNÜN SÖZÜ?..

- Allah'tan gelene razı olursak Allah da bizden razı olur.