İLERLEMEMİZİ PRANGALAYAN MÜESSES NİZAM!?(II)

Evet, sevgili okurlar.

İLERLEMEMİZİ PRANGALAYAN MÜESSES NİZAM” başlığı altındaki yazı serimize bugün de devam ediyoruz.

Sizinle burada net olarak paylaşmak istediğimiz, mevzular hep memleket meseleleri olmuştur...

Memleket meselelerinin başını çeken çok kritik olaylarla beraber gittikçe yoğunlaşan çeşitli terör odakları Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da iktidar partisinin gölgesinde” varlık göstermeye başladı.

Yapılan zorbalıklar, dayatmacı feodal yapının varlığı, çalışan namuslu insanların rant için tehditli baskıları, gasp, sebepsiz yere zenginleşmeler gibi bir çok hadise artık sıradanlaştı!…

Bununla beraber çok kirli hıyanet şebekelerinin gruplaşarak mafyalaştıkça mafyalaşmaktadırlar...

İhale mafyaları ile arazi mafyaları denir ya; başını almış gidiyor..

Tehdit, şantaj, cinayet, suikastlar!...

İşte bu olayların meydana geliş nedenlerinin başını çeken de, başlığımızdan anlaşıldığı gibi “İLERLEMEMİZİ PRANGALAYAN MÜESSES NİZAM’dır”

Ve tabi ki, müesses nizamı uygulayan batıl anlayışlardır.

Tüm bunlara karşı elbette ki biz ne diyoruz.

İnandığımız bir ilke var ve o ilke doğrultusunda yola çıkarak diyoruz ki;

Haksızlığa karşı susan dilsiz şeytandır...”

Öyle inanıyorum ki inanan bir toplum, yüce İslam dininin kutsal bir din olduğuna iman getiren bir ümmetin fertleri, bu İslami ilkeden yüz çeviremez ve yanlış yollara da spamaz.

Bunun aksi de olsa ki vardır.

Demek ki “Hakka karşı susan dilsiz şeytan” varlığını toplumun içinde de sürdürmektedir..

Hem de sürdürdükçe sürdürüyor.

Ve buna da diğer bir isimle münafıklığın, edepsizliğin, şerefsizliğin dik alası deniliyor.

* * *

Evet, sevgili okurlar.

Bakınız, dünkü yazılı medyamızda Yeni Akit Gazetesinin büyük puntolarla ve mavi berelilerin de toprağı eşerek çalışma fotoğrafını gösteren haberini sizinle paylaşmak istiyorum..

“AFET NEREDE, DEVLET ORADA!”

Haberin başlığı böyle..

Devamda ise şu ifadelere yer veriliyor...

 “Afet bölgesinde AFAD koordinatörlüğünde bölgede görev yapan askerler, emniyet güçleri ve STK’lar yaraları sarıyor.

Kızılay ve İHH, vatandaşlara yemek dağıtırken askerler enkaz kaldırma ve temizlik çalışmalarına destek veriyor.”

Bu haberin mahiyetine baktığımız zaman, demek ki devlet ülkemizin bir aydan beri başına gelen yangınlar, kuraklıklar, bu da yetmiyormuş gibi Ağustos ayının ortalarında meydana gelen şiddetli yağmurlar ve seller, telafisi mümkün olmayan çok büyük zararlara neden olmuştur.

Ama gazetenin yazdığı gibi “AFET NEREDE, DEVLET ORADA!”

Bu güzel bir şey tabii ki…

Biz burada bu haberi onaylıyoruz.

Fakat bunun karşıtını da kaleme almamız lazım.

Ki o zaman gerçekle batıl karşı karşıya gelince bu zamanda hangi taraf, hangi tarafa galip geldiğinin tespiti önemlidir...

Buna varmak lazım...

Evet, “AFET NEREDE, DEVLET ORADA” başlıklı haberin mahiyetini sizinle paylaştık.

Bir de bunun yanı sıra “terör örgütü PKK nerede, KCK orada”, “KCK nerede, AKP de orada.”

Bakınız, çok önemli bir tespit.

AK Parti demiyorum.

AKP diyorum.

Zira bölgemizde ve özellikle Diyarbakır’ımızda AK Partiyi hükmen basan, AK Partiye galebe çalan AKP’lilerin varlığı ve galibiyeti söz konusudur.

