İHALE VE ARSA MAFYASI ZİRVEDE..!? (III)

Evet, sevgili okurlar.

Gerçekten bugüne kadar tespitlerimiz ve siz değerli okurlarımızla paylaşmış olduğumuz olaylar, günü gününe gerçekleri yansıtan tarihi hakikatlerdir...

Kimseye iftira etmiyoruz.

Ki tenezzül de etmiyoruz.

Bakınız, Diyarbakır için bugünlerde ve daha ileriye yönelik zamanlarda PKK terör örgütünün yapamadıklarını ne yazık ki AK Parti teşkilatının bünyesinde yaşamaktadır...

Ve bunu yapanları da, AK Partili değil, AKP’liler olarak değerlendiriyoruz!?..

Çünkü, AK Partiye sızma yapanlardır bunlar!...

Var olan PKK ve KCK kimliklerini saklayan gizli ve sinsi bu oluşumlar; Diyarbakır kamuoyunu çok rahatsız etmektedir...

Geçtiğimiz hafta, yani 13 Ağustos akşamı bir iş merkezinin önünde silahlı saldırı yapıldı...

Yanında eşi olan işadamının önünü kesilip, peş peşe atış ediliyor..

İş adamı ağır yaralı...

Tetikçi cani, kaçarken polis tarafından suçüstü  silahıyla birlikte yakalandı!...

Bu haber, o günden buyana, Diyarbakır’ın olduğu gibi Türkiye’nin ve tabı ki Ankara’nın da gündemini, meşgul etmektedir..

Kamuoyunu yakından ilgilendiren saldırının perde arkasındaki “kirli oluşum” bir çok yapının, kurumun de maskesini düşürdü..

Olayı ilk günde sahiplenin, kamuoyunun gündeme getirdiğimiz için de; bize gelen tebrik telefonlarının haddi hesabı yok!...

Tespitlerimize gösterilen teveccüh!..

Zaten yayın ilkemizde; “haksızlığın karşısında susmak, dilsiz şeytandır?”...

Biz dün olduğu gibi bugünde “bu ilkemizden” taviz vermediğimiz gibi, hiç bir olay karşısında da, “dilsiz şeytan” olmadık?!”..

Maskesini düşürdüğümüz bu olay nedeniyle; binlerce okur, olayı duyan herkes bizlere şükranlarını bildiriyorlar.

Helal olsun diyorlar...

Özellikle cesaret göstererek olayın üzerine gittiğimiz için; Diyarbakır kamuoyunda var edilmek istenilen korku imparatorluğu de kendinden çökmüş oldu...

Şehir rahat...

Ahali ne diyor..

 “Sizin tespitleriniz tarihi tespitlerdir, bu işin peşini bırakmayın...”

AK Partinin bünyesinde gerçekleşen bu kirlenme, arazi ve ihale mafyasından oluşan organizeli rant şebekelerinin üzerine “gitmemizi” ve taviz göstermemiz gerektiğini dile getiriyorlar...

Elbette ki, taviz vermeyiz..

Ve elbette ki, “hukuksuzlukların” üzerine gideceğiz...

Çünkü yeminiz var..

Hakka hak, batıla batıl” diyeceğiz...

Bizim temel görevimiz...

Rantiyeci organizeli terör odaklarının üzerine gideceğimizi” buradan, bir kez daha taahhüt ediyoruz...

***

Diyarbakır’ımız değişik medeniyetlere beşiklik yapmış, birçok Peygamber ve Sahabelerin Diyarı olarak bilinen bereketli ve uğurlu bir kenttir...

İşte bu kadim kentte, artık çatlak seslerin, vurguncu şebekelerin, kuzu postunu giyen saldırgan kurtların pisliklerine “eyvallah” denilmeyecek...

Üstüne gidilecek, bir bir deşifre edilecektir...

Delilli, ispatlı, kaynakları sağlam olan bize gelen her haberi de, Diyarbakır ve dünya kamuoyuyla, paylaşacağız!...

Velev ki zülfüyara dokunsa dahi..

Hep gerçeğin, peşinde olacağız..

Bakınız, dünkü Diyarbakır SÖZ Gazetenin manşet haberine..

Büyük puntolarla yazılmış bir haber.

İŞTE O TETİKÇİ”

Haber şöyle devam ediyor;

“İş insanı S.K.’ya suikast düzenleyen organize suç örgütünün tetikçisi Yunus Lale soruşturması genişletildi. Savcılık, Lale adına kayıtlı 6 telefon tespit ederken son 3 ay içerisindeki görüşmelerini de incelemeye aldı.”

Bu cinayet tetikçisinin arkasında kimler olduğunu ve devlet ihalelerini sabote etmek için AK Partiye mensubiyetini ileri sürerek Demokles’in Kılıcı gibi halkın ve iş çevrelerinin üzerine korku yaratarak bu işleri sürdürmeye devam eden bu kirli anlayışa artık AK Parti iktidarının dur demesi gerekiyor...

