Acıları Ter-ü taze!

Tarihe,

Not olarak düşen şöyle bir söz var.

Denilir ki; “Ey yaşam senin bunca değerli oluşun ölüm sayesindedir”

El hak.

Sevgili Can Kardeşim Mehmet Akif Altındağ.

Dostu, sırdaşı bizim de sevgili arkadaşımız, Necat Barut.

Bugün;

İkisinin aramızdan ayrılarak “ebediyete” göç edişlerinin, 8’inci yıl dönümü...

***

Ailesinde,

Bizde ve sevenlerinde acıları dün gibi “ter-ü taze”.

Onları; 5 Aralık 2004 tarihinde kaybettik.

Bolu yolunda “karanlıktan” gelen bir trafik caniliği sonucu.

Gaflet ve delaletin acı viranesiyle.

Acıları dinecek gibi değil.

Ki kelimeler boğazıma düğümlendiği gibi; bilgisayarın klavyesinde cümleler anlamsızlaşıyor.

***

Akif’in, 33 yıla sığan yaşam süreci,

Ve birlikte hayatı paylaştığımız zaman dilimi, sinema şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyor.

İçimde bir isyan.

Ama kime; isyanım!

***

Hayatının baharındaydı.

Daha çok ama çok yaşaması gerekirdi.

Çünkü hedefleri ve gayeleri, hayalleri vardı.

Bir şeyleri; değiştirmek için, değiştirebilmek için.

Ama izin verilmedi, vermediler.

Ömrü vefa etmedi.

Yaşam ve gayelerini “çok” gördüler.

***

Diyarbakır Söz’ün,

Bugünkü manşetinde yer alan haber ve yorum.

Aslında;

“Ölümlerini ve kazanın şeklini” büyük ölçüde sırlar âleminden, çıkarıyor.

Çok şey anlatılıyor.

Kazanın;

Aydınlatılması, soruşturulması, sorgulanması gereken ayrıntılarıyla.

***

Tıpkı; Merhum Ağabeyi, Emin Altındağ ve Münir Mennan’ın akıbetleri gibi.

Çünkü;

28 Şubat süreci birçok hadiseye “kendi” içinde ikmal ettiğini biliyoruz.

Eldeki bilgiler, olayın şekli ve aktörler, “hadiseleri” sıradan bir kaza olmaktan çıkarıyor.

Türkiye değişiyorsa,

Hukuk devleti nizamını icra ediyorsa diyorum ki; “geçmişin bu karanlık yüzü ve yüzleri” gün ışığına çıkarılmalı.

***

Evet,

Bugün Akif ve Barut’un ölümlerinin 8’inci yıl dönümü.

Özlemle,

Sevgi çeşmesiyle anacağız onları bugün.

Dualarımız,

Onlara rehber ve aydınlık olsun, ruhları da şad olsun.

 

***

NEDEN YAZI YAZAMADIM?

Öncelikle,

Neden dün yazım yoktu, sorusuna cevap vereyim.

Bir süredir;

Ağız ve diş tedavisi görüyorum.

Dün de son müdahaleler yapıldı.

Yılların ihmaliyle;

Hayli ağır bir tahribatın tıbbi giderme çabası içerisinde oldum.

***

Ağrılar.

Ve tabi ki, fiziki yorgunluk yazıya rötar verdi.

Bu nedenle;

Özrü beyanla, affınıza sığınıyorum.

Yeniden birlikteyiz.

Eee.

Bağımlılık, yani hali-yaşam, bu olsa gerek.