AĞIR ŞARTLAR İÇERİSİNDE SEÇİM ATMOSFERİ! (III)
Evet, sevgili okurlar.
Bilindiği üzre, ülke çapında özellikle Doğu ve
Güneydoğu’da "gün be gün, an be an, saat saat fitne, fesat,
bozgunculuk" oldukça alevlendiriliyor..
İnsanlar öldürülüyor..
Kirli savaş neredeyse şehirlerin içine girmiş durumda.
Özellikle Diyarbakır, Bitlis, Siirt, Şırnak, Hakkari ve
ilçelerindeki "ayaklanmalar, kışkırtmalar" oldukça düşündürücüdür.
Bize göre tüm bu olup bitenlerden daha fazlasıyla ülkeyi
ve milleti tahrip eden, TBMM’ndeki muhalefetin kirli ittifakıyla yaşanan büyük
kışkırtmalardır.…
Bu kışkırtmalar adeta yeraltından geçen telefon
şebekeleri gibi, terör odaklarıyla bağlantılı faaliyet yürütüyorlar.
Ki terör odaklarının da dayandığı nokta; devletin derin
yapısıdır.
İşte bu yapı "terörü" körüklemektedir.
Komitecilik savaşına hız verdiriliyor.
Ve bundandır ki bir seçim hükümeti dahi hal-i hazırda
kurulamıyor.
Çünkü kurdurulmuyor.
Hükümeti kurmak için Başbakan Ahmet Davutoğlu ne kadar
çaba gösteriyorsa da, hiç de karşılıklı müspet cevap alamıyor.;;
***;;
Her partide elbette ki vatanını, ülkesini seven çok
değerli vekillerimiz vardır.
İster muhalefette olsun, ister iktidardakiler olsun…
Bunlar kendi partilerinin almış olduğu karara uymamak
için gönüllerinde seçim hükümeti kurma niyetleri varsa da liderlerin ve parti
yönetim kadrolarının korkusundan yanaşamıyorlar.
Yanaştıkları takdirde de çok ağır ithamların altına
alınıyor ve hakaretlerden kendini kurtaramıyor.
Sonuç itibariyle iyi niyetle yola çıkıp bir ittifak içine
girme niyetinde değiller.;
***;;
Her zaman burada ifade ettiğimiz gibi; bazı siyasi
odaklar tam tersine devletin derin yapısıyla büyük bir gizli ittifakı
içerisinde olup, 12 Eylül darbesinden önceki günlerde vücuda getirilen olayları
yaşattırmak istiyorlar.
Çünkü bunlar, 28 Şubat’tan önceki günleri, ayları yeniden
sayıklıyorlar.
Hedef bu.
Hayal değil, hakikat orta yerde cereyan ediyor.
Kesindir.
27 Mayıs 1960 darbesinden önceki İsmet İnönü’nün
TBMM’ndeki hareketinin bir nevi uzantısı gibidirler.
“Görünen köy kılavuz istemez” misali muhalefetin bu kirli
ittifakının hedefi; Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır.;;
***;
;
Bu olaylar tabii ki bugüne münhasır değildir.
Önceden kurgulanmış, tuzaklardır.
İşte bu darbe çağrışımları, ANAP lideri rahmetli Özal’ın
Başbakan olduğu günleri hatırlatıyor bize.
Demirel başta olmak üzere yine CHP’nin kirli girişimi, ta
Özal’ın başını yiyinceye kadar büyük bir ittifak içinde çalışıldı.
Aynı o çalışma uzantısı, merhum Özal’ın başına da
getirildi..
Ve olaylar pozisyondan pozisyona sokuldu.
Her gün yeni bir versiyonla, yeni bir değişimle darbe
"çağrışımları" yapıldı..
Olayların zincirlemesi, yeraltındaki politikanın kirli
tezgâhından geçen telefon hatlarına ait şebekeler gibi.
Hepsi birbiriyle bağlantılıdır.
Demirel’e de böyle yapılıyordu.
Nitekim Demirel 6 defa gitti, 7 defa geldi.
Menderes, Özal, Demirel ve en son şimdi Sayın Erdoğan’ın
başını yeme planı hayata geçirilmek isteniliyor.
Kirli oyunlar tezgâhlanmaktadır.
Yoksa durup dururken, ülke neden böylesi bir anarşi
ortamına sürüklensin ki.;
***;;
İşte bu kirli tezgâhlar, terakkiperver hükümetinin
uzantısıdır diyorum.
Hatırlarsak.
O dönemde, onlar da nihayetinde cihanşümul Osmanlı
devletini yıktılar ve I. Dünya Savaşı oluşturuldu.
Osmanlı devleti bu savaşta mağlup oldu, her tarafa
yenildi.
Aynı o uzantı girişimi, cumhuriyetin kuruluşuyla başladı
ve bugüne kadar her 10 senede bir ihtilal girişiminde bulunuyor.
Bu ihtilal ve darbe provası, tamamıyla sol endeksli,
sabıkalı CHP’nin, dolayısıyla da MHP’nin faşizan ırkçı girişimlerinin sayesinde
yeniden tazelenmek istenilmektedir.
