11 YIL OLDU MU YA?..

Evet, oldu..

Bugün itibariyle, tamı tamına 11 yıl oldu, Bay Kemal'in CHP Genel Başkanlığı!…

Dile kolay; "bir kasetle" iş başına gelmek..

Ve sonrasında, koca bir 11 yıl CHP'nin "başında" firesiz, oturabilmek..

Denir ya; "her babayiğidin" harcı değil…

Zat-ı muhteremin "hakkını" yememek lazım!…

Hep başarılı oldu, ama "geri" planda kalarak..

Cephede, siperde "kalma" yerine, kasetin ikram ettiği koltuktan "gelen aklın" dağıtımına, efor sarf etti..

Ki bu sayede, CHP hep "konuşulan" parti oldu?..

Koltuğu "sağlam" tutmak, seçmeni de "stabile" razı etmek, mahirlik ister!..

"Er kişinin" işi olamaz..

Var mı, "tanklar" arasında "sıvışabilecek" kadar cesur bir başka siyasi parti lideri!..

Başkası olsa, kurşunu yer ama o "geleneksel terbiyenin" vermiş olduğu kabiliyetle "güdümlü" yürüdü…

***

Şanssızlığı yerli ve milli olmaya dair "alerjik" durumu!..

Hep "ırak" akıllara "meyil" verdi…

Partisinden, stabil seçmeninden, yönetim kadrosundan daha çok, Türkiye'nin sınır ötesindeki,

Okyanusları dahi aşarak, "oradan" gelen lojistiğe odaklandı!…

"Ele dost" oldu..

İnsancıl yönü, tartışılmaz!..

Öyle ki, "teröre, teröriste" dahi; merhametle yaklaştı..

"Arkadaşlar" dedi…

Türkiye'nin siyasal iktidarına "diş bileyen" her kim olduysa, "selamı, sabahı" kesmeden, "sizinleyim" demeyi ihmal etmedi….

"Dürüst" oldu!..

***

Elhak, çalışkan, mahir, duayen!…

CHP'de "ne devrimler" yaptı?..

Kimseyi merakta bırakmadı!…

Ülkenin, milletin her meselesine fikri beyanıyla, "tuz, biber ve maydanoz" oldu!..

Ancak, "yerli ve milli" olamama alerjisi nedeniyle, "ölçüde" sürekli, yüz göz oluş gelişti…

"Sol, sosyalist, laiklik" gibi, ilkeleri de "katı kuralcılıktan" çıkardı!…

Merkeze taşıdı..

Sağa eğilimle, "milliyetçiliği" kattı..

İdeolojik, örgütsel yapıları da, dışarıda bırakmadı..

Yani; "beş benzemezi" bir torbaya, sıkıştırabilecek, aklı bile benimseyerek, uyguladı!…

Bu CHP'ye yüksek bir "katma" değer oldu?..

Çünkü, Türkiye'nin "siyasi boşluklarına", bağrından çıkardığı, yeni partilerle doldurma, becerisini sergiledi..

İnce'ye, Sarıgül'e, Yılmaz'a "birer parti" kurdurdu…

İktidarı "devirme" adına..

***

"Bu adamı istemeyiz!" diye bağırıp, çağırdığı, "eşinin başörtüsüne" laf ettiği!..

Siyasi rakibi Erdoğan'ın "kardeşim Abdullah" diye hitap ettiği Abdullah Gül'ün "kapısını" bile çaldı..

"Biz ettik sen etme, gel başımızda ol" diyecek kadar, "dürüst" oldu…

"Siyasetin namusuna" halel getirtmedi?..

Dile kolay!..

Ülkesini, milletini, devletini, siyasal iktidarı dahi "karşısına" almada imtina bile etmeyen, bir lider olma vasfıyla övünen, tek kişidir Bay Kemal!…

Kim adına; elbette ki "O'nu bir kasetle" koltuğa oturanlar adına.. İşte böyle bir "vefa" sahibi..

Ülkesine "aşıktır.?"

Çünkü vaki değildir ki, "uluslararası" bir ziyaret etmişliği.. Diplomasi trafiği gerçekleştirmesi..

Aklı alır, ama görüntü vermez.

Bu kadar da; "hassasiyet" sahibi…

En son macerası "128 milyar dolar nerde" diye sormasıydı?.

Ne var ki, kapının önündeki "900 atın" nerede olduğunu, bilmiyor?..

***

Neyse!..

11 yıla, nice seçimler "sıkıştıran" ama her seferinde kıl payı, "ikinci sırayı" alabilen bir parti başarısı var!..

Demem o ki..

Bu kadar, laftan sonra şöyle bir cümle kursak, "limon" sıkmış olmayız, sohbetimize değil mi?!…

Allah sizi, bu iktidarın "başından" eksik etmesin..

Onlara şans, ülkeye bela!..

Söylenecek son söz; nice 11 yıllara Bay Kemal..

***

NERDEN NEREYE?…

Rize'den gelen "seslere" bakar mısınız?..

"Terörist Akşener?"….

"Ne işin var burada Akşener?

Git burdan"…

PKK'ya git, HDP'ye git…

CHp'ye git?..

Gitte git, ama buraya gelme?..

Vay da vay?..

Nerden nereye gelindi…

Milliyetçi jargondan..

Ülkücü söylemden…

Muhafazakar Abladan…

Gel de "Terörist Akşener" sloganıyla karşılanır ol?!…

Denir ya!..

"Ne oldum değil, ne olacağım demeli?"..

Ha bir de, "etme bulma siyaseti!.?"

***

 

GÜNÜN SÖZÜ

Kur’an-ı okuyan kimse için ecir vardır. Onu dinleyenin ecri iki kattır.