Fransa'da Yapılan Tezgahlı Katliam!?
Evet sevgili okurlar...
11 Eylül 2001'deki ABD'de gerçekleştirilen ikiz kule saldırısının bir benzeri…
O sahneye konulan senaryo oyunu ne ise bize göre dün Fransa'da meydana gelen 11 insanın katli ve 20 insanın yaralaması ile sonuçlanan Charlie Hebdo dergisine karşı yapılan bu saldırı da batının ve yahudinin islama karşı yapılan kirli ittifakının bir sonucu… Bunu düşünmemek düşünmemek elde değil...
Her nerden gelirse gelsin hangi hile ile gerçekleşirse gerçekleşsin islam adına yapılan bu katliam bize göre islamı yeryüzünde yok etme girişimidir. Dünya nezdinde yüce islam dinini küçük düşürme çabasıdır. Zira görünen köy kılavuz istemez misali ister ABD ister batı emperyalizmi olsun isterse de siyonist yahudinin hileli tuzakları olsun..
Tüm bu şeytan üçgeni içerinde oluşagelen hileli tezgahlar islam dünyasını birer müstümleke haline getirip sömürüyor. İslam ülkeleri üzerine emperyalist güçlerin tahakkümü söz konusudur. Bu oyunun ve tezgahın gerçekleştirilmesi ancak İslam dinini katil, şiddeti seven, kan döken acımasızca bir din olarak tüm insanlığın gözü önünde bir tiyatro sahnesine koyup, özellikle müslümanları islamiyetten soğutma çabasıdır.
Yapılan bu hileli tezgah gerçekten planlı bir tezgahtır. Zira yüce kitabımız Kuran-ı Kerim'de geçen cihat kavramının hedefi böyle değildir.
Aslında cihadın mana değeri şöyledir:
Cihat, küfür dünyasının islama yaptığı herhangi bir saldırıya karşı bilinçli ve ittifaklı toplumsal bir projenin gerçekleştirilmesi ile söz konusu olabilir.
Toplumsal bilinçli bir hareketle fikir, kalem ve bilim gücü eşliğinde çıkarak insanları ikna etme kabiliyetine sahip olmak cihadın ruhu ve ana gerçeğidir. Büyük insan önderi HZ. Muhammed (SAV)'in karikatürize edilmiş hayatını dünya kamuoyuna küçük düşürerek gösteren söz konusu derginin eylemi ne kadar çirkin ise ne kadar rezil ise ve ne kadar alçalmışlık ise buna karşılık olarak öldürüp kan dökmek de o kadar çirkin ve İslam dışıdır... Yine aynı girişimin tezgahlanmış bir oyunudur.
Zira yüce İslam dini ve onun büyük önderi olan yüce peygamber dahil tarihi olayların silsilesine bakıldığında hiçbir zaman insanlara karşı saldırganca bir tutum takınılmamış ve insanların kan dökme durumu söz konusu olmamıştır...
O yüce peygamberin ve ona inanan ümmetinin yaşam şekli insanları yok etme planı değil insan sevgisi olmuştur...İnsanlığın kardeşliği olmuştur... Hem bu dünyada hem de öbür dünyadaki insanlara karşı nefret değil sevgi dolu bir hayat kazandırma öğretisi-talimatı olmuştur...
İşte bu çizgide HZ. Muhammed (SAV) 23 yıl gibi kısa bir süreçte mücadele vermiş ve kazanarak Medine'de İslam devletini kurmuştur...
HZ Muhammed (SAV) tüm insanlığa zarar değil yarar kazandırmıştır. Ve ondan sonraki ümmetin çalışma şekli yine böyle olmuştur. İnsanlık önderi Çin Seddinden Atlantik Denizi'ne kadar insanlığa İslam dininin yüceliğini öğretmiştir. Ama kan dökmeden, bilgi ile kültür ile fikir ve düşünce ile yola çıkmıştır. Karşı taraftan saldırı olmadığı müddetçe Müslümanlarca hiçbir zaman saldırı ve suikast düzenlenmemiştir. Dünya tarihi buna şahittir...
Yeryüzündeki Müslümanlarla, kirli emperyalist küfür sistemleri ve onun savunucuları arasında savaşlar meydana gelmiş ise de illaki başlangıç karşı taraftan olmuştur. Zaten yüce kitabımız Kuran-ı Kerim'de tüm olayları böyle vurgulamıştır...
İslam orduları hep savunmada kalmışlar ve zaferden zafere koşmuşlardır. Hezimetin oluşması İslam orduları içerinde söz konusu olmamıştır. İlla ki zafer üstüne zafer… Zira yapılan iş tümüyle disiplinize edilmiş, başlangıcı nasıl ise devamı da ihlas ve samimiyetle kurallar içerisinde yürütülmüştür. Rastgele başıboşluk ile değil...
Örnek mi istiyorsunuz? Tarihin şahit olduğu en belirgin örnekler HZ. Muhammmed (SAV)'nin hicrete başlangıcı, Hüdeybiye Anlaşması, Bedir ve Uhud savaşlarında takındığı tutum...
Hulefai Raşidin döneminde dahi İslam Ordusu yeryüzünde bulunan iki büyük devlete karşı savaşmş ve yine zaferler kazanmıştır. Birisi o dönemin Doğu Roma İmparatorluğu ve diğeri de İran'ın ateşperest bir Sasani devleti...
