1 MİLYAR VARİL REZERV SEVİNCİ!? (IV)
Sohbet serimizin bugün dördüncü günündeyiz.. Konu başlığımız olan “1 Milyar Varil Rezerv Sevinci” ifadesi, yerini koruyor.. Neden dört gündür aynı başlığı, üst üste kullanıyoruz? Çünkü tarihsel ve stratejik öneme sahip “yeraltı zenginliğimizin” gün yüzüne çıkarılmasında atılan önemli bir adımdır… Ülke ve millet için bir müjde olarak telakki ediyoruz..
***
İktidarın, özellikle de Erdoğan’ın bir zaferidir.. Toplumun ona dair beklentilerinde bir ümittir, müjdedir.. Sosyo, ekonomik yönde, daha güçlü, müreffeh yarınlar için de, aydınlık bir gelecektir.. İşte bundan dolayıdır bu sevinci dile getirmek, paylaşmak ve unutturmamak için, dilimizin döndüğü kadar, sizlerle hasbi hal ediyoruz..
***
Birileri farklı mülahaza etse de, düne kadar terörün kol gezdiği, bombaların havada uçuştuğu, girilmez diye ifade edilen Gabar ve Cudi dağında fışkıran petrol, sıradan bir hadise değildir.. Sözden ve lafızdan ibaret olmadığı gibi, tarihsel bir büyümenin, gelişmenin, güçlenmenin de, kapılarını açan maddi ve manevi zenginliği içermektedir.. Devletin de ciddi bir merhaleye geldiğinin de göstergesidir…
***
Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın sayesinde gerçekten Türkiye ve Türkiye insanı bugün yer küresinde sözü edilen, itibar gören, devlet büyüklüğünü gösteren konuma gelmiştir.. Deriz ya; “Dünya devleti..” Türkiye artık bir Dünya Devleti olma özelliğini de aşarak, İslam dünyası kadar mazlum, biçare, sömürülen ülkelerin de “umudu ve güvencesi” olan bir ülkedir..
***
Hep ifade ediyorum, Erdoğan’ı başarılı kılan, inancıdır, iman şuurudur.. Bugün, Cumhuriyet tarihinden iktidarları dönemine kadar yapılmayanı sektörel tüm alanlarda “çağ atlatarak geliştiren, büyüten” Erdoğan’ın 21 yıllık yönetim döneminde, Türkiye’de kazandırdıkları, tartışılmazdır.. Maddi ve manevi kalkınma, denir ya orta yerdedir.. Yeter ki tarih sayfalarını çevirebilelim, “nerden nereye geldik?”
***
Velhasıl, seçim arifesindeyiz… Artık bir kaç gün kaldı.. Onun için de, bu değerleri, kazanımları heba etmemek adına uyanık olmalıyız… Duygusallığa, ani öfkeye, sağa sola meyil etmeye, dağılmaya lüzum yok… Ezberden konuşan palavracı siyasilerin sesine kulak vermeye de gerek yok… Çünkü vücut bulan kirli siyaset, ülkenin âli menfaatine çalışmıyor.. Bilakis tersi olan ne varsa onu mubah görüyor..
***
Ki ortaya koydukları anlayış hiçbir şekilde “yerli ve milli” bir siyaset değildir.. Tamamen dış mihraklara dayanmaktadır.. İşte CHP’nin başını çektiği siyasi aktörlerin ortaya koyduğu politika.. Söylemleri de eylemleri de akla ziyan bir hal.. Güven tesis etmiyor.. Ki Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir dediği diğerini tekzip ediyor.. Güven verici değil.. Kaldı ki, “laik ve Kemalist” anlayışının keyfiyet odaklı Türkiye’de yarattığı vesayeti, ülkeye ve millete neleri kaybettirdiğini biliyoruz..
***
Hasılı kelam; dün de ifade ettim AK Parti’nin “21 yıllık iktidarı döneminde yaptığı iyilikler, kötülüklere galebe çalıyorsa..” Yani, “iyilikler, güzellikler, kazanımlar” daha bir ağırsa; o zaman kaybetmememiz gerekir.. Halkın birbirine kenetlenerek AK Partiye yönelmesi, ülke için en hayırlı neticeyi sağlar… Zira geçirilen badirelerin üstesinden bu hükümet gelmiştir ve gelmeye de devam ediyor.
***
Erdoğan’ın hükümetinden vazgeçmemek gerekir. Siyaset arenasındaki siyaset bunalımı ne yazık ki memleketin birçok insanına görme engeli yaşatmaktadır. Gerçekleri görmesini istememektedir. Eğer basiret gözü kullanılırsa, gerçekleri herkes görür, bilir ve anlar. Onun için rastgele şunun bunun palavralarına oy verilmemelidir… Oy kutsaldır. Dolayısıyla bu kutsal değeri yerine göre değerlendirmek gerekir. Fırsat bu fırsattır. Fırsatı kaçırdığımız zaman bilelim ki, “dizini döven” biz oluruz…
***
Ülke de millet de geçmişteki gibi, yeniden çözümsüzlükler ve sorunlar yumağına kapılıp gider.. Onun için bize göre herkes kendini Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği söze göre konumlandırmalıdır.. Erdoğan’ı yalnız bırakmamak gerekir. Memleket eğer Erdoğan’sız bir politikaya yönelirse geleceği sağlıklı olmaz.. Zor süreçler başlar, işin içinden çıkılamaz bir hale gelinir… O yüzden ısrarla diyoruz ki bu seçim sath-ı mailinde, seçime dört gün kalmışken herkes aklını başına alsın ve oylarını Cumhur ittifakına versin.
* * *
Sevgili dostlar.
Gerçekten ülkenin her şeyden evvel huzura ihtiyacı vardır. Huzur memleket için her şeyin başında gelir. Mutluluk ve yüksek ahlaki değerlere doğru yürümek, huzurla kâmil olabilir… Bunu da Kur’anı Kerimin ülkesinde arayıp bulmak gerekir. Yoksa o yüksek ahlaki değeri yakalayamayız. O olmadığı takdirde de ülke başıboş darmadağın bir hale gelir.
***
Bu itibarla diyoruz ki ülkeyi 21 seneden beri bu safhaya getiren Recep Tayyip Erdoğan’dır ve onun dışında kimse onun yaptığı gibi başaramaz. Onun için diyoruz ki Erdoğan, yine Erdoğan ve bir daha Erdoğan… Erdoğan’dan başka herhangi bir çapulcu anlayışa oy verilmemelidir. Çapulcu anlayışlar aldatıcıdır, memlekete ahlak getirmez.
Bu yörünge üzerinde yürümemiz lazım… Pusulamızı şaşırmamalıyız ve topal zihniyetli anlayışın siyasetine de kulak vermemeliyiz… Dolayısıyla en güvenilir siyaset, Erdoğan’ın siyasetidir.
En derin saygı ve sevgilerimle.