HZ. İSA DECCALI ÖLDÜRECEK!

Evet, sevgili okurlar.

Ortadoğu her gün biraz daha büyük ve "ağır bir savaşa" doğru sürükleniyor.

Irak Şam İslam Devleti olarak adlandırılan IŞİD gerçekten Avrupa ülkelerini fazlasıyla endişelendiriyor.

Dünkü Yeni Şafak gazetesinin 9. sayfasında büyük puntolarla yazılan haber şöyle;

“BATILI SAVAŞÇILAR IŞİD CEPHESİNDE”

“AVRUPA İSLAM TOPLUMU ENDİŞELİ”

Böylesi başlıkları içeren haberlerden anlaşıldığı gibi İngiltere, Fransa, Almanya ve Belçika’dan Suriye’ye gelerek IŞİD’e katılan savaşçılar gün gittikçe çoğalmaktadır.

Bu habere göre;

“Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) Musulu ele geçirdikten sonra bölgede etkinliğini artırması ve bunun için uyguladıkları yöntemler, aşırıcı gruplara katılan yabancılar meselesini dünya gündemine taşıdı.

Irak’ta ve Suriye’de çatışmalarda yer almak üzere bölgeye giden ve sayıları binlerce ifade edilen militanların, en fazla Avrupa ülkelerinden Fransa, İngiltere ve Almanya’dan katılıyorlar.

Fransa’dan bugüne kadar yaklaşık 900,

İngiltere’den 500,

Almanya’dan 400 ve Belçika’dan 150 civarında kişinin savaşmak için Irak ve Suriye’ye gittiği ifade ediliyor.

Bu ülkeleri Hollanda, Avusturya, Danimarka, Norveç ve Arnavutluk izliyor”

Haber şöyle devam ediyor;

“Avrupa’dan Suriye ve Irak’a gidenlerin sayısının her geçen gün artması ve büyüyen güvenlik riski karşısında Avrupa Birliği (AB) çözüm arayışlarını hızlandırdı.

Bazı Avrupa ülkeleri yabancı savaşçılarla ilgili stratejik iletişim ekipleri kurulması, AB Yolcu isim kaydı uygulaması oluşturulması ve toplumda etkin bir unsur olarak görünen internetin daha etkin bir gözetimi için servis sağlayıcılarıyla işbirliğinin yoğunlaştırılması konusunda anlaştı.

Önlem önerilerinin AB İçişleri Bakanlarının Ekim ayındaki toplantısında onaylanması bekleniyor.

Avrupa Polis Teşkilatı Europol’un 2014 terörizm raporlarında ise Suriye’ye savaşmaya giden Avrupalıların sayısının sürekli arttığını belirtirken, çatışma bölgelerine giden Avrupalı savaşçılar dönüşlerinde tüm AB üyeleri için artan bir tehdit olarak değerlendiriliyor”

Hatırlarsak..

ABD’li Gazeteci James Folley’in İngiliz vatandaşı olduğu tahmin edilen bir IŞİD militanı tarafından öldürülmesi görüntülenmiştir.

* * *

Sevgili okurlar.

Gazetenin bu haberleri insanı der demez çok daha ileriye dönük vuku bulunabilecek önemli konulara götürür.

Bakınız.

Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’in buyurduğu üzere ahiri zamanda önemli ve büyük kıyamet alametlerinden birisi “Hz. İsa (a.s)’in Şam’a gelerek orada meşhur bilinen ahiri zaman fitnesini teşkil eden büyük Deccal’la savaşması olacak.

O büyük Deccal, Hz. İsa’nın eliyle öldürülecek.

Ve bu ortamda Deccaliyet yavaş yavaş kendini kaybedecek, sönmeye ve yok olmaya yüz tutacaktır.

Nitekim, Bediüzzaman Hazretleri de “5. Şua” isimli eserinin 13. Meselesinde şöyle bir Hadis-i Şerifi rivayet ediyor.

“Kati ve sahih rivayette var ki İsa (a.s), büyük Deccal’ı öldürecek.

“Vel ilmü indallah” (İlim Allah’a aittir).

Bu hadisin de iki vechi vardır.

