“TEŞKİLATLAR VE BELEDİYELER BİZİM DAVA İDRAKİYLE HAREKET ETMİYORSA BİZE ZARAR VERİYOR DEMEKTİR” (II)

 

Evet, sevgili okurlar.

Bir önceki “SAKLI KALMIŞ YAKIN TARİHİMİZ VE LOZAN!” başlıklı yazı siz değerli okurlarımızın oldukça dikkatinizi çekmiş ki bu yazıyı 24 saat içerisinde 49526 insan sadece internet üzerinden okumuştur.

Elbette ki Cumhurbaşkanımızın tespitleri doğrultusunda kaleme aldığımız başlıkların muhtevası siz değerli okurlarımızın oldukça dikkatini çekiyor ve ilgi görüyor.

Dünkü yazımıza da kullandığımız başlık “TEŞKİLATLAR VE BELEDİYELER BİZİM DAVA İDRAKİYLE HAREKET ETMİYORSA BİZE ZARAR VERİYOR DEMEKTİR” ifadesiydi.

Bu tür veciz, ama manaları doğru ve derin kapsamlı başlıklar gerçekten yerli yerindedir, uyarıcıdır ve bilimseldir.

Ama tabii ki bilene.

Onun içindir ki Cumhurbaşkanı “İslam Dünyası yükseköğretim alanının oluşturulması toplantısı” açılışında yaptığı konuşmada İslam dünyasının iç yakıcı olumsuzluklarını dile getirmiş, ruhi ve kalbi derinliklerinden gelen duygularını ifade etmeye çalışıyordu.

Biz de izledik.

Özellikle batı dünyasına yönelik çok heybetli, sert, uyarıcı ifadeler kullanırken, bugünkü İslam dünyasının düştüğü hali perişanlığı da dile getiriyordu.

* * *

Bu tespitlere katılmamak ya budalalıktır, ya safdilliktir veya da “keyfe ma yeşa” vurdumduymazlıktır.

Sayın Erdoğan’ın bu uyarıcı ifadeleri bize göre İslam dünyasına birer ders-i ibret olup adeta bir talimattır.

Zira bakınız, dünkü konuşmasında şöyle diyor;

“İslam dünyası hiç kimseye karışmıyor, karışmamalıdır. Zira İslam kelimesinin ana hedefi de barıştır, kardeşliktir, müspet hareket etmektir.

Kavgasız bir dünyayı istiyor.

Nerde kaldı ki bünyesinde terör odakları yetiştirilsin”

Yani zımni olarak da olsa Cumhurbaşkanı batı dünyasını uyarıyor; “Kendinize gelin, müfteri olmayın, yanlış ve sakat bilgilerle kendi kendinizi kandırmayın” diyor.

İslam, yeryüzündeki medeniyetlerin ana kaynağıdır, temel unsurudur.

Zira İslam dışında hiçbir semavi dinde “oku” emri yoktur.

Ancak ilk gelen ayet olarak “İkra” “Oku” emri vardır.

İslam dünyası bu emri kabul etmiştir ve bütün insanlığa yarar getiren ilmi yaymıştır, medeniyet getirmiştir.

“İkra” Allah’ın emri olarak Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e gelmiştir.

Sayın Erdoğan’ın ifadesinden de anlaşıldığı gibi Allah’ın emrini yerine getirirken, her şeyin başında “Allah’ın adını anarak besmele getirmek demektir.

Besmelesiz okunan hangi ilim olursa olsun batıldır, yanlıştır ve keyfiliktir, sonuç da alamaz.

Bugünkü İslam dünyasının hali buna şahittir.

Eğer İslam dünyası bugün okumuyorsa, geri kalmışsa yazıklar olsun.

Demek ki Kur’anı okumuyor İslam dünyası.

Okusa ve amel ederse, İslam dünyası bu kadar geri kalmaz.

Sayın Erdoğan’ın bu iç yakıcı öz eleştirileri harfi harfine yerindedir ve büyük bir tespittir.

Bu paralelde “Summun bukmun umyun” ayet-i celilesini tüm dünya kamuoyu nezdinde okudu ve anlamını da söyledi.

Yani “Kulakları var sağırdır, dilleri var konuşamıyor, gözleri var ama görme engellisidir, akıl etmezler, idrak etmezler ve kötülüklerden de vazgeçmezler.”

Bu ayet-i celileyi örnek getiren Sayın Erdoğan, demek anlaşılan budur ki büyük bir siyasi inisiyatife sahip olma hasebiyle diğer siyaset alanındaki bazı önemli liderlere de meydan okumuş oldu.

Erdoğan’ın tüm bu uyarılarına rağmen, artık bu toplumun tüm ciddiyetiyle kendine çekidüzen vermesi gerekir.

Dağılmaması lazım, büyük bir ittifakla hareket ederek kendine çekidüzen vererek yeryüzünün en önemli bir gücü haline gelmesi lazım.

Çünkü Allahû Teâlâ orta yerde bize emrediyor.

Sayın Erdoğan’ın tüm bu güzel, uyarıcı, uyarıcı olmakla beraber bütün emperyalist haçlılara ve Siyonist İsrail’e de bir meydan okuma halidir ki İsrail’i şiddetle uyarıyor ve “Sen suç işliyorsun” diyor.

Ama kime yönelik bu uyarılar?

Elbette ki İslam dünyasının perişanlığından yakınarak uyarıda bulunmakla beraber, küfür dünyasını da aynı paralelde uyarıyor, “kendine gel” diyor.

Böyle bir devlet adamı, doğrusu Türkiye’de ilk olarak göründü.

Tüm bunlara rağmen, Sayın Erdoğan, İslam dünyasına dönüp ittihad-ı ümmet olarak yani ümmetin birleşmesi, bir araya gelmesi, omuz omuza vererek büyük bir amel teşkil etmesi gerektiğini söylüyor.

Biz de aynı düşüncedeyiz, buradan destekliyor ve Erdoğan’a saygılarımızı iletiyoruz.

En derin saygı ve sevgilerimle.