Bu oyunlar, yalnız AK Parti’ye yönelik oyunlar değil.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da münhasır olarak görmemek
gerekir.
Tamamen bunların şahsiyetinde yapılmak istenen böylesine
suikast fanteziliği ülkenin bütününe yöneliktir.
Ekonominin çökertilmesine yöneliktir.
Ahlakın çökertilmesine yöneliktir.
Teknolojinin vs. gibi tüm ülke insanına ait olan milli
kültür ve dayanışmanın çökertilmesine yöneliktir. ;
***
Dedik ya elbette ki bugüne münhasır değil bu tezgâhların
kurgusu, köklü olarak 1908’li yıllara dayanıyor.
103 sene evvel Sultan Abdülhamit’e karşı yapıldı.
İttihatçılar, Sultan Abdülhamit’i nasıl yediler?
Aynı bu tezgâhla.
Bu oyunlar, meşhur tarihi Selanik dönmelerine aittir.
Bir uzantısıdır ve aynı zamanda bu uzantı içerisinde
kiraladıkları piyon ve kukla politikacılardır.
Bugün hiç unutmayalım ki Türkiye’de İsrail orijinli
siyaset mevcuttur.
Bunlar, Haçlı emperyalizminin oyun tezgâhlarıdır.
Şimdi, ırkçılığa dayalı o ittihatçıların bazı mensupları
bugün yine TBMM’nde mevcuttur.
Başınızı fazla ağrıtmayalım.
Tek kelimeyle; hedef AK Parti üzerinden ülkeyi tar-ü mar
etme hedefidir.
Türkiye'yi zayıflatma operasyonudur.
Dolayısıyla hem ona inanan milletin ve hem de
Cumhurbaşkanına karşı sahneye konulan İsrail orijinli bir kirlenme hareketidir.
Ama halk, tüm bunlara rağmen çok ızdıraplıdır.
Zira iktidar partisi ne kadar çaba gösteriyorsa
göstersin, bize göre bunlarla başa çıkamayacağı kadar ciddi bir tehlike
içindedir.
Çünkü içten içe onu kemiren, tuzağa sokan "şer
yapılar" mevcuttur.
Onun içindir ki buradan hep haykırıyoruz; "AK Parti
ve Zirvesindekiler acilen kendilerine çeki düzen vermeli".
Aksi takdirde; "tarih tekerrür eder ki"
maazallah!;;
***
Sevgili okurlar.
“Görünen köy kılavuz istemez” örneğiyle, İslam dünyası
üzerinde oynanan oyunların ve iç siyasetin içine atadıkları gizli
komiteler, her ne kadar rant ve menfaat
hesabı içerisinde iseler de, daha fazlasıyla İsrail’e hizmet ediyorlar.
Bakınız Seyyid Kutub bu noktada şöyle diyor;
“İslam ümmeti hala Yahudilerle karşı karşıyadır.
İsrailoğulları’nın eski Müslümanlara karşı yürüttükleri
hile ve desiselerin aynısını bugünkü İslam ümmetine karşı da oynamaktadırlar.
Hem de ısrarla oynuyorlar.
Esefle söyleyelim ki İslam ümmeti bugün Kur’anın
talimatından faydalanarak, geçmişlerinin Medine’de yeni doğan dinin ve yeni
yetişen Müslüman cemaatlerinin Yahudi hile ve oyunlarını yendikleri gibi
istifade etme yollarına gitmektedirler.
Ve hala da bu Yahudiler bunca hile ve oyunları ile eski
silahlarını ellerine almamaları, cephanelerine sarılmamaları için, bu ümmeti
öncelikle dininden ve din kültüründen uzaklaştırmağa, Kur’anından da yüz
çevirmeye devam etmektedirler.
Dünkü hal neydi, aynı o halin kirli uzantısı bugün de söz
konusudur.
Bu ümmet, aklını başına alsın.
Hakiki kuvvet kaynaklarından, marifet menbalarından yüz
çevirdiği müddetçe, onlar rahat ve huzur içinde bulunurlar.
Bu ümmeti dininden ve Kur’anından yüz çevirmek isteyen
herkes, ister bilsin ister bilmesin, ister arzu etsin ister etmesin, mutlak
şekilde Yahudi oyuncağı ve kuklasıdır.
Bu ümmet, kendi varlığını kuvvet ve galibiyetini aldığı
yegâne hakikatten yüz çevirmeye devam ettiği müddetçe, Yahudiler huzur
içerisinde ve rahatça yaşayabilirler.
Onun için, İman ve itikat hakikatlerine, Allah nizamına
ve İslam şeriatına ümmet olarak sımsıkı sarılmamız gerekir.
İşte hakikat yolu budur, işte yoldaki işaretler de
bunlardır”;
***
Sonuç itibariyle anlaşılan budur ki hedef; AK Partiyi bir
daha iktidara getirmemek, hatta yeni bir darbe teşebbüsü gayretine girmektir.
Ama bu da bir gerçektir ki yıllardan beri Türkiye,
adaletle, hukukla, demokrasiyle bütünleşip çalışmadığı gibi semtinden bile
geçemediği içindir ki; sürekli "kaotik" ortamla boğuşup kan
kaybediyor...
En derin saygı ve sevgilerimle.