IŞİD PROJESİ, DERİN BİR DIŞ VE İÇ PROJEDİR!

Evet, sevgili okurlar.

Türkiye sınırları, gerçekten her gün biraz daha tehlike arz ediyor.

Zira oynanan oyun, sahneye konulan senaryo, hem Türkiye içindeki derin odakların senaryosudur, Hem de belirli ve belirsiz dış odaklardan gelen çok tehlikeli, ittifaklı bir senaryodur.

İsrail’in yıllardan beri Filistin’le yaptığı kavga, özellikle Gazze üzerine yağdırdıkları bombalar havadan ve karadan acımasızca yapılan saldırı ve bir terör devleti tarafından öldürülmüş masum insanlar.

Onun yanı sıra Mısır’da Sisi’nin saldırısı…

Bir sene içerisinde binlerce insanın katline girmesi…

Keza Suriye’deki üç seneden beri öldürülen binlerce insan, söndürülen ocaklar, büyük bir sessizlik içerisinde kalan sözüm ona medeni dünya, Birleşmiş Milletler, münafık ve mürtet Obama, üstüne üstlük ortaya çıkan Alman Devleti tarafından dinlenen Türkiye ve Türkiye’nin içine müdahale etme gibi olayları net görülmektedir.

Senaryo, tümüyle Ortadoğu’nun büyük bir Yahudi projesidir.

İsrail lobisinin tümüyle, yani ekonomiksel olsun, teknolojik olsun, para gücü olsun, tüm imkânları Amerika’da mevcut.

İsrail lobisi eskiden beri Amerika devleti üzerine hükümran olup, Amerika’ya ve Birleşmiş Milletlere yaptırdıkları yaptırım ve kirli uygulamalar elbette ki bugün Ortadoğu ve İslam dünyası üzerine de hükümran olmak istemektedir.

İsrail’in bu kirli projesi, adım adım Türkiye’ye doğru yürüyor.

* * *

Irak’ta, yıllardan beri baasçı bir rejimin hegemonyası içerisinde başta Halepçe katliamı olmak üzere taş üstüne taş bırakılmadı ve nihayet Amerika geldi oturdu Irak’ta.

Şiacılık, Sünnicilik derken kan gövdeyi götürüyordu.

Bağdat’ta da nerede ise taş üstüne taş kalmadı.

Tüm bunlar yaşanırken, gerçekten birkaç yıldır Kuzey Irak büyük bir sükûnet, barış ve huzur içerisinde yaşıyordu.

Bölgesel Yönetim Başkanı Barzani, Türkiye’ye çok büyük bir ahenk içerisinde el uzatıyor ve nerede ise Güneydoğu insanının hemen hemen üçte-dörtte biri Kuzey Irak’ta çalışıp, rahat nefes alarak, ekonomiksel olarak Türkiye’ye destek sağlıyordu.

Petrol’ün Türkiye üzerinden dünyaya satış projesinin sağlanması gibi hareketler elbette ki Amerika’yı rahatsız etti.

Bunlara rağmen, durup dururken Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) adlı bir örgüt ortaya çıkıyor ve Musul’u ele geçiriyor, Irak ordusu ise tek bir kurşun atmadan Musul’u teslim ediyor.

Önce Sünni-Şia kavgası söz konusu iken birden bire Türkiye’nin hudut boyu Suriye ve Irak’taki Yezidi Kürtlere saldırı düzenleniyor.

Yezidilerin yoğun olarak bulunduğu mıntıka Şengal Dağı’dır.

Suriye’de ise Rojava’dır.

Sözde İslam adına çalışan bu örgütün, bu insanları acımasıca katletmesi, tehcir etmesi, kafalarını keserek öldürmesi, bunlar kesinlikle rasgele olaylar değildir.

Gerçekten de olayın ne kadar vahim olduğunu, ne kadar derin ve karanlık bir hareket olduğunu bilmemek ya saf dilliktir veya da aptalca görmezlikten gelmedir.

