ATATÜRK’ÜN İSTİSMARCILARI KİMLER?!

Sevgili okurlar..

Denir ya, buna gülecek miyiz, yoksa ağlayacak mıyız?..

Niye derseniz.. Çünkü Ecevit’in mezarı başında yapılan anma etkinliğine katılanlar, dua okuyor…

Ne tezat bir durum…

Bu zat-ı namuhterem değil miydi ANASOL-M koalisyonu döneminde Başbakan koltuğuna oturan!…

1999’da yapılan genel seçimlerde İstanbul Milletvekili olarak Refah Parti’den seçilen gencecik muhterem hanımefendi Merve Kavakçı’nın türbanla meclise girmesini engelleyen Ecevit değil miydi?!

Meclis kürsüsünde ağzından dökülen salyaların eşliğinde bağırıyordu…

 “Atın dışarıya bu kadını, Atatürk’ün ruhunu incitiyor.. Haddini bildirin..”

O gün, Ecevit’in bu çıkışı aslında “Atatürk’ü istismardı..

Açık ve net ifade etmek isterim ki, Bolşevik bir insan olmakla beraber, mutlak bir İsrail ajanıydı?

Neden mi bu iddiada bulunuyorum..?

Zira Rahşan Hanım Yahudi kökenliydi ve onunla evlenmiş..

Robert Kolejinden mezun olmuştu…

Yüksek bir derecede Mason olduğunu bilmeyen yoktur…

***

Öyle inanıyorum ki, Ecevit’in Meclis’in kürsüsünden Kavakçı’ya gösterdiği “saygısızlık, hadsizlik” insani hiçbir yönü olmayan tutumu, Atatürk sağ olsaydı, “lanetlerdi?” Ve Milli iradeyle seçilen Kavakçı’ya sahip çıkardı.. Ecevit’i o kürsüden “millet ve devlet haini olarak” alaşağı ederdi… Belki de Yüce Divan’a gönderirdi… Çünkü bunlar, kendi kirli ve karanlık fikirlerine, Bolşevik anlayışlarına her daim “Atatürk’ü” libas olarak giydirmişlerdir. Onu istismar etmişlerdir..

***

Ne diyor Gazi Mustafa Kemal Paşa…

"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."

Ne hazindir ki, 84 yıldır Atatürk’ü bunlar; “din ve millet” düşmanı olarak göstermeye çalışmışlardır… Onu, insanlık cibilliyetinden, fıtratından çıkarıp adeta ilahlaştırma haline sokmak isteyen bu istismarcılara, artık Devlet-i Âliyenin sille indirmesi gerekir..

***

Devletin, milli istihbaratın, bunların peşine düşmesi gerekir.. Başta CHP lideri dahil olmak üzere CHP’liler, özellikle Sözcü Gazetesinin yazar çizerleri dahil olmak üzere bunların kimliklerini, geçmişlerini, nerelerle bağlantılı olduklarını tespit edip deşifre etmeleri lazım.. Bunların Gazi Mustafa Kemal Paşayla ilgileri ne kadardır, hangi ilişkide Atatürk’ü kullanıyorlar…

***

Ona besledikleri sevgi mi, yoksa gizli nefret mi, yoksa düşmanlık mı ortaya çıkar?! Bilinen şudur ki, sadece kendi çirkin ve inançsızlık emellerini örtbas etmek için Atatürk’ü kendilerine zırh olarak kullanıyorlar.. İstismara dayalı sahte Atatürkçülüğü sergiliyorlar…

Ama heyhat, ne yapalım?

Türkiye’deki mevcut kozmopolit anlayış, “yeter ki riyakârlıkla, Atatürkçü olarak kendini göster, gerisi önemli değil, samimi olmasan dahi geçerlidir(!)”

Bu düşünceyle yola çıkanları görüyoruz.  Ama derdini kime anlatırsın?

***

Bakınız sevgili okurlar.

Habervakti.com internet sitesinde sevgili dostumuz Abdurrahman Dilipak “MUSTAFA KEMAL’İ ÖLDÜRMEK” başlıklı bir yazı kaleme almış…

Yazısından birkaç paragrafı sizinle paylaşmak istiyorum…

***

Hani derler ya “Akrabanın akrabaya akrep etmez ettiğini”. Kemalistlerin Mustafa Kemal'e yaptığını Anti Kemalistler yapmadı. Adam türbeyi yasakladı adama türbe yaptırdılar,  hem de ne türbe! Tabi İslam ya da Türk tipi de değil. Wikipedia’daki bilgiye göre “Anıtkabir'i ‘Türkiye'nin en çok Nazi etkisi olan yapısı’ olarak tanımlayan Şevki Vanlı, totaliter bir kimlik taşıdığını belirttiği yapıyı "Roma kökenli, Nazi yorumlu" olarak değerlendirir.

Beni Türk doktorlarına emanet ediniz” dedi değil mi? Denize döktüğü söylenen Yunan etkisini görmezden mi geleceğiz anıt mezardaki. Tabi ki bunun sorumluluğu ona değil İnönü, Bayar ve Menderes'e ait!

Ölülerden medet ummak, medeni bir cemiyet için, şindir (lekedir). Efendiler ve ey millet, biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olamaz. En doğru en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır” demiş Mustafa Kemal. Bunu kaç yıl geçti aradan “SEN KALK DA BEN YATAM” diyen Kemalistlere anlatamadık.”

En derin saygı ve sevgilerimle.

HAYIRLI CUMALAR…