12 EYLÜL'DE NEYİ OYLAYACAĞIZ?

Doğrusu;
Herkes birbirine soruyor referandumda neyi oylayacağız!
Öyle ya;
Anayasa değişiklik paketinde yer alan 26 maddenin muhtevası neyi içermektedir?
Bireysel ve toplumsal getirisi nedir?
Pakete karşı; Hayır deme "gerekçemiz" neye dayalıdır?
Ya da bizi "evet" demeye sürükleyen şartlar ve katkılar nedir?
Bir de "evet ile hayır" dışında kalarak iki görüşe de katılmıyorum deyip "boykot"a gitmemizi gerektiren neden ne?
Yani üç görüşün hikmeti nedir?
Evet!
Ekseriyetin sorduğu ve cevap aradığı sorular silsilesi bunlar.
Buda şuna delalettir;
Demek oluyor ki toplum ve sandığa gidecek seçmen bilgi yoksunu.
Yani ciddi manada bir bilgilendirme zafiyeti var.

* * *

Nitekim Sokakta, işyerinde, çarşıda esnaf ziyaretinde!
Özellikle iftar misafirliklerinde "bu eksikliği" bariz olarak gördüğümü söyleyebilirim.
Sohbetlerin odağında her ne kadar "Referandum" var ise de; "neyi ve neleri" içerdiği konusunda kısır bilgiler var.
Düşünebiliyor musunuz?
12 Eylül'e sayılı günler kalmış. Hatta bir aydan daha kısa bir zaman.
Hala; sandığa gidip iradesini ortaya koyacak olan seçmen "bilgi" sahibi değil.
Neyi oylayacağını bilmiyor!
Evet mi?
Hayır mı?
Boykot mu?
Şeklindeki tercih soruma aldığım cevap ilginç; "neye oy vereceğimizi bilmiyoruz?"

* * *

Sadece;
12 Eylül Darbecilerinden "hesap" sorulacağı şeklinde bir bilgi hâsıl.
Diğer maddeler konusunda; bilgi yok!
Demek ki;  Ülke genelinde olduğu gibi Diyarbakır'ın özelinde AK Parti ve BDP "dersini" pek çalışmış değil.
Parti teşkilatları ve kurmayları.
Ne "tabanlarına" ne de sandığa gideceklere "meramlarını" anlatamamışlar.
Bu eksikliği; Önceki gün Milletvekili ve Parti teşkilatıyla ziyaretime gelen Tarım Bakanı Mehdi Eker'le paylaştım.
"Halk Anayasa değişikliğiyle alakalı yeterli bilgi sahibi değil"
Genele katılmamak kaydıyla; kendileri de hak verdi.
"Vatandaş bilgi sahibi değil."
Ki geçtiğimiz haftadan buyana Diyarbakır'da bu yönde nabız yokluyor.
Hem "Değişiklik paketinin" muhtevasını anlatmak.
Hem de; 3 Eylül'de Başbakan'ın bölge halkı tarafından "önemsenilen" Diyarbakır mitingine hazırlık.
Sordum vatandaşın "nabzı" nasıl diye?
"Evet" ağırlıklı.
Tereddüt içerisinde olanlar da; "konuştuğunuzda, anlattığınızda" tavrı değişiyor.

* * *

Doğrusu;
Oylanacak olan Anayasa Değişikliği paketi "siyasi" bir amaç içermediği gibi; bir zümreye de kazanç getirmiyor.
Toplumun "topyekûnune" getirisi var.
İsterseniz!
Gelin hep konuşup, tartıştığımız, yazıp çizdiğimiz şu Anayasa Değişikliği ne getiriyor; sorusuna cevap verelim.
Liderlerin; "İçi boş siyasi" söylemlerinden fırsat bulup gerçek meseleye odaklanmadığı.
Parti il ve ilçe teşkilatlarının ketum kaldığı.
Medyanın da ekseriyetinin; "polemikler" ağından ötesini görmediği;
"Bu hadiseyi" biz anlatalım. Paketin içeriği nedir diye!