Önce gizliden kurulan bu örgüt projesi, kesinlikle ABD’nin, İngiltere’nin, Almanya’nın hatta Fransa’nın ve hatta Birleşmiş Milletler’in projesidir.

Proje I. Dünya Savaşı’ndan önceki Osmanlının son yaşam mücadelesini yıkma projesinin devamıdır.

Hilafeti yıkma projesi ne idiyse Türkiye’ye yeniden uygulanmak istenen ve Türkiye’ye karşı kurulan büyük tuzaklar projesidir.

Daha doğrusu böylesine örgütlerin acımasızca yağdırdıkları ve uyguladıkları katliamlar projesi, yüce İslam dinine yönelik kirli bir projedir.

* * *

Bakınız, sevgili okurlar.

Böylesine dev ülkelerin bir ittifak içerisinde Filistin’e karşı susmaları, Gazze’nin katliamına karşı görmezlikten gelmeleri, Mısır’daki İhvan-ı Müslimin teşkilatına karşı darbeci cuntanın acımasızca kan dökmeleri karşısında dut yemiş bülbül gibi susan bu dünya devletleri her nedense hiç bunları görmüyor, görmezlikten geliyor ve bu İsrail’in kirli projesini unutturmak için IŞİD’i yaratıyor.

IŞİD de sözde İslam adına mücadele verirken, insanları öldürüyor, başlarını kesiyor, nice ocakları söndürüyor, kadınları da esir alıyor.

İşte bakınız sevgili okurlar.

Projenin ne kadar kirli ve İslam’a karşı hazırlanan kinci ve dinsiz bir proje olduğunu, zerre kadar akıl ve şuuru olan herkes bilir.

Haçlı ve Siyonist emperyalist ülkelerinin tüm dünya gözünden İslamiyet’i karanlık bir din olarak göstermeleri için, İslam coğrafyası üzerinde çeşitli terör örgütlerinin varlığı, rasgele kurulmuş bir proje değildir.

İslam ülkeleri ve ümmeti üzerine oynanan bir projedir ki ister IŞİD olsun, ister PKK olsun, ister Hizbullah olsun, ister Sünni-Alevi çatışması olsun, ister Yezidilerin katliamı olsun, ister Türkiye’de Ergenekon olsun…

Her ne ise, İslam’ın dünyaya tarih boyunca yeryüzünün selameti, sulhu, ve huzuru için var olan bir dinin tüm bu berrak ve nurlu yüzünü kirli göstermek, kanlı göstermek, başarısız göstermek planlarıdır.

Ve İsrail’in yıllardan beri Ortadoğu üzerine yaptığı mezalimin örtbas edilmesidir.

Aslında İsrail, insanlık suçu işliyor.

İsrail’in bu kirli yüzünü göstermemek için İslam’ın berrak ve nurlu yüzünü kirli olarak göstermeleri, kanlı olarak göstermeleri, deyim yerindeyse “tavşana kaç, tazıya tut” politikası gibi uygulamalar, aklı ve şuuru yerinde olan insanın gözünden kaçmamalıdır.

Yoksa Osmanlı’dan günümüze dek Şengal Dağı’ndaki Yezidilerin varlığını herkes biliyordu.

Güneydoğu Anadolu’nun bazı merkezlerinde, Yezidilerin yakından bildiğimiz köyleri vardı.

Bundan yaklaşık 70-80 sene önce Yezidiler bu köylerini terk ettiler.

Gerek Suriye olsun, gerek Irak olsun, gerek Almanya olsun veyahut diğer bazı Batı ülkelerine gitmişlerdir.

Yani arazilerini, coğrafyalarını terk edip gitmişler.

Diyarbakır’ın Bismil ilçesinin bazı çevre köylerinde varlığını ve bazı köylerin onlara ait olduğunu hiç kimse inkâr edemez.

Ama her nedense bu coğrafyada esamileri bile yok.

