YEPYENİ BİR TÜRKİYE!!!?

Evet, sevgili okurlar.

Gerçekten Türkiye’de; muhafazakâr, kalbiyle beyni aynı paralelde çalışan bir halk kitlesi, AK Partiyi parti olmaktan daha fazla gerçek bir lider olarak başında bulunan Recep Tayyip Erdoğan’ın misyonuna gönül vererek, kalbi derinlikleriyle severek 12 yıl boyunca iktidara taşıdılar.

Yani siyasi parti olmaktan daha fazlasıyla, bir misyon partisi olarak halk gönül vermiştir.

Verilen oylar ortalama olarak yüzde 50’den aşağı düşmedi.

İnanın, objektif olarak söylüyorum.

Halkın böylesine taması, Sayın Erdoğan’ın dik duruşuna, ihlâslı ve inançlı bir insan oluşuna bağlıdır, oylar tamamıyla olmasa dahi yüzde 90’ı diyebiliriz ki Erdoğan’ın oylarıdır.

Nitekim son olarak 90 yıldan beri seçilen Cumhurbaşkanlarının hepsi vesayetçi anayasanın gördüğü lüzum üzere çoğunlukla asker veya asker kafalı kişiler olarak seçilmişlerdi.

Ama cumhurun arkasında bulunduğu bir seçim değil, görülen lüzum üzerine, rasgele, gizli kapalı, CHP’nin ve sosyal medyanın danışıklı dövüş olarak Cumhurbaşkanları seçilmiş ise de bu kez tümüyle, ilk olarak cumhurun arkasında bulunduğu bir Cumhurbaşkanı seçildi.

O da meclisten değil, vesayet paralelinde değil, halkın yüzde 52 oylarıyla seçilmiş bir Cumhurbaşkanı.

Bu itibarla diyoruz ki nasıl ki halk tarafından seçilen bir Cumhurbaşkanı Türkiye için bir ilkse, bir milatsa, inanıyoruz ki bu ilk; Türkiye’yi bundan sonra daha çok büyük ilklere taşıyacaktır.

Bu nedenle “Yepyeni Türkiye” diyoruz.

Bu “Yepyeni Türkiye” artık bidon kafalı yazar-çizerlerin hegemonyasıyla seçilen devlet başkanları değil, TBMM üyeleri değil, bidon kafalı medyanın bidon kafalı yazar-çizerleri dahi bugün artık yavaş yavaş barınma şansını kaybediyorlar.

* * *

Bakınız, dünkü Yeni Akit Gazetesinin sürmanşetine taşıdığı “BİDON KAFA HÜRRİYET’TEN KOVULDU” başlıklı haber.

Yıllardan beri Hürriyet’in makbul ve itibarlı (!) kişi olarak övünerek, yazısını halka göstermek suretiyle devam etmiş ise de son Cumhurbaşkanını yüzde 52 ile seçen halka bidon kafa demiş, halka hakaret etmiş, cumhuru küçük düşürmüştür.

İşte beton beyinli, sert kalpli, bidon düşünceli Yılmaz Özdil kovuldu.

Haberini okurken, gerçekten inancıma bir kat daha inanç katıldı ki artık Türkiye “Yepyeni Türkiye” olacak.

Eski dar gömleğini çıkarıp, ter û taze bir imanla, bir inançla kendini toparlayacak ve bize göre de toparlamıştır.

Halk, ilk olarak kendi oylarıyla bir Cumhurbaşkanı seçti.

Ama seçilen Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan da Türkiye’yi gerçekten eski badirelerden kurtarmak için, kan ve gözyaşları selinde kıvranıp duran bir Türkiye değil, barışa dayalı, inanca dayalı, barışçı ve kavgasız bir Türkiye hedefliyor.

Bunu da yapabilmesi için eski bayat düşüncelere artık paydos denmeli, kişisel rantını ön planda tutan ve partinin her halükarda kilit noktalarında kendini gösteren rantiyeci şebekelerden partiyi uzak tutmaları lazım.

* * *

Başbakan olarak atanmak istenen Sayın Ahmet Davutoğlu, bize göre gerçekten “Yepyeni bir Türkiye”ye yönelik sağlam bir girişimdir.

Dürüstçe ve halkın Erdoğan’a vermiş olduğu teveccüh ne ise inanıyoruz ki üç beş kat daha Sayın Ahmet Davutoğlu’na verilecektir.

Başbakanın, Cumhurbaşkanı olma sath-ı mailindeki son günlerde Sayın Davutoğlu için almış olduğu karar, öyle inanıyoruz ki rasgele bir karar değildir.

Yerli yerinde bir karardır, “görev istenmez, verilir” kabilinden alınan bir karardır.

Davutoğlu, Başbakanlık kürsüsünde oturduğu zaman Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan daha fazlasıyla Türkiye’yi yeni bir yerlere getirme fırsatını sağlayacaktır.

Çok yakından tanıdığım ve bildiğim Davutoğlu, her şeyden evvel sağlam dayanıklı bir İslam kültürüne sahiptir.

Düşmeyen, kalkmayan bir Allah’tır.

Yanlış yapmayan yine Allah’tır.

Ama öyle inanıyoruz ki Davutoğlu, Türkiye’yi yeni bir Osmanlı zeminine oturtturacak, küfrün, inadın, madrabazlığın varlığına artık son verecektir.

Ancak endişemiz şudur ki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın son iki döneminde, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki bazı rantiyeci çevreler, gerçekten partiyi ablukaya almışlardır.

Öylesi adamlar partinin kilit noktalarına getirildi ki akıllara durgunluk verir.

Bu partinin bünyesinde böylesi insanlar varsa ki vardır.

Böyle devam ederse partiyi bundan sonra bir yere götürecek inancına sahip değiliz.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki bazı fırsatçı, çıkar grupları bugüne kadar Doğu ve Güneydoğu halkına bir şey verememişler.

Ancak kendilerini de bir yerlere getirebilme fırsatını yakalamışlardır.

Partiyi, hatta Bakanlar Kurulu’nu bu tür insanlardan uzak tutmaları tavsiyemizdir.

Hayatı boyunca sivil hayatlarında, elifle merteyi birbirinden ayırt edemeyen insanlar ne yazık ki çok değişik yüzlülüklerle partinin önemli yerlerini ihraz etmişlerdir.

Deyim yerindeyse “Sabah bir yerde, akşam bir yerde, gece yarısı bambaşka yerlerde” yiyip içtikleri sadece milletin sırtından olup, okyanus gibi kendini gösterip de takyonoslar, partinin bünyesinde gittikçe çoğalmıştır.

Yani çok karışımlı, çok yüzlü, münafık tipli rantiyeci kişiler, değişik pozisyonlara kendilerini sokarak böylece siyaset piyasasına girmişlerdir.

Takiyecilikte kendini belirtmeden bir yerlere gelmek için ellerinden geleni yapmışlardır.

Yani takkiyecilik münafıklığıyla kılıktan kılığa giriyorlar.

Bize göre muhterem Erdoğan, her ne kadar bunlara fazla yüz vermediyse de inanıyoruz ki Sayın Davutoğlu da bunlara pek yüz vermeyecektir.

En derin saygılarımla.