AK PARTİ’DEKİ ESİNTİLER!

Hiç tartışmasız,

Şehr-i Diyarbakır’ın siyasi “mülahazaları” bitmez!

Her daim; ikmal ve nazır...

Nedeni de,

Yılların “kimliksel” kazanım dokusundan kaynaklı.

Ve tabi ki; değişkenlik hal-i ruhiyatı!

***

Neyse.

Şuan için, “siyasi” mevzuu, AK Parti’ye odaklı.

Daha doğrusu,

İl Teşkilatı başta olmak üzere, Kadın Kolları’nın “akıbeti”.

Ne olacak. Kimler atanacak?

Evet, belirsizlik, “iki haftadır” seyrediyor.

Üzerine de, bir dizi “polemik” inşa ederek.

***

Lakin net olan tek şey var;

O da Halit Advan’ın “siyasi” geleceğinin üzerinin çizilmesi.

Ki bu artık kesin.

Zaten, dün uzun süreden beri “sessizliğe” bürünen, Advan görüntü verdi.

Parti Teşkilatı’na,

Veda ziyareti yaparken bir de “kameralara” konuştu.

***

Kendince,

Parti Genel Merkezi’ni “yerdi”,

Başbakan Erdoğan’a övgü dizeleyip; “Askerinim” dedi.

Dini değerlere,

Vurgu yaparken, “Zerdüştluğuda" gündeme getirdi.

“Bölgemizde Zerdüşluk yok”.

Vedasına,

Nokta atarken, “Belki derdimizi anlatamadık. Belki yanlış anlaşıldık.” dedi.

***

Evet,

Advan’a AK Parti “yolun açık olsun” dedi.

İyiiii, de!

Yeni İl Başkanı kim olacak?

Şuan ki, aşama ve cevap isteyen soru bu.

Geçtiğimiz hafta içerisinde; AK Parti İl Başkanı “nasıl” olmalı?

Hangi “özellikleri” taşımalı...

Ve bünyesinde hangi kriterleri barındırması gerektiği noktasında, yazım olmuştu.

***

Şöyle ki;

Sonuçta iktidar partisi,

Üstelik, Diyarbakır’da bölgenin “kalbi” konumunda bir kent.

Hassasiyeti “hâsıl” bir durum.

Hafta içerisinde ve sonraki hafta, bu meyanda “önemli” gelişmeler bekliyorum.

Özellikle; İl Teşkilatı’nın “genel dokusunun” değişimine yönelik!

***

Ankara,

Diyarbakır,

Beri yanda İstanbul “üçgeninde” yoğun bir kulis var.

Aslında bu aktif durum, geçen haftayla başladı.

“İl Başkanı, ben olabilirim”.

Ya da; “Şu İl Başkanı Olabilir” uygunluğu!

Doğrusu, ben ilk günde buradan açıkça ifade ettim.

Dedim ki;

AK Parti, gelecek kişiden ziyade bu kişinin bu “değirmeni” çevirip-çevirmeyeceği hassasiyetinde, olmalı.

***

Şöyle ki,

Karar kılınacak zat-ı muhterem için.

İktidarın politikalarını halka “iyi” anlatabilen,

Bölgedeki sorunları “etkili ve çözüm” sağlayıcı performansla, görebilen,

Bunları, “tereddütsüz” hem Genel Merkeze, hem de hükümete aktarabilen,

Sevilen, sayılan, siyasi geçmişi temiz olan...

Dahası; siyasette, etkili ve tabi ki karizmatik, tabir-i caizse “ağzı laf yapabilen” dinamik kişi olmalı...

***

Zengin, varlıklı,

Ya da, “züğürt” hal-i duruma bakılmamalı.

Bunlar “hayati” öneme haiz değil.

Hassasiyet ve önem arz edici olan;

Partiyi omuzlayacak olan kişinin, “bölgenin” havasını iyi soluması.

Kapısı halka açık.

Tüm kesimlerle diyalog içerisinde olan, “katılımcı” yönetim anlayışına sahip olmalı.

***

Hele ki,

Ülke genelinde yüzde 51 oy oranına sahip iken,

Bölgede, birinci,

Diyarbakır’da da oy oranı yüzde 35-40’larda seyreden.

Parti gücü,

Merkezi hükümet noktasında tartışılmaz olan, AK Parti “ders-i ibretle” hareket etmeli.

Hatalarını,

Tekerrür etmemesi gerektiği gibi, ders çıkarmalı.

***

Partinin,

10 yıllık varlık zaman dilimi içerisinde, “değişen” başkan sayısı; yedi.

Ayıplı bir siyasi istikrarsızlık.

Baksanıza; ortalama 15 ayda bir başkan değişmiş.

Ne hikmetse,

Biri dışında, diğer “İl Başkanlarının” hemen hepsi “el çektirilerek” yol verilmiş.

Her ne kadar;

İl Kongreleri geçirmişlerse de, 5’i “görevden” alınmıştır.

Yani ciddi bir parti belirsizliği hükmüne sahip!

***

Anlayacağınız artık;

AK Parti “gelen gideni aratır” lüksünden dönmeli.

Çünkü bu hal-i anlam verilmezlik devam ederse!

Bilinmelidir ki;

Yeni dönem AK Parti için “yeni hüsran” rüzgârları estirecektir.

Velhasıl,

AK Parti bu saat itibariyle “yağcı siyasetçiye” değil.

Ülke, Bölge ve Diyarbakır’ın sosyal, ekonomik, kültürel, yerelden, genele uzanan, alan içerisinde “sorgulayabilme” kabiliyetine sahip, şahsiyeti ikmal etmelidir.

***

Bunun için,

Kaf dağını aşmaya gerek olmadığı gibi.

Gün ortası; mum yakıp “aydınlık” oluşturmaya da gerek yok.

Parti içerisinde,

Önceki gün de,

Dün de ve bugünde, “varlık” göstermiş.

Kimine göre eski,

Kimine göre, küskün,

Kimine göre başka bir görevde denilen çok sayıda isim var bu işi üstlenebilecek.

***

Üstadın ifadesiyle;

Yeter ki hadiseye çıplak gözle bakılabilinsin.

O zaman hakikat kaçınılmaz görülür.

Evet,

Bu konuda Milletvekillerine ve Bakan’a da hassasiyet şart.

Kaçak güreşmemeleri gerekir.

Ki en önemli görev de, Cuma İçten’e düşüyor.

Kendileri şuan için Parti yönetiminde yer aldığı gibi; “Siyasi işlerden de sorumlu”.

İçten dışında, Teşkilatlardan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem de var.

Onlara önerim.

***

AK Parti,

Diyarbakır İl Teşkilatına atanacak kişi.

Her kim olursa olsun.

Özet olarak;

İsim ve şekli yapı, önemli değil.

Önemli olan;

Halk tabiriyle “kafa-kol” ilişkileriyle değil, Liyakat ölçüsüne göre “Başkan seçimi” yapılsın.

Ki, gelen “gideni aratmasın”.

Parti’de,

Başbakan’ın o çıkışı da,

Ve atamaya “karar kılıcı” merci olanlar, “mahcubiyete”  maruz kalmasın.

Aksi durumda, fatura ağır olur.

Hele ki, Yerel Seçimlerin konuşulup-hazırlığı yapıldığı bir dönemde!

Bizden, söylemesi.