Çünkü bu lanetli şebeke bugüne kadar her şeyi sessiz sedasız yürütmüştür..

Birçok masum insanın, güçsüz insanın gayrimenkullerine el atmıştır...

Pulsuz, parasız sahte “zilyetlik” adı altında çok büyük vurgunlar yaptıkları aşikârdır...

Kamuoyu da bunu biliyor.

Ve ne yazık ki yerel idareciler de bunu biliyor.

Valilik de, Kaymakamlıklar da, Belediyeler de açık ve net olarak; olup bitene vakıflar!?..

Alınan bilgilere göre Dicle Üniversitesi tarafında sigorta borçları karşısında 140 dönümlük bir arazi SSK’ya devredilmiş...

Bu arsanın, SSK tarafından ihaleye çıkarılmaması, çıkarsa da kimsenin girmemesi için adeta gözdağı vermektedirler.

Bu olay da gayriresmi olarak bize gelen duyumlar arasında.

Evet, bu tetikçi Yunus Lale’nin iki tane amcası Ramazan Lale ile Nihat Lale 3 ay boyunca o 4 dönümlük araziyi alanların yakınlarının yanına giderek bu işten vazgeçirtmek için, verilen teminatlarını yakmaları adına; “aba altında sopa göstermişler”, tehdit etmişlerdir.

Bu tehditlerle, bir şey elde edemediklerini anlayınca, ümitsizleşerek bu kez “şiddete ve silaha” başvurdular...

Kendi öz yeğenleri olan bu tetikçiyi harekete geçirttiler...

Bu itibarla Diyarbakır halkı olaya çok büyük önem vererek, can kulağıyla olayın Emniyet ve Yargı mercilerince ne gibi sonuç alacağını ciddiyetle beklemektedirler.

Yine bu şebeke grubunun bazı yakınları tarafından olayları kurcalamak için gerek emniyeti ve gerekse yargıyı siyaset vasıtasıyla etkilemek istemekte oldukları da, bilinen bir gerçek...

Öyle inanıyoruz ki hiçbir emniyet ve yargı mensubu bunların kirli emellerine alet olmaz ve olamayacaklardır.

Çünkü Diyarbakır’a yeni gelen Emniyet Müdürümüz böyle kirli şeylere alet olmadığı gibi öyle inanıyoruz ki Cumhuriyet Başsavcımız da ellerinin tersiyle bu anlayışı itecekler ve o makamlara sokmayacaklardır..

 

* * *

Evet, sevgili okurlar.

Gerçekten Diyarbakır’ımıza yazıktır, günahtır.

Aylardan beri bunları yazıyoruz, çiziyoruz.

Üniversite arazilerinin üzerine çöken bu kirli anlayış gibi Üçkuyular mahallesi semtinde de başka bir arazi mafya şebekesi çok büyük aktiflik göstermektedirler.

Öyle inanıyoruz ki Ö.F. ve A.R.C. isimli şahıslar bu kirli işlerin öncülüğünü yapmakta ve arsa sahiplerini rahatsız etmektedirler.

* * *

Bu faslı burada bırakalım.

Gelelim, Afganistan’da Taliban’ın ABD’ye karşı yapmış olduğu kutsal cihat hareketine.

Taliban’ın ABD’ye ve diğer haçlı ve Siyonist emperyalistlere karşı yıllardan beri yaptığı bu cihat hareketi netice itibariyle başarıyla sonuçlanmış durumda.

Başta Pakistan, Katar ve Türkiye halkı olarak Taliban’ın bu başarılı hareketinin yanında yer alıp, tez elden bu haçlı ve Siyonistlere karşı kendi hükümetlerini kurmalarını diliyoruz ve başarılar temenni ediyoruz.

İslam dünyasının haçlı ve Siyonist emperyalizmin çizmeleri altında artık inim inim inlememesi için tüm İslam dünyasının Taliban’ın yanında yer alması gerektiğini söylüyoruz...

Taliban’ın bu başarılı hareketi, aynı zamanda Asya kıtasında olması bize Bediüzzaman Said-i Nursi Hazretlerinin şu müjdeleyici tespitini hatırlatıyor.

Evet, Üstad Bediüzzaman diyor ki;

Yakînim var ki, istikbal semâvâtı ve zemin-i Asya

Bâhem olur teslim yed-i beyzâ-yı İslâma.

Zira yemin yümn-ü imandır,

Verir emn ü eman ile enâma.”

Evet, Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin Asya kıtasında İslam’ın gelecekteki hâkimiyetini müjdeleyen bu tespiti Afganistan’daki Taliban hareketinin Asya kıtasında yeni doğacak İslam güneşinin gelmesine müjdeleyici bir alamettir.

Darısı Türkiye’deki haçlı emperyalizmin hükmen temsilcisi durumunda olan CHP’nin altı oklu ambleminin de yıkılışına.

En derin saygı ve sevgilerimle.