ÜLKEMİN HAL-İ RUHİYESİ
Eee; ülkemin, bölgemin, kentimin ve milletimin 'hal-i ruhiyesi' malum;
Dağınık ve bedbaht vaziyette!
Sosyal, Siyasal, Ekonomik ve Kültürel yaşam içtiması her yönde 'cunta' orijinli bir travma yaşıyor;
Şoklar içerisinde şaşkın halde!
Dünün tüm girdapları bugün önünde 'batak yol', debelenip-duruyor kurtuluş için;
Ama ne var ki belirsizlik içerisinde!
* * *
Dört bir tarafı 'şeytan-i' ağlarla örülmüş, kana susamış vampirler etrafında cirit atıyor;
Bir an önce damarlarındaki kanı içmek için!
Öyle ki; yarınlarından bedbaht vaziyette ilikleri kurumuş, ne oluyoruz sorusundan çok;
Akıbetimiz ne olacak karamsarlığıyla, umutsuz!
Ne yazık ki; sorduğu soruyla kalıyor, çünkü kimseden samimiyet icrası gelmiyor;
Düşmüş çıkmaz sokağa!
* * *
Kara bulutlar tüm hayatının evresine çökmüş vaziyette derin acılarla savaş içerisinde;
Hızla kendinden kan kaybediyor!
Korku 'alın' yazısı, işkence ve zulüm günlük yaşam şekli, adalet ve hukuk;
Hayatı 'hiçe sayan' düşüncenin savunucusu!
Yolsuzluk mu, hırsızlık mı, üçkâğıt mı, rüşvet mi, ihale fesatlığı mı kimin umurunda;
Nasılsa 'sırtına' binilen vardır.
* * *
Ülkem bu! Banka soyana, devleti soyana, trilyonları haksızca cebe indirene ağam-paşam;
Taş atana 7,5 yıl hapis; düşünceye pranga.
Başkası yaparsa görmez, nasıl olsa meslekten deyip 'taassupta' bulunur;
Ama sen yapınca 'suç' de hadi hapse!
Milli iradeyi 'devirsen', ihtilal gerçekleştirsen, yüzlerce kişiyi 'katletsen' al sana mükâfat;
Cuntaya karşı çıktın mı; 'vatan haini'
* * *
Topraktan 'lav silahı' fışkırır, bombalar, teçhizatlar, C4'ler hortlar. Ne var ki hepsi;
'Boru. Ve tatbikat zayiatı' kimliğiyle görülür.
Darbe planları 'ardı ardına' patlak verir. En can alıcı; 'senaryolar' icrası söz konusu olur;
Ne var ki 'seminer' planıyla; millet kandırılır.
Velhasıl!
Derin bir 'karamsarlık' çizdim. İçinizde; var olan fırtınaların korkusunu körükleyerek;
Ama ne yapalım 'aydınlığı' tarif etmek gerek.
* * *
Kimse diyebilir mi ki; 'bunların' hiçbiri yaşanmıyor. Ya da yaşatılmadı;
Elbette söyleyebilen çıkar; o da zaten 'vukuatın' sorumlusu!
Dün işte bu satırları;
Kafiye içerisinde 'ülke profilini' çizerek bilgisayara dökerken telefonla uyarıldım;
Dışarı bi bak; kar yağıyor!
* * *
Pencereye koştum; 'mübarek' lapa lapa yağıyor. Hafiften rüzgârın esintisiyle; dans ederek düşüyor.
Açtım pencereyi; avucumu açarak elimi uzattım!
Taneleri sayarcasına düştü; avucuma faklı duygularla hissettim.
Bir süre 'özgürce' yağan kar tanelerinin 'sihirli' duygusuyla düşündüm!
Çünkü "gökyüzünün' nimetiyle, Yaradan’ın da hikmetiyle 'yağan kar'
Gelinlik misali; dört bir tarafı sarmış. Lekesiz; pür ak!
* * *
Biraz da üşüdüğüm için pencereyi kapattım. Yeniden bilgisayarın başına geçtim.
Nerde kalmıştım diyerek; bilgisayarın klavyesinin sıraladığı cümlelerin içerdiği 'satırlara' göz attım.
Sonra Allah'ın hikmeti ve inayetiyle dedim ki;
Ne olurdu da! Ülkemin, bölgemin, ilimin ve milletimin 'yaşadığı' bu karanlık kirlilikleri; yok edip.
Kar tanelerinin 'pür pak' haliyle yeryüzüne giydirdiği beyaz gelinlik misali!
Tertemiz lekesiz bir 'düşünce ve anlayışla'; hep birlikte 'kardeşçe' yaşayabilsek!
Ve o bembeyaz kar'ın 'aydınlık' yansımasını; biz toplum olarak gelecekte görebilsek.
* * *
O zaman!
Türkiye tez elden 'kirli ve karanlık' cuntanın giysisini üzerinden atmalı;
'Beyaz gelinliğin' lekesiz ve temiz yeni bir giysiyi giymeli.
Bunun için de; yıllardır her siyasal iktidarın ağzına sakız ettiği 'Anayasa'yı değiştirmeli.
Hem de; 'tepeden-tırnağa' misali!
Ki; Yasama, Yürütme ve Yargı 'mekanizması' tarafgir anlayış ve hükümlerden 'kurtulabilsin'!
* * *
Ancak böyle bir 'değişim'
Ülkeyi, milleti ve bölgeyi 'travmadan' ve dengesiz 'ruh halinden' kurtarıp; tedavi edebilir.
Aksi taktirde; 'tedavi ve kurtuluş' zor olduğu gibi; var olana yenileri 'körüklenir'!
Daha ne diyebiliriz ki; ülkemin hal-i ruhiyesi bu!
Hayırlı Cumalar.