LATİN AMERİKA MÜSLÜMAN DİNİ LİDERLER ZİRVESİ VE CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN!

Evet, sevgili okurlar.

15 Kasım 2014 günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da Latin Amerika Müslüman Dini Liderler Zirvesi’ne katıldı.

Ve bu toplantının kapanış konuşmasında dünyaya çok önemli mesajlar verdi.

Özellikle hedeflediği ve sert bir dille eleştirdiği Birleşmiş Milletlerin çifte standart uygulamalarını dile getirirken, gerçekten şayan-ı dikkatti.

Sayın Cumhurbaşkanı, yeni Türkiye’ye yaraşır ve layık olduğu zirvelere bir daha Türkiye’yi taşıdı.

Bu kapanış toplantısında “Yeni Türkiye” mesajını verirken, gerçekten müjdeleyici ve ümit verici bir konuşma yaptı.

Her şeyden önce Cumhurbaşkanının bu toplantıda konuşmasında verdiği mesaj; gerek İslam dünyası olsun, gerek Türkiye olsun, bundan yirmi yıl önce hatta daha doğrusu cumhuriyetin kuruluşundan beri Müslümanlara kapatılan tüm ümit kapılarının yeniden açıldığını gösteriyor.

Gerçekten “Yeni Türkiye”de ilk olarak halkın milli iradesiyle seçilen bir Cumhurbaşkanı’nın Çankaya Köşkü’ne oturması, hele hele inançlı bir Cumhurbaşkanı olması ve dini emirleri fiilen köklü bir vaziyette elinden geldiği kadar uygulaması, bize göre İslam dünyasına açılan yeni ümit kapılarıdır.

Keza Sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu da G-20 toplantısında başta ABD Cumhurbaşkanı Obama olmak üzere İngiltere ve Fransa Devlet Başkanlarıyla görüşmesi, gerçekten kalbindeki, beynindeki iman ve izan gerçeğinden çıkan bir ses ve bir İslam meşalesini orada da yaktı.

İşte buradan biz de diyoruz ki İslam dünyasına müjdeler olsun, Türkiye “Yeni bir Türkiye” oldu.

Namaz kılan Cumhurbaşkanı, yalnız namaz kılmakla yetinmeyerek tüm iman mefkûrelerini eyleme çeviren bir Cumhurbaşkanı ve bir Başbakana sahiptir Türkiye.

Ümit var olalım ki bu her iki büyük devlet adamı, gelecekte mutlaka İslam dünyasına Türkiye’nin öncülüğü ve önderliğini yapabilecek bir ümit kaynağı olmuşlardır.

Gönül arzu ediyordu ki bu değerli iki devlet adamının taşıdığı iman meşalesinin misyonunu, partilerinin her kesiminde de bunu uygulasalar.

Adeta ilçe başkanlıklarından il başkanlıklarına, hatta genel merkezine kadar, MKYK üyelerine kadar, böylesine kozmopolitleşmiş kişilerden teşekkül eden insanlar olmasaydı, bütün çabalarını kişisel rant uğruna harcayan kişilerden bu partiyi arındırmış olsaydılar.

Ne güzel olurdu.

Türkiye insanına milli iradeyi batıl yanlışlıklar ile değil, tam hak bir dava olarak artık herkes algılayacaktı.

Ve ümit ediyoruz ki önümüzdeki TBMM seçimi sath-ı mailine girerken, gerek Cumhurbaşkanı olsun, gerek Başbakan olsun, parti bünyesini onların ruhaniyetini gerçekten temsil eden insanlardan oluşturacakları inancındayız.

Zira bunların bu yüce düşünce ve dünya liderliği karakterine sahip oldukları durumdan da herkes o beklenti içerisindedir.

Yoksa kozmopolit neidügü belirsiz, rantiyeci, müteahhit veya bazı dönme İslamcılara kaptırmayacaklar.

* * *

Bakınız, sevgili okurlar.

Cumhurbaşkanının Latin Amerika’dan gelen Müslüman Din Adamları Zirvesi’nde irad ettiği konuşma, kelimesi kelimesine rasgele Türkiye Cumhurbaşkanı değil, kalbi ve beyni iman meşaleleriyle dopdolu bir Cumhurbaşkanından bu ifadeler çıkabilir.

Keza Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da Avustralya’da G-20 zirvesinde dev devletlerin başkanlarıyla yaptığı konuşmada dile getirdiği husus çarpıcıydı.

“Özellikle Esed’siz bir Suriye’nin varlığını düşünüyoruz.

Dört sene içerisinde binlerce insanın katline giren katil ve terörist bir Esed’in varlığını dünya artık istememelidir” ifadelerini kullanması, tüm inanan İslam dünyasının bireyinden tut ümmetin tümüne kadar, gönüllerine zenginlik vermiştir.

Ve serin su serpmiştir.

* * *

Bakınız, sevgili okurlar.

Zirvenin Türkiye ile Latin Amerika ülkeleri arasında dostluğa ve dayanışmaya vesile olmasını dileyerek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu zirve vesilesiyle 41 ülkeden 71 temsilci İstanbul'a geldi. Burada birbirlerini daha iyi tanıdılar, birbirlerini dinlediler. Sorunlarımızı İslam dünyasında, özellikli olarak Latin Amerika'da tespit ettiler. 5 gün boyunca birbirleriyle muhabbet ettiler. 'Muhabbetten Muhammed oldu hasıl, Muhammedsiz muhabbettin ne hasıl'. Tercümeyi iyi yapmışsınızdır inşallah. Bazen bu beyitler iyi tercüme edilmiyor" diye konuştu.

Zirve'ye Küba'dan katılan Yahya Pedro'nun kendisini Küba'ya davet ettiğini hatırlatan Erdoğan, " Değerli kardeşim bizi Küba'ya davet etti. Zaten şu andaki planlamamızda var. Nasip olursa 2015 başlarında Küba'ya bir ziyaretimiz olacak. Geniş bir heyetle inşallah Küba'ya bu ziyareti gerçekleştireceğiz "dedi.

Brezilya'da yaşayan Abdurrahman Efendi'yi bir kez daha hayırla yad etmek istediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Abdurrahman Efendi'nin hikayesini, "1866 yılında, 2 Osmanlı gemisi, Ümit Burnu'ndan geçerek Basra'ya ulaşmak üzere İstanbul'dan ayrılmış, Okyanus'a açılmış, ancak yollarını kaybederek Brezilya'nın Rio Sahili'ne varmışlardı. Gemide bulunan ve âlim bir zat olan Abdurrahman Efendi, Brezilya'da kaldı ve yıllar boyunca, Brezilya başta olmak üzere Latin Amerika ülkelerini dolaşarak, İslam'ı anlattı, insanlara tebliğ vazifesinde bulundu" diye anlattı.

En derin saygı ve sevgilerimle.