TÜM DÜNYAYA BÜYÜK SESLENİŞ! (III)

Evet, sevgili okurlar.

Malumunuz üzre Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan dün İstanbul Kongre Merkezi'nde, İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) 32. Toplantısı'nın açılışında konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada İslam ülkelerine çok önemli bir çağrıda bulundu.

Dedi ki;

"Gelin artık tavrımızı ortak belirleyelim.

Artık biz sömürülen ülkeler olmaktan çıkalım.

Yıllarca Afrika'daki ülkeleri Batının nasıl sömürdüğünü bana anlatıyorlar.

Oradan madenleri nasıl çıkarıp aldıklarını kendileri anlatıyorlar.

Gelin geleceğimizi kendimiz belirleyelim…."

* * *

Bakınız, sevgili okurlar.

Bu köşede ekseriyetiyle sizinle paylaşmak istediğimiz konuların başında, Sayın Erdoğan ile ilgili gelişmelerdir..

Ona dair, konuşmaların muhtevasıdır...

Erdoğan, büyük bir sesle başta İslam dünyası olmak üzere tüm dünyaya seslenmeye dün de devam etti…

Özellikle İslam dünyasına “Gelin beraber işbirliği yapalım” uyarısında bulunurken, diğer dünya ülkelerine de adeta meydan okudu ve gözdağı verdi.

Bizim burada söyleyeceğimiz hiçbir şey yok.

Ancak tek kelimeyle bunu söyleyebilirim..

Ey can dostlar, ey inanan toplum!

Allah aşkına gelin Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’a dua edelim, onun varlığına, gelişmesine, uzun bir ömürle yaşamasına, yirmi dört saat yaptığımız ibadetlerde dualarımızı eksiltmeyelim.

Özellikle seher vaktinde Allah nezdinde makbul ve geri çevrilmeyen duaları Erdoğan’a gönderelim.

Allah uzun ömür vermekle muhafaza eylesin, dünyanın insi şeytanlarının şerrinden korusun.

Bu dualarımızı eksiltmeyelim.

Ve gönül birliği içerisinde; sımsıkı ona sarılalım..

* * *

Tabi, hemen şunu da belirtmek isterim ki...

Dün İslam İşbirliği konferansındaki konuşmaları tarihi ibretlerle dolu olduğu gibi, bir hayli de uyarıcı mahiyetindeydi..

Zira diyordu ki;

"BİZE DEMOKRASİ DERSİ VEREN ÜLKELER KENDİLERİNE SIĞINAN ÇOCUKLARA KAPILARINI AÇMADILAR"

Şundan emin olun her şey zıddi ile kamildir.

Atalarımız kul sıkışmayınca hızır yetişmez derler.

Yani sıkıntıda olan dara düşen kendisine inanan insanları Yüce Allah darda koymaz.

"Nasrun minallâhi ve fethun karîb" (Yardım ve zafer Allah'tandır ve fetih yakındır, müminlere müjde ver)”

Saff suresinin 13. ayetini okuyan böylesine Kur’ana bağlı olan bir Cumhurbaşkanı olmakla tüm İslam dünyasını büyük ümitlerle doldurmuştur.

Ve gerçekten inşallah yardım, zafer ve fetih çok yakındadır diye düşünüyoruz.

Erdoğan devamla şöyle dedi;

"Kardeşin halinden kardeş anlar.

Maalesef sizlerin sergilediği tavrın onda birini birçok batılı ülke kurum ve kuruluş göstermedi.

Demokrasiye sahip çıkan millet adeta cezalandırılmaya çalışıldı.

Türkiye'ye yönelik algı operasyonları artıyor.

Yarın(bugün) AP'de bir toplantı olacak ve Türkiye'nin AB üyelik müzakereleri için oylama yapacaklarmış.

Peşinen ifade etmek isterim ki şu anda buradan söylüyorum, ekranları başında izleyen tüm dünyaya sesleniyorum: Sonuç ne çıkarsa çıksın bu oylamanın bizim nezdimizde hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur ve olamaz da.”

* * *

Sayın Erdoğan’ın Borsa İstanbul ile İslam Kalkınma Bankası Arasında İmzalanacak Stratejik İş Birliği İçin Mutabakat Zaptı Gong Töreni'nde yaptığı konuşma da inkâr edilmez, "tarihi" gerçeklere vurmu yapmaktaydı.

Cumhurbaşkanı Ekonomiksel gelişmenin yegâne çaresi ve ana unsurunun faiz olduğunu söyledi..

Türkiye’de bankaların acımasızca faiz sistemiyle uyguladıkları işlemler gerçekten yürekler dağlıyor.

İnanın, sevgili dostlar.

Sayın Erdoğan’ın her platformda her alanda yapmış olduğu konuşmalar, siyasi olmakla beraber anlamlı, derin manalarla dopdolu, hikmetli ifadelerdir.

Kendisinden oluşturduğu ifadeler değildir.

Konuşmasının mana değerleri, Kur’an ve Hadis’e dayanmaktadır.

Bakınız, Cumhurbaşkanı Erdoğan Merkez Bankasını eleştirirken, önemli tavsiyelerde de bulundu.

“Halkımın karşısında tokadı yiyen benim başındaki bürokrat değil.

Öyleyse uyarımı da yapacağım, o da çözüm yollarını bulsun.

Tokadı ben yiyeyim, sefayı o sürsün, yok böyle bir şey”

* * *

Cumhurbaşkanının böylesine konuşması bizi yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in “Bakara” suresinin “Riba(Faiz)” hakkındaki 275 ve 276. ayetlerine götürdü.

Bu ayet ile faizin ne kadar çirkin, ne kadar haram, ekonomiyi yozlaştıran uğursuz bir unsur olduğuna işaret etmektedir.

Ekonomiyi elinde tutan Merkez Bankasının yönetimini eleştirirken, halkı da faiz tehlikesinden kurtarmak için yol gösteriyordu..

Evet, Bakara suresinin 275. ayetinin yüce meali aynen şöyle;

“Faiz yiyenler mahşerde (kabirlerinden) ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkar.

Bu, onların: “Alışveriş de zaten faiz gibidir” demelerindendir.

Oysa Allah alışverişi helal, faizi haram kılmıştır.

Yani faiz ayrı yörüngede yürüyor, helal kazanç ayrı yörüngede yürüyor.

Bu nedenle, kim Rabbinin öğüdünü dinler ve hemen (faizden) vazgeçerse, evvelki kazançlarını koruyabilir ve onun hakkında karar vermek artık Allah'a kalır.

Kim de tekrar (faize) geri dönerse, işte onlar ateş ehlidirler ve orada ebedi olarak kalacaklardır...”

Aynı paralelde İmam-ı Azam Ebu Hanife; faizin ne kadar çirkin, ahlak dışı bir kazanç olduğuna dair şu Hadis-i Şerif’i naklediyor ve diyor ki;

“Efendimiz (S.A.V) şöyle buyurmuştur;

Bir dirhem faizle elde edilen kazancın günahı, otuz iki defa yapılan zina ve fuhuştan daha ağırdır...”

Bu paralelde Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı konuşmada her ne kadar ayet ve hadisin orijinal metinlerini dile getirmemiş ise de faizin ne kadar çirkin olduğu manasına böylece işaret etmektedir.

En derin saygı ve sevgilerimle.