Kesinlikle AKP bölgemizde AK Partiye ve AK Partili gerçek anlayışlara galebe çalmıştır ve çalmaya da devam ediyor.

Bunun sebebi ise sözde oy potansiyelinin artmasıdır.

Oysaki bu aldatmacalar, bu tür hıyanet anlayışlarından hiçbir zaman inanan kimselere fayda getirmemiştir.

İnanan bir siyasete veyahut siyasetçilere veyahut onlara oy verenlere bir yarar getirmediği gibi tam tersine hep zarar getirip, oy kaybettirmiştir..

Bunun telafisi hiç mümkün olmaz.

Ama bunu da söylemeden geçmek istemiyoruz.

Bu defa cümlenin ters yüzünü getirelim.

AKP nerede, KCK orada”, “KCK nerede, PKK da orada..”

* * *

Evet, sevgili dostlar.

AK Parti il teşkilatı, hele hele son birkaç ay önce değişen il teşkilatı ve yeni gelenler…

Bir türlü birbiriyle imtizaç etmiyorlar.

Büyük bir anlaşmazlık var.

Kimin elinin kimin cebinde olduğu belli değil.

Hal böyle iken bize intikal eden istihbari bilgilere göre;

AK Parti Diyarbakır İl Teşkilatının ekonomiden sorumlu Parti İl Başkan yardımcısı B.A. isimli zat-ı namuhterem, beş yıl KCK’dan ceza almış.

Demek ki KCK’lıdır ve KCK üyesidir.

Dedik ya;

KCK nerede, PKK orada.”

Peki ya AK Parti nerede?

Eşittir AKP demek daha doğru olmaz mı?

Bu zat, inşaat sektöründe yap-satçılık yapıyor.

Birçok yönüyle bazı ortaklı işler yapıyor.

Ama KCK’lıdır.

Çünkü ceza almış.

Bundan iki gün önce, yani Cuma günü akşamı saat 20.00 sularında haber merkezimize gelen bir olay.

Diyarbakır’ın tam göbeğinde Diyarbakır-Elazığ yolu üzerindeki önemli bir iş merkezinin önünde kanlı bir olay yaşandı...

Olayı gerçekleştiren ve cinayete teşebbüs eden şahıs, S.K. isimli bir iş adamının önünü kesiyor silahını çıkarıyor ve o iş adamının üzerine şarjör boşaltıyor ..

Sonra da, kaçıyor.

Kaçarken, nereye kaçıyor biliyor musunuz?

Olayın meydana geldiği yere 100 metre uzaklıktaki AK Partinin İl Merkez binasına kaçıyor.

O iş merkezinin güvenlik ekipleri onu takip ederken nihayetinde AK Parti binasının bahçesine girer ve oradaki güvenlik ekipleri tarafından yakalanıyor...

Silahı elinden alınıyor...

Hem de iki dolu şarjör ve cepleri mermilerle dolu.

Bunun S.K. isimli iş adamını öldürme kastıyla düzenlediği saldırının sebebi ise şöyle.

Toplu Konut İdaresi tarafından Dicle Üniversitesi Kampüsünde yer alan araziyi ihaleye çıkarmış, ihaleye çıktıktan sonra üç dört tane iş adamı da bölüm bölüm arsa parsellerinin ihalelerini kazanıyor.

Kazandıktan sonra bir ekip harekete geçiyor.

Mafya unsuru olan bir grup insanlar tarafından sık sık bu iş adamları tehdit ediliyor ve avanta isteniliyor...

“Ya avanta vereceksiniz veyahut da bu araziyi yıllardan beri biz kullanıyoruz, arazi bizimdir, siz bu ihaleye giremezsiniz, teminatınızı yakın bu işten uzak durun. Eğer yapmazsanız bir gün gelir pişmanlık fayda vermez ve sizi öldüreceğiz...”

Bu şekilde defalarca tehdit ediliyor.

Bazı insanları dahi aracı yaparak, onları da tehdit mahiyetinde uyarıcı bir şekilde “araya girin, bunları vazgeçirin veyahut da bize pul adını taşıyan haraç versinler.”

Adamlar buna uymayınca kendilerini silahlı saldırıdan kurtaramadılar.

Bu iş Diyarbakır’da sık sık başlamak üzere yapılıyor.

