ARINÇ RÜZGÂRI ESTİ!
Kahvaltıdayız!
Ev sahibi, AK Parti İl Teşkilatı.
Kim mi var.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç.
…Ve Bakan Mehdi Eker.
Vekiller.
Bir de Belediye Başkan Adayları.
Tabi ki, Partililer.
Halk deyimiyle, seçim tırşıkçıları da ayrı hazırlar...
***
Eee.
Sayın Arınç!
Hükümetin medya, sorumlusu!
Alaka yüksek.
Yerel ve Ulusal medya noktasında herkes var.
Yani, bizde hayli kalabalığımız.
İçerisi ful.
İtişen-kalkışanlar her zaman ki gibi çok.
Yüksek ses arızası yapanlar da ayrı bir gürültü.
Curcuna misali.
***
Şahsi bazda malumunuz…
Kahvaltı kültürüm yok.
Geç mesai.
Geç uyanış var ya.
Unuttuk, kahvaltı faslını.
Zaten, keseye katkı.
Öğlen yemeğiyle; "günün siftahını" yapıyoruz.
***
O nedenle;
Kahvaltının ilk anında, gözetleyenim.
İzliyorum, çevreyi.
Biraz da muziplik haliyetiyle.
"Hayderi" lokmaların, çukası kimin meşhur?
Maşallah.
Sofra da hayli zengin.
İştah, kabartıyor.
***
Neyse ki, seçim sath-i mailindeyiz.
İlgi olduğu kadar.
Zaman noktasında; "sofra" hayli zayi oluyor.
Onun için böylesi davet ve programlarda "el çabukluğu" gerek.
İşi çabuk bitirme marifeti lazım.
Çünkü, zaman önemli.
***
Evet.
Arınç'ın kahvaltı hızı yüksek.
Hemen, mikrofonu alıyor.
Konuşacak.
Bu kadar medya karşısında konuşmamak olur mu?
Ama "sesi çıkmıyor."
Pardon.
Ses düzeni arızalı o nedenle sesi çıkmıyor.
***
Kendisi.
Bakan Eker.
Ve İl başkanı mırıldanıyor; "arızayı" giderin diye.
Kameramanlar sabırsız!
Israrcı "çıplak sesle konuşun sayın bakan" diyor.
Kamera mikrofonları açık, ses alıyor.
Arınç'ın önünde onlarca mikrofon var.
Ama o inatla salonun mikrofonunu elinde tutuyor.
***
Siyasetin kurdu o.
Haklı.
İllaki "partilerin de "duyması gerekiyor.
"Arkadakiler duymuyor."
Diye de yükselen sesler var.
Uyuyor.
***
Velhasıl.
Elinden bırakmıyor yaka mikrofonu!
Israrlı.
Bozuk ses tonuyla çıkan, sesi de!
Tüm uyarılara rağmen.
"Arıza" giderilmiyor!
Zaten, "yakında" olmayan ne söylediğini de anlayamıyor.
***
Malum.
Arınç'ın sesi; "naif" bir ses tonuna sahip.
Sanatçı gibi.
Ses düzeni sorunsuz olduğunda.
O'nun sesi;
Keman sesi misali kulağı tırmalıyor.
Yılların siyasetçisi.
İyi de bir hatip kendisi.
Usta bir ses!
Ağzından, cümleler, su gibi akıyor!
***
Öyle ki.
Dinlerken, sıkılmıyorsunuz.
Hep konuşsun dersiniz.
Konuşmasının sonu gelince!
Dersiniz ki "keşke biraz daha konuşsaydı."
Ama olmada.
***
Arınç!
Yakından takip ettiğim siyasilerden biri.
Kendisiyle mülahazam birçok kez olmuştur.
Gerek, "basın toplantılarında" olsun.
Gerekse de, bir kaç kez "tv programında" bir araya gelişmişliğimiz var.
Ruh halini bilirim.
***
Sizlerin de, gözünden kaçmamıştır.
İki tip Arınç hep var olmuştur.
Ki, ekranlarda takip edenler fark etmiştir.
Özellikle.
Bakanlar Kurulu sonrasındaki "beyanatları".
Ve tabi ki, gündemin sıkıntı yaratıcı sıcak konularına verdiği cevaplar esnasında.
Alenice, hissettirir.
Pozitif ve negatif yüzünü.
***
Öncelikle; söz ustasıdır.
Tebessümlüdür.
Cümleler, "inci tanesi" gibi sıralanır ağzından.
Ortama göre.
Duygu şerbetine sahip.
Bir başka tipi daha var.
O da;
Asabi.
Ötekileştirici.
Küçümseyici tipi.
***
Velhasıl.
Dinliyoruz, Arınç'ı,
17 Aralık.
Çözüm süreci.
ÖYM'leri.
Tahliyelerdeki çifte standardı.
Yerel seçimler.
Partilere yönelik, şiddet.
Berkin’in ölümü.
Burak Can Karamanoğlu’nun öldürülmesi.
***
Sorular peş peşe.
Cevaplar da peş peşe geliyor.
Ama kısıtlı!
O konuştukça.
Sizin dinleme hissiniz artıyor.
Öyle inandırıcı konuşuyor ki!
***
Maşallah.
Diyorsunuz ki vay be!
"Keşke tüm AK Partililer onun gibi olsa".
Hele bir de.
"Arınç başbakan olsaydı diyesiniz geliyor.
O zaman!
Türkiye güllük gülistanlık olur?" diye
Olur mu?
***
Yani.
Ne baskı.
Ne şiddet.
Ne ötekileştirme.
Ne sınıfsal ayrılık.
Ne de adaletsizlik.
Ve ne de zulüm bu ülkede yaşanır.
Eee.
Bu diye iç çekiyorsunuz.
***
Sonra!
Bir soruyla;
İkinci Arınç'ı görmeye başlıyoruz.
Özellikle "Yerel basın" sorunlarıyla alakalı.
O da; sapla-samanı karıştırarak.
"Yaş-kuru" misali birden alevin içerisine atıyor.
Diyor ki.
"Deşmeyin yaramı."
Olumsuzlukları üreterek, "haklı tepkileri" öteliyor.
Eee.
Özeleştiriye tahammülsüz!
***
Siz de.
O konuşma atmosferinden çıkıyorsunuz!
İrkilerek, hatırlıyorsunuz.
Süreç, 30 Mart seçim atmosferi!
Eser böyle rüzgârlar.
Arınç'ın "barışçıl" söylem rüzgârı dün esti geçti, Diyarbakır'dan!
Bakalım.
Bir daha ne zaman, rüzgârı eser şehr-i Amed'te.
Hayırlı Cumalar…