4 Öğretmen Trafik kurbanı!

Türkiye!

Yer küresinde, "en garip" hal-i vaziyete sahip!

Enderdir!

Benzeri ve aynı "kisvede" bulunuşu!

Bundan dolayı olsa gerek;

Bu ülkede "insanlar" çok ama çok "hiç" uğruna ölüyor.

Hastalıktan, işkenceden, silahtan-bıçaktan, faili meçhulden.

Hatta anne karnından, koca dağından...

Velhasıl.

Enva-i şekille ölüm olur, ama ne var ki en çok ölüm "asfalt" üzerinde oluyor.

***

Yani ülkedeki karayollarında "kaybedilen" canlar.

Sakat kalanlar.

Ve kaybedilen maddiyat.

Yer küresindeki birçok savaşan ülkelerin,

İç çatışma yaşayan coğrafyaların "yıllık" savaş bilânçosunun, kat be kat üstündedir.

Gün, içerisinde trafik kazalarına kurban giden insan sayısı, "ortalama" 20–25.

Ki bu bilânço, günün 24 saatine bölündüğünde.

Nerdeyse her saat başı bir kişiyi trafik kazasında öldürüyoruz.

***

Tablo dehşet verici, bir o kadar düşündürücü.

Sebep-i mucibesi de; "ihmal, sorumsuzluk ve keyfiyet ile zafiyet."

Bu ölümler iğrenç.

Ve dehşetlidir, yaşanılan-yaşatılanlar.

Ülkenin ve yaşanılan çağın tarifiyle, bu ölümler "zavallı" bir hal!

Sıradan.

İşte bu sıradanlık başımıza bela olan.

***

Bir taraftan, "oto yollar",

Diğer taraftan "duble" yollar.

Son model araçlar.

En "güvenli" otolar diye övünüp duruyoruz.

Ama velâkin,

Düne göre "bugün" kaybedilen canlar daha fazla.

Kaza sayısı, "düştü" deniliyor, ama "ölümcül" kaza sayısı arttı.

***

Peki kimdir,

Bu sıradanlığı umursamayan,

Bu ülkenin insanlarına böylesi ölümü layık gören?

Hiç kuşkusuz ki,

Yolların denetimsizliği,

Trafikteki hız düşkünlüğü,

Ve ehliyetlerin "bakkaldan" ekmek-peynir satılır gibi "alınması".

Duble yol,

Otoyol yaptık deyip, "çukurla-engebelilerle", patika haline getiren zihniyet!

***

Bakınız,

Diyarbakır-Bismil.

Ve Bismil-Batman Karayolu.

Yıllardır,

Yol bakımı ve duble yol çalışması noktasında, "hep" uğraşlı.

Ama Diyarbakır'ın diğer,

Karayollarıyla kıyaslandığında burası tam bir "ölüm" yolu.

Siverek,

Ve Elazığ yoluna "rahmet" okuyor!

***

Ne sıradandır ki,

Kazaların hemen hepsi, bu yol güzergâhında meydana geliyor.

Ki kilit nokta da "Salât Köprüsü" mevkii!

Yani, Sinan köyü güzergahı.

Dün de, bu noktada gencecik, ter-ü taze insanları kurban verdik.

Dört öğretmen.

Can pareler bu "ölüm" yolunda hayata veda ettiler...

***

Akbaş Köyü İlköğretim Okulu öğretmenleri.

Okul'daki, hizmetlerini tamamlamış, "müdürleriyle" Diyarbakır'a geliyorlar.

Hafta sonu tatilini aileleriyle geçirmek üzere.

Ama ne var ki;

"Ölüm yolu" onlara geçit vermedi.

Salât Köprüsü'ne gelince bozuk yolda direksiyon hâkimiyeti kaybedilerek, "bariyerlere" çarptılar.

Araç hurda.

***

Okul Müdürü Hasan Ortaç.

26 yaşındaki İhsan Bitgin

29 yaşındaki Halime Kadımak

20 yaşındaki Ahmet Çetin.

Feci şekilde "hayatını" kaybediyor.

Seher Keklik ise ağır yaralı.

***

Öncelikle,

Öğretmenlerimize "Allahtan" rahmet,

Ailelerine,

Eğitim camiasına da başsağlığı.

Yaralı öğretmenimize de acil şifalar diliyorum.

Yaşananlar büyük bir acı.

***

Dün,

Kaza sonrası Bismil'den bir dostum aradı.

Hem kazayı haber vermek için.

Hem de yolla alakalı bilgi vermek için.

Yıllardır Bismil'de ikamet eden biri.

Şu sözü,

Yazıyı kaleme aldığım saate kadar "hep beynimde" zonkladı.

***

Bu öğretmenlerin "ölümü" kaza değil.

Acık.

Bariz ve bilenen, geliyorum diyen bir "cinayettir".

Çünkü

Bu yolda her gün ama her gün "ölümlü kaza" oluyor.

Nedeni de,

Yol bozuk, engebeli, çukurlar var, asfalt çökmüş.

Soruyor,

Etkili ve yetkili zevata!

Daha kaç kişi burda ölmesi gerekiyor.

***

Dediğine göre,

3–5 kilometrelik bir kısımmış kazaların sıkça meydana geldiği yer.

Buradan geçi;

"Rus ruleti" misali, "mucura, çukura, engebeye" takılmadın mı, kurtuldun.

Takıldın mı,

Devrilmen, takla atman, uçuruma yuvarlanman, bariyere çarpman kaçınılmaz.

Pek tabi ki, ölüm de.

Yazık!

***

Aslında,

Türkiye'de "trafik kazasına" yakalanma istatistiği.

Tüm soruların cevabını vermekte.

Şöyle ki,

İnsanın hayatı boyunca ölümcül bir trafik kazası geçirme olasılığı ise yüzde 36.

Yani.

Önüne geleni alıp götürüyor, sorumsuz, ilgisiz, sahipsiz bir kentin, ülkenin hal-i vaziyetiyle.