ÖZTÜRK YILMAZ YALNIZ DEĞİL

Herşey gündeme Danıştay 8. Dairenin 2013 yılında parlamentoda kaldırılan bir faşist andın itiraz üzerine tekrar yeniden okunması yönünde alınan kararla başladı.

Ve gündemde tartışılan bu kararla mesele ikinci bir faşist karara yani, 68 yıl önce yasağı kaldırılan Arapça Ezanın tekrar Türkçe okunması için sahiplenmeyle devam etti.

1932 Yılında tek partili CHP’nin asimilasyoncu döneminde, milli eğitim bakanlığı yapan Rodoslu Reşit Galip’in, 1933 yılında kahir ekseriyeti Müslüman olan ülkemiz insanlarına İslam’a karşı ve milli birliğimizi hedef alan, dayatma yaptırımlarından ilkokullarımız yıllarca okutulan ANDIMIZ ve Türkçe EZAN, beraberliğimize ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde siyasi arenamızda yine gündem oldu.

Şu siyaset dünyamızı bir türlü rahat bırakmayan şeytan, her zaman olduğu gibi yine birilerini dürtü ve bu dürtmeyle şeytansı amaçlı bir sahiplenme tekrar hayat buldu. Neyse milletçe alışık olduğumuz bu hezeyanların bir seçim arifesinde tekrar gündem olması siyasi mahfilleri yeniden harekete geçirmiş oldu.

Faşistçe Türkçe Ezanın savunuculuğunu yapan CHP Genel başkan yardımcısı Ardahan milletvekili Öztürk Yılmaz, bu kez çifte standartla Andımızı faşistçe savunan partisi CHP tarafından ihraç edilmek üzere, disiplin kuruluna verildi.

Medya ve basından bütün Türkiye’nin tanık olduğu bu karara karşı basın toplantısı yapan, CHP’li milletvekili Yılmaz’ın;”Bana zamanı değil” diye yaptığım Türkçe Ezan’a sahiplenme konusunda ki, konuşmamda partim beni yalnız bıraktı gibi bir sitemde de bulunmuş oldu.

Aslında Öztürk Yılmaz’a zamanı değil diyen partililerin, “Saadet Partisiyle ittifak görüşmelerini yaptığımız ve çok önemli bir seçime doğru gittiğimiz bu zaman diliminde, yaptığın bu konuşma hiç şık olmadı hatta partimiz içinde zarar vermiş oldu.” demek istemişlerdi.

CHP’de bütün bunlar son haftanın gündemini teşkil ederken, Anadolu halkının bir beklentisi de Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Cihangir İslam’ın 15 Temmuz barbar saldırısında şehit düşen ve gazi olan vatandaşlarımıza hakaret ederek, FETÖ örneği hatta onun ses tonuyla, TBMM’de biz milletinde kürsüsünde bize yönelik yapmış olduğu küstahça bedduası idi.

Bu ülkenin milyonlarca vatandaşına ‘Batıl’ demek suretiyle hakaret etmesi olmuştur.

Saadet Partisi yönetiminin, İstanbul milletvekiline yönelik takındığı sessizlik, sukut ikrardan gelir misali özellikle, FETÖ’nun ihanetlerine uğrayan milletin dikkatinden kaçmayan bir durum olmuştur. Hatta bedduacı Cihangir İslam’ın, SP’den ihraç amaçlı disiplin kuruluna verilmesi de hakarete uğrayan milyonlarca vatandaşımızın tek arzusudur.

Neyse işin özüne ve neden Öztürk Yılmaz yalnız değil diye yaptığımız hatırlatmaya yani asıl amacımıza dönelim. Öztürk Yılmaz CHP’ye oy veren milyonlarca seçmeninin ve tabanının sesi olmuştur. Kemal Kılıçdaroğlu’nun yardımcısı Öztürk Yılmaz’a karşı, Türkçe Ezana bakışına açıklama getirdiği yazılı metnin de asıl sebebi bundandır, yani Kemal Kılıçdaroğlu’nun şifai değil de karşı çıkışlarını bir yazılı metinle sunmaları da aslında Türkçe ibadet isteyen milyonlarca seçmenini ürkmemek amaçlı olmuştur.

Zira “Can çıkar Huy Çıkmaz” atasözümüze en fazla riayet eden, Ana muhalefet partisinin zaman ve zemine göre yaptığı zikzaklar, bu ülkenin milyonlarca insanının kendisine bakışına en büyük referans olarak görülmektedir.

CHP ve SP’nin iki milletvekilinin gündem olan agresif çıkışlarının aslında temelinde yatan nedeninde ne yazık ki, muhalefet kanadımızın özgür iradesiyle değil, içlerine kabul ettikleri farklı ve gizemli yapılanmaların kendilerine zaman zaman yaşattığı sıkıntıdır.