Ya İsviçre, ya Almanya veya Beyrut, Fransa gibi ülkelere bazıları göç edip gitmişler, bazıları da Şengal Dağı’na yerleşmişler.

Şimdi ise IŞİD örgütü tarafından durup, dururken sanki cımbızla çekip onlara karşı hücum etme meselesi, rasgele bir olay değildir.

Yezidiler; İslam’ın ve ehl-i sünnetin yaşam tarzına karşı olan bir millettir.

İnanıyorlar veya inanmıyorlar o bizi ilgilendirmiyor.

Bu yöredeki arazilerini, mülklerini terk edip gitmeleri, Müslüman Kürtlerin onlara karşı herhangi bir saldırıları söz konusu olmamıştır.

Büyük bir dostluk hareketi içerisinde iç içe yaşamış, ama İslam dinine inanmamalarına rağmen kardeşçe yaşamış bir toplum olduğu halde, kimseden bir baskı görmedikleri halde, durup dururken köylerini, ev ve barklarını bırakıp gitmeleri de apayrı bir sorunun işaretidir.

Kimse tarafından herhangi bir baskı görmedikleri halde neden gittiler?

O da ayrı bir muamma.

Ama IŞİD’in aniden iki ay içerisinde Irak’ta özellikle onlara saldırıp, katliam yapması kesinlikle ve kesinlikle iddia ediyorum ki İslamiyet adına değildir.

Ama göstermelik olarak faturayı İslam dinine çıkarmaları, işte İsrail’in “Büyük Ortadoğu Projesi”nin bir sonucu olması gerekir.

Ortadoğu ve hatta tüm dünyanın gözünde İslamiyet’i karartmak için büyük bir iftira tezgahı olması gerekir ki İsrail projesinin ard-i mevut olan bu coğrafyaya ulaşması için hazırlanan bir proje.

Yoksa Amerika isterse, bir hafta içerisinde IŞİD’i toz-duman eder, adını bir daha dillenmemek kaydıyla bu coğrafyadan silebilir ve atabilir.

Ama yapmaz.

Yukarıda da anlattığım gibi birilerine göz kırpar, birilerini de öldürür ve yok eder.

Hedef yüce İslam dininin çağdaş bir dünya medeniyeti içerisinde küçük düşürülmesidir, hatta yok edilme planlarıdır.

Allah hakkı hak eylesin, batılı da batıl olarak bize göstersin ve yüce İslam dinini ve Müslümanları korusun, böylece hain planların, plancıların da hakkından gelsin.

Yoksa Osmanlının himayesinde yaşayan Yezidiler olsun, Ermeniler olsun, Alevi olsun, Şia olsun ve diğer dinlerin mensupları olsun, hep bu ümmetle kardeş gibi yaşayan, beraber olan herkesin kendilerine göre köyleri, toprakları ve mal, mülk ve servetleri var iken ansızın Kürt Yezidiler ile Müslümanları çatışıyor gibi gösteren haçlı bir anlayış, yeryüzünde daha ne kadar hükümranlığını sürdürecek acaba?

Türkiye’nin, özellikle AK Partinin varlığını, özelikle Cumhurbaşkanlığı gibi devletin zirvesine kadar gelen Erdoğan’ın politikasının önüne geçmek için, yıllardan beri entrika oyunları oynamak isteyen iç ve dış karanlık mihraklar, bunun önünü kesemediler.

Halkın desteğiyle Erdoğan’ın zirvelere tırmanmasını hazmedemeyen uluslararası plan inşallah hedefine ulaşmayacaktır.

Yezidi’sinden tut, Alevi’sine kadar, Sünni’sine kadar, Müslüman’ına kadar, bu coğrafyada kardeşçe yaşayanların arasında bu terör fitnelerinin kaldırılması, barış sürecinin bir an evvel bitmesi gerekiyor.

Herkesin bu projeye yardımcı olması gerekirken, son günlerde görünen odur ki bazı oyunlar oynandığı gözden kaçmıyor.

En derin saygı ve sevgilerimle.