Zeka fışkıran formül ve çözüm önerileri!!!

Boşuna,
Söylenip-durulmuyor?
CHP,
Yapı itibariyle “zekâ küpü” beyne sahip vekilleri var.
Bazı vekilleri var ki;
Zekâ hazineleri “volkan” gibi fışkırıyor.
Anında,
Şipşak çözüm üretiliyor.
Hükümete de öneriler sıralıyorlar.
Akıl küpüler maşallah.
Aynen de öyle.

* * *

Sağ olsunlar.
Baksanıza,
Onların sayesinde değimlidir ki “ülke” güllük-gülistanlık.
Ha bire,
Hükümete sorun çözme noktasında, “proje ve formül” götürülüyor.
Var mıdır ki;
Ülkenin “çözülemeyen” kangrenleşmiş sorunu.
Yok.
Kimse diyebilirmi ki,
“Hükümete çözüm” katkı sunmuyorlar diye?

* * *

Söyleyebilir misiniz ki;
Kürt sorunu var:
Kardeş kavgası.
Terör, şiddet, cinayet, baskın, katliam.
Ya da,
Yolsuzluk, usulsüzlük, haksız kazanç.
Vurgun.
İhale peşkeşliği, adam kayırma.
Yoksulluk,
Açlık, sefalet, işsizlik.
Fuhuş.
Uyuşturucu.
Aile içi geçimsizlik, cinayet var.
Sahi,
Var mı, bunların “zerre-i miskali”.
CHP’nin her meseleye “zekâ fışkırtan”, çözüm formüllerine göre olmaması gerekir.

* * *

Peki, öyle mi?
Ne Mümkün?
Hal-i âlem, durum-u ahval, orta yerde.
Hepsinin,
Değil zerre-i mıskalı.
En baba haliyle, daniskası var.
Sakın,
CHP “iktidar mı ki”, zekâ fışkıran formül ve projeleri hayata geçirsin.
Önerir.
İktidarlar isterse, yapar istemezse yapmaz.

* * *

Aynen de öyle mi?
Yok.
Zaten,
Çıkmaz sokak ta, burası.
Muhalefette,
Ama “iktidarı ve iktidarları”, sorunların çözümü noktasında “işleten” değil.
Boş havanda su döven, zeka icrasında.
Meşguliyeti,
Üretilen formül ve projeleri, “halka” yönelik olmadığı gibi.
Devleti,
Ali-yenin selamet-i için de değil.
Ne varsa,
Üstadın ifadesiyle “boş balondan” öteye değil.
Zaten geçmiş-i hayatı, malum.

* * *

Biliyorum.
Bu ifadelerin, “altındaki gaye nedir” sorusunu, beyninizden geçiriyorsunuz.
Bu kadar söz.
Mutlak-a bir sebep-i duruma haizdir.
Evet,
İki CHP’li Milletvekili, “dâhiyane” bir formül üretmişler.
Ve Meclis Başkanına, dilekçeyle sunmuşlar.
Cezaevinde ki,
BDP, CHP ve MHP’li toplam 8 Milletvekili için.
“Yemin etmeleri” sağlansın diye.

* * *

Dilekçelerinde demişler ki;
Diyarbakır,
Silivri ve Metris’teki tutuklu vekiller.
Jandarma,
Nezaretinde Meclis’e getirilsin.
Tabi,
Eli kelepçeli, “cezaevi” aracıyla, Ankara’ya götürülecek.
Kelepçeler,
Meclis “kürsüsüne” çıkıldığında, çıkarılacak.
Yemin ettikten sonra,
Jandarma tekrar kelepçeyi takacak, cezaevi aracına bindirecek.
Hangi tutuklu, nerde tutuluyorsa oraya.

* * *

Maşallah.
Ama ne maşallah.
Zekâ fışkıran, bir formül ve çözüm üreticilik.
Tabi,
Buradaki gaye “sosyal haklardan” yararlanılması.
Belki de,
Onların kafasında geçen hal-i zengin zekâyla.
Meclise,
Önerge verebilecekleri gibi, “mektupla” oylamaya katılabilirler.
Onlar için,
Ötesi “vekillik” için, önemli değil.

* * *

Akıl kar-ı mı bu?
Şuan,
Cezaevinde olmaları bile, “hukuk ve adalet” nizamı açısından, vahim bir arıza.
Çünkü
Demir parmaklıklar arkasında olan her ne kadar “birey” ise de.
Özünde,
Halkın ve ona oy vermiş on binlerce “iradedir”
Asıl,
Zeka fışkırılması ve çözümüne, himmet edilmesi gereken, “bu tür” irade kodesinin yaşanmamasıdır.

* * *

Aslında sormaz lazım.
Bu,
İki CHP’li zekâ fışkıran zevat’a verdikleri dilekçeyle “yeni tutuklamalara” kapı araladıklarını?
Şayet bu öneri.
Ve dilekçenin muhtevası yürürlüğe girerse.
Ki ülkenin hal-i durumu ortada.
Lastik gibi,
Yasalar ve kanunlar istenilen mecraya göre çekilebiliniyor.
Önerge hayata geçerse.

* * *

Hâkim de,
Savcı da, “istediği” andan itibaren vekil için tutuklama ister.
Kararı da hayata geçirir.
Polis-jandarma,
Gördüğü yerde yakalar “kelepçeyi” takar, haydi “cezaevine” der.
Burası Türkiye.
Çünkü
Derler ki “örneği” var.
8 Milletvekili eli kelepçeli, Meclis’e gelmedi m?
Geldi.
“Yemin ettiler. Dokunulmazlık ta almadılar mı?”
Aldılar.
Ama kelepçelenip, yine cezaevine gönderildi.
O zaman,
Sizin ne farkınız var?
Yok.
Öyle ise haydi “kodese” bir-iki vekil daha.

* * *

Eee.
Zekâ bu.
CHP’de böylesi “zekâlar” fışkırıyorsa.
Bilin ki, karşınızdakinin zekâsı.
Hele iktidarın daha bir türlüsü “fışkırır” volkanik beyin zekâsı.
Onun için değimlidir;
AK Parti “üç kez” üst üste, iktidar oluyor. Yoksa vaki olur mu, “iktidar” iktidardayken, yıpranma yaşamasın.
Ha bire, oy potansiyelini artırsan.
Tabi muhalefette, durduğu yerde “mum gibi” erimeye devam etsin.
Sebebi,
İşte bu dâhiyane “zekâ” sahipliği olsa gerek.

* * *

Seçim, 2014 mü, 2012’ mi?

 

Zekâ,
Fışkıranlar, Cumhurbaşkanlığı seçimine de takıldılar.
Diyorlar ki,
Seçim 2014’te değil.
2012’de,
Yapılması gerekiyor.
Hoppala.
Bu kadar da,
Fikri zıt’lık, zekâ arızası olur mu?
Yeter ki,
Muhalefet olsun, yeter ki “eleştiri” ikmal edilsin.
Gerisi mi, ne önemi var?
Psikolojik bir harp bu.

* * *

Mevzuat,
Anayasal düzenleme ve kanun hükmü!
Beri anlamda, sürede yetki YSK’ da.
Meclis ise,
Süre noktasında ancak “yasa” düzenlemeye gidebilir.
O da,
Şuan için AK Parti’nin “düşüncesinde” değil.
Düşünen CHP.
Sonuç,
Nehre maya çalma hikâyesi.