İslamiyet işte bu her iki devleti de hezimete uğratmıştır. Zira Sasani Devleti'nin hakimiyeti söz konusu idi. Bu sömürgeci her iki devlet o dönemdeki insanları Allah'a kul ve köle olarak değil kendilerine köle olarak kullanıyorlardı. Birisi batıl ve hurafelerle dolu kilise devletiydi. Diğeri ise putperest ve ateşperest bir devletti. Kendi milletlerini mutlak bir cahiliye ile yönetiyorlardı. Ve somuruyorlardı. Kan emiciydiler...
İslam gerçeği o insanları kurtarmak amacıyla iman ve tevhid inancına getirmek için onlara hidayet yolunu göstermiştir. Ancak o insanlar kılıç ve diğer silah türleriyle karşılarına çıkınca elbetteki Müslümanlar da savunma hareketine geçmiş ve neticesinde zaferden zafere yürümüşlerdir...
Hezimet yine batının olmuştur. Hak ustun kılınmıştır ve zaferle sonuçlanmıştır. Bu iki devletin toplumları da islamı görünce ikna olmuşlar ve feuc feuc islamiyete dehalet etmişlerdir. Bunu çok iyi bilen günümüzdeki emperyalist sömürgeci dünya durumu içine sindiremiyor ve hala da bu korku içerisinde yaşıyor. İslam devletlerinin yer altı kaynaklarına göz dikmiş bunu nasıl birbirimizle paylaşacağız düşüncesi ile islam dünyasına karşı hileli oyunlarla dopdolu tezgahlar kurarak islamiyeti ve islam ümmetini katil ve kan dökücü birer tehlike göstermek için böyle tezgahları sahneye koyuyor...
Emperyalist sömürgeci devletler özellikle 19, 20 ve 21. yüzyıllarda bu aktif hareketi gerçekleştirmeye çalışmıştır. Ve o çalışma günümüzde de devam ediyor. İslam dünyasını içten yıkmak için piyon ve ajanları kullanarak ülke insanlarını birbirlerine düşürdüler...
Ağacı içten çürüten kurt misali batılı güçler islamiyeti de içten çürütmeye çalışıyor. Nitekim Fransa iki ay evvel Filistin devletinin varlığını dünya kamuoyu önünde kabul etmişti. Batı ABD ve Birleşmiş Milletlere Filistin'in varlığını kabul eden Fransa'ya bir gözdağı vermiştir... Peki kimler tarafından?
İsrail olabilir. Ya da ABD veya diğer batılı sömürgeci emperyalist dünya devletleri tarafından da olabilir...
Tıpkı IŞİD projesi gibi. Yakın insanlık tarihine göz atıldığında yüce islam dinine karşı zaman zaman maddi ve manevi seferberlik girişimleri söz konusu olmuştur. Nitekim haçlı ve siyonist dünyanın İslam dünyası üzerine tezgahladığı 3 hileli oyun bu girişimlerin birer sonucu olmuştur. O hileli şeytan üçgeninin başını çeken birincisi ''Gizli Misyonerlik'' hareketidir. İkincisi ''Şerkıyatçilik'' örneğidir. Üçüncüsü ise ''istigmarlık'' yani ''sömürgeciliktir''...
İslam ile Batı ve Siyonist dünyası arasındaki kavganın baş müsebbibi bu 3 ana unsurdur. İslamı içten vurup silmek için hep bu 3 ana faktör kullanılmıştır. Oysaki onlar kendi işlerini yapıyorlarsa ALLAH'ta kendi işini yapar. Hiçbir zaman onların hileli tezgahları ALLAH'ın gücüne karşı başarılı olmamıştır ve bundan sonrada olamayacaktır...
Yeterki İslam dünyası samimi olsun...
Bakınız yüce Kuran-ı Kerim Tövbe Suresinin 32. ayetinde şöyle buyurmuştur:
- Emperyalist küfür dünyası Kuran nurunu kendi ağızları ile yani kendi kültürleri ile söndürmeye çalışıyor. Yüce Allah onların bu planlarına mani oluyor illaki İslam nurunu yeryüzüne tamamlayıncaya kadar. Velevki küfür dünyası istemese bile. Allah onların muradını değil kendi muradını gerçekleştiriyor.
Aynı surenin 33. ayeti ise şöyle buyurur:
- Yüce Allah o kadar kudretlidir ki kendi hak dinini tüm dinler üzerine üstün kılmak için bir hidayet peygamberi göndermiştir. Velevki müşrikler istemeseler bile.
Yüce Kuran'ın insanlığa ve özellikle islam dünyasına karşı gösterdiği budur. Bu emperyalist küfür sisteminin hileli oyunlarını tezgahlarını bize öğreten yüce kitabımız Kuran-ı Kerim İbrahim Suresinin 46. ayetin de de şöyle anlatmıştır:
- Onlar hilelerle tezgah kuruyorlar. Ama onların hileli oyunları Allah nezdinde kayıtlıdır.. Velevki onların o hileli oyunları dağları eritip yok edecek kudrete sahip olsa bile Allah o hileli oyunlarını eritir götürür.
Aynı surenin bir sonrasındaki 46. ayette yüce rabbimiz habibine şöyle bildiriyor:
Ey habibim Muhammed. Sen sanma ki Allah elçilerine vermiş olduğu vaadine muhalif düşer. Yani sözünü gerçekleştirmez. Sakın böyle anlama. Kesinlikle Allah azizdir. Zalimlerin ensesinden tutar. Mazlumun ahını alır.
En derin saygı ve sevgilerimle...