Vecihlerden biri şudur ki:

Sihir, manyetizm ve ispirtizme gibi istihracı harikalarıyla kendini muhafaza eden ve herkesi tesir eden o dehşetli Deccal, o an için Şam’da öldürülebilinecek, mesleğini de değiştirecek.

Ancak harika ve mucizatlı ve umumun kabulü bir zat olabilir ki o zillet en ziyade alakadar ve ekseri insanların Peygamberi olan Hz. İsa (a.s)’dır.

Vecihlerden ikincisi de şudur ki:

Şahs-i İsa (a.s), kılıcı ile maktul olan şahs-i Deccal’ın teşkil ettiği dehşetli dinsizlik, azametli en büyük heykeli Hz. İsa’nın şahs-i manevisi tarafından öldürülecek.

Ve Allah’sızlık inancı olan ne kadar küfür sistemlerinin düşünceleri varsa hepsini mahvedecek olan güç, ancak ve ancak İsevi ruhanileridir (Hz. İsa’ya mensup Hıristiyanların ruhanileridir).

Ki o ruhanilere din-i İsevi’nin hakikat-i İslamiye ile mezcederek (birleşerek), o kuvvetle, o deccaliyet fikrini oldukça dağıtacak.

Yani bizatihi manevi olarak Hz. İsa’nın ruhanileri İslamiyet’e inanıp dehalet edecekler.

Ve bu coğrafyada bulunan ne kadar ateistlik, materyalistlik, komünizm ve sosyalizm gibi yanlış düşünceler varsa hepsini yıkacak olan güç Hz. İsa’nın dinine mensup olan yüce İslam fikri olacaktır.

Ve deccalın teşkil ettiği dehşetli madiyonluk ve dinsizliğin en büyük heykel-i manevisini öldürecek.

Böylece Allah’ı inkâr etme sevdalılığı bir küfür kelimesiyle tarumar olup, bu coğrafyanın başından sökülüp atılacaktır”

Bu da Hz. İsa’nın dinine mensup ruhanilerle ve Hz. Mehdi’nin çizgisinde olan güçlerle birleşerek, Şam diyarında savaş verecek.

Hz. İsa (a.s)’yı temsil eden o ruhaniler, Hz. Mehdi’yi temsil eden İslam düşüncelerine tabi olacaklar, diye rivayette vardır ki deccalın mühim gücü ve kuvveti Yahudi toplumudur.

Yahudiler de severek Hz. İsa’ya tabi olurlar.

“Allah daha iyi bilir, diyebiliriz ki rivayetin bir parçası tevili Rusya’da çıkmış.

Çünkü her hükümetin zulmünü gören Yahudiler, Almanya’da kisvetle toplanıp intikamlarını almak için komünist ülkesinin tesisinde mühim bir rol ile Yahudi milletinden olan troşki namındaki dehşetli adamın birisi Rusya’nın başka bir kumandanlığına ve terbiyedekerleri olan meşhur Lenin’den sonra Rus hükümetinin başına geçerek, Rusya’nın başını patlatıp bin senelik mahsulâtını yaktıracak..

Büyük deccalın komitesini ve bir kısım icraatını gösterdiler, sair hükümetlerde dahi sarsıntılar verip karıştırdılar”

***

Demek, ahiri zamanda Yahudiler bile sıkışınca rivayete göre Hıristiyanlara tabi olurlar.

Dinlerini bu şekilde koruma altına alırlar.

Nerde kaldı ki bütün insanlığı sarsan bu zamandaki bu küfür ve deccaliyet sistemi!

Elbette ki birileri, Hıristiyanlık dini içerisinden çıkıp Hz. İsa’yı manen temsil edecek ve onun o ruhaniyeti İslam’la barışmasını sağlayacak, İslam’a inanacaklar.

Ve böylece bu coğrafyadaki hatta tüm yeryüzündeki acımasız büyük emperyalist devletlerin varlığı son bulacak.

Ümit var olunuz, artık bu IŞİD denilen güçlü örgütün eliyle mi olur, yoksa Hz. Mehdi’nin büyük ordularıyla mı olur, o malumumuz değil tabii ki.

Ama “Görünen köy kılavuz istemez” misali eğer batı dünyasından her gün kafile kafile Şam’a gelip IŞİD’e katılıyorlarsa yukarıda

anlattığımız gibi bu iş bitmiştir.

En derin saygı ve sevgilerimle.