* * *

İşte;
12 Eylül'de önümüze konulacak sandığın muhtevası!
*Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.
*Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteyebilir.
*Yurt dışına çıkış hâkim kararına sınırlanır.
Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.
*Aynı zamanda ve aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olunamaz yasağı kalkıyor.
*Memurlar ve diğer kamu görevlileri toplu sözleşme yapabilecek, memurlar disiplin cezalarını yargıya taşıyabilecek.
*Partisinin kapatılmasına neden olan milletvekilinin milletvekilliğinin sona ermesi uygulaması kalkıyor.
*Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir.
*Meclis Başkanı görev süresi ilk seçimde iki yıl olacak.

* * *

*YAŞ kararlarına karşı yargı yolu açılacak.
*Adalet hizmetleri ile savcıların idarî görevleri yönünden Adalet Bakanlığınca denetlenecek.
*Askeri yargı, devletin güvenliğine, anayasal düzene karşı suçlara ait davalara bakamayacak.
*Anayasa Mahkemesi onyedi üyeden oluşacak, TBMM üye seçebilecek, üyeleri 12 yıl için seçilecek. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapılabilecek, iki bölüm ve Genel Kurul halinde çalışacak. Siyasi parti kapatma ile Yüce Divan yargılamalarına Genel Kurul bakacak.
*Askerî Yargıtay ile AYİM’in kuruluşu, işleyişi, yargılama usulleri, mensuplarının disiplin ve özlük işleri mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
*HSYK, 22 asıl ve 12 yedek üyeden oluşacak, Başkanı Adalet Bakanı olacak, Müsteşarı doğal üye olacak. Birinci sınıf hakim ve savcılar ile idari yargı hakim ve savcıları da Kurul’da görev yapacak.
*Ekonomik ve Sosyal Konsey Anayasa’ya girdi.
*12 Eylül dönemi yöneticilerinin dokunulmazlık zırhı kalkıyor.

* * *

Paketin özetle içerdikleri bunlar!
Peki;
Bunlar 12 Eylül Askeri darbe vesayetinden kurtulmamız için yeterli mi?
Yeterli değil.
Peki;
Topyekûn özgürlüklerin, hakların, eşitliği için yeterli mi?
Yeterli değil.
Peki;
Kuvvetler ayrılığında milli irade hükmünün hâkimiyeti için yeterli mi?
Yeterli değil.
Peki;
Sınıfsal bir eşitlik. Hakların tanınması. Kimlik kazanımı için yeterli mi?
Yeterli değil.
Peki;
Karanlık dönemlerin, şiddetin ve terörün mağdur olan bölge halkına iyileştirmesi yeterli mi?
Yeterli değil.
Peki;
Biz Kürtlere ve yaşadıklarımıza "çözüm" sağlayacak süreci başlatması için yeterli mi?
Yeterli değil.

* * *

Evet!
Yeterli değil, yetmez!
Ama Anayasa değişikliğinin muhtevası şu üç önemli mesajı vermektedir.
Bir;
26 maddelik değişiklik paketinde yer alan hiçbir madde askeri vesayetle dikte edilen Anayasa Maddelerinden kötü değil.
İki;
Demokrasinin, demokratik gelişimin, haklar ve özgürlüklerin önündeki en büyük engel "Yargı" oligarşisidir. Bu vesayetin kalkması bile; bir milattır.
Üç;
Askeri darbelerin önü kesiliyor. Geçmişteki cundacı ve darbecilerin yaptıklarının hesabı sorulacak. Yani; irade sivilleşecek.
Bana sorarsanız;
Bu üç önemli etken bile.
Yetmez ama deyip "evet" demeye yeter de artar.
Çünkü Türkiye'de artık bireyin "ben deme" zamanı gelmiştir.
Zaten "vatandaş" olmanın siyasi ve demokratik, bağımsız, özgür erdemliği de "ben demede" yatmaktadır.
Bilemiyorum!
Bu bilgilendirmeden sonra; fikriniz nice olur?
Sanırım; "empati" geliştirip siyasi söylemlerle değil "vicdani" söylemle doğru karar verilecek.
En önemlisi;
Burda oy tercihi "Ne AK Parti, Ne MHP, Ne CHP ve ne de BDP"ye değil.
"Bireysel" vatandaş olabilmeye yönelik "oy tercihidir".
Onun için de;
Siyasi söylemle, anayasal referandum "aynı" koşu parkurunda değildir.
Bilmeliyiz ki;
Tabuları yıkacak olan vesayetlerde açılacak "gediklerdir".