Peki, bu saldırgan kim?

Bu saldırgan, Yunus Lale…

Resmi evrakta ismi böyle geçiyor.

Diyarbakır’ın Hani İlçesi Belediye Başkanı İbrahim Lale’nin adamıymış, yakın akrabasıymış.

Çünkü cinayet şüphelisinin sosyal medyada “Değerli İbrahim Lale Amcamla beraberiz” demesi çok şayan-ı dikkattir.

Yukarıda bahsettiğim gibi B.A. isimli Diyarbakır AK Parti Ekonomiden sorumlu İl Başkan Yardımcısı ve bir inşaat firması sahibi.

Bu kişi edinilen bilgilere göre beş yıl KCK’dan ceza almış olduğu iddiasına rağmen demek ki KCK eşittir PKK.

Bu insanın AK Parti İl Teşkilatında ne işi var?

Hadi bunu da geçelim.

Bu insan, AK Partili Hani Belediye Başkanı İbrahim Lale ile ne gibi bir diyalogu var ki İbrahim Lale’nin çok yakın adamlarıyla inşaat yapma ortaklığıyla kendini tanıtmış.

Ve İbrahim Lale’yi de kendisine arsaları temin etmek için bazı yerlere aracı olarak gönderebiliyor.

Özetlemek gerekirse.

Sözün kısası.

“Haksızlığa karşı susan dilsiz şeytandır” ilkesi üzerine hareket edersek, biz artık bölgemizi, ülkemizi, coğrafyamızı kirleten zorba, gaspçı feodal yapıya dur demekteyiz...

Bir yandan AK Parti iktidar partisi olarak, insanların gönlünü alarak parlak büyük nutuklarla ortalığı güllük gülistanlık olarak gösteriyor.

Öbür yandan meydana gelen afetler, yangınlar, depremlere de koşan devleti harekete geçirmekle beraber ne oluyor da bölgede ne kadar zorba, gaspçı, tehditkâr, saldırgan feodal yapı varsa AK Parti kendi bünyesinde barındırıyor, yardım ediyor.

Hatta sözde PKK’ya karşı emniyet teşkilatından koruma memurları veriyor.

Bir yandan aynı insanlar, KCK’dan ceza alan ve mahkûm olan insanlarla ortaklı iş yaparken öbür yandan da AK Partiye mensubiyet altında AK Partili olarak kendini göstermeleri, gerçekten çok vahimdir ve tehlikelidir.

Dahası var.

Bu arazi mafyaları tarafından, devletin veya bazı mağdur ve kimsesiz şahısların arazileri üzerine yıllardan beri hegemonya kurarak kendi mülkiyetiymiş gibi gösterip kullanan aynı anlayışın haksız yere egemenliğine rağmen gelen giden herhangi bir Belediye Başkanı, gelen giden herhangi bir valinin bu hususta hiçbir itirazları olmamıştır.

Aksine göz yumulmuştur.

Böylesine bir zorbalık suçunu görmezlikten gelmişlerdir.

Biz bunun peşini bırakmıyoruz.

Daha detaylı ve geniş kapsamlı bir şekilde olaylar paralelinde daha detayına gireceğiz, netleştireceğiz.

Ve bu bölgede kimin ne gibi kirli işler yapma hali varsa, basın yoluyla kamuoyuyla paylaşacağız...

Devletin en zirve makamlarını uyarıp, dikkatlerini çekeceğiz..

Diyebiliriz ki, namuslu, dürüst, utanan, tarih boyu devletinin yanında olan, devletini savunan böylesine iş adamlarının sık sık böyle saldırılara uğramaları ve yapanların yanında yaptıklarının kar kalması, bize göre bir hukuk devletinin varlığına yakışmaz.

Hele hele adaleti simgeleyen bir iktidara hiç yakışmaz.

Daha detaylarını gün yüzüne çıkarmak üzere belgeleriyle, bulgularıyla, önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşacağız.

Ama burada AK Partinin Genel Merkezine dikkat çekiyoruz.

Bu bölgede özellikle Diyarbakır’da toplum çok ıstıraplıdır.

Zira gasp var, mafya türü çalışmalar var, zorbalıklar var.

Hem de AK Partinin ismini kullanan AKP’lilerin gücü var.

En derin saygı ve sevgilerimle.