BATSIN BÖYLESİ TÖRE!

Adı, Hatice Daşlı.

Yaşı, 15.

Ter-ü taze, körpecik genç bir kız.

Dört gün önce, Batman çayı kenarında “cansız” bedeni bulundu.

İlk etapta, kimliği tespit edilmedi, “ölüm” nedeni de!

***

Sonra mı?

Hatice’nin “kocaman sinema” filmlerinin de ötesinde!

Onlarca romana konu olabilecek bir hayat “dramına” sahip olduğu ortaya çıktı.

Adı gibi,

Ölümü de, onu ölüme götüren etkenler de, bir bir gün yüzüyle buluştu.

***

Hatice Daşlı.

Ortaya çıktı ki o da, Türkiye’nin “utanç” abidesi olan, “Çocuk gelinlerden”.

Yani; 180 bin “çocuk gelinden” biri.

Hatice yetim.

Babası o küçükken ölmüş.

Yani, boynu bükük.

***

Dede.

Amca dayatmasıyla, 13’ünde “koca’ya” vermişler.

Bilinmez.

Belki kendisinden onlarca yaş büyük biri kocası.

İmam nikâhı kıymışlar.

Kabul etmemiş, dönmüş “baba evine”.

Tabi Hatice için dönüş her gün bir ölüm gibi...

***

Gelen bir tepik, giden bir tepik!

Göz koyanlar da yok değil.

Derken, günler geçmiş!

Bir gün iki kuzen kıstırmış onu.

Göz koyanların başında gelenler; S.D ve Ö.D.

Kirli emellerine alet etmişler, küçük kızı.

“Tecavüz etmişler”.

Aile.

Amca ve dede korkusu, onların da tehdidi, susmuş Hatice!

***

 

Bir süre sonra.

Hatice’nin karnı burnuna dayanmış.

Hamile.

Gizleyememiş.

Annesine anlatmış, kim inanır.

Tez elden,

Aile meclisi toplanmış, sorgulamış.

Hatice,

S.D ve Ö.D bana tecavüz etti dediyse de “inanan kim?”

***

Mesele;

Oldu “namus” meselesi!

Ne yapılmalı, Hatice “öldürülmeli”.

Namus temizleyiciler, hükmü vermiş.

“İnfaz” gerçekleşsin!

Dede!

Ve Amca, “yola çıkıyoruz” demişler.

Hatice’de yanlarında.

***

Varmışlar;

Batman Çayı kenarına!

Hatice 4 aylık hamile.

Hadi yürü suya doğru.

Yürümüş.

Kim bilir yürürken,

Dünyanın acısını sırtında yaşayan o körpecik yüreği kaç kez yalvarmıştır cellâtlarına “Benim suçum yok” diye!

***

Dinleyen kim?

Ve gözden kaybolmuş.

Sonra,

Bir hafta geçtikten sonra ceset kıyıya vuruyor.

Üzerinde darp izi yok.

Boğulmuş.

Tutanaklara da böyle geçmiş.

Ama yüzündeki perde kalkınca işte bu hikâye ortaya çıktı.

***

Anlayacağınız;

Töre kurbanı Hatice Daşlı.

13ӟnde gelin oldu,

14’ünde dol oldu,

15’inde tecavüze uğradı,

16’ya dâhil olmadan “törenin” kurbanı oldu.

Ve bugün, “cenazesine” bile sahip çıkılmıyor.

Kaç gündür, “hastane” morgunda.

Kimse sahiplenmezse; “kimsesizler” mezarlığına toprağa verilecek.

***

Evet,

“Töreniz batsın”.

Ve lanet olsun, yaşanan ve yaşatılanlara!

Daha kaç “ter-ü taze” beden, bu cehalet öğütmenine kurban gidecek.

Her seferinde bu “son” olur diye temenni ediyoruz.

Ama velakin; “can” vermeye devam ediyoruz, daha ne zamana kadar!

***

Çocuğu,

Genci, kızı, kadını, erkeği.

Velhasıl;

Hayatları boğan böylesi “köhnemiş” karanlığa daha ne kadar sessiz kalacağız.

Şiddete hayır,

Çocuk gelinlere hayır,

Ama hala da, “çevresindeki” namus cinayetlerine, “olabilirlik” çanağını tutuyoruz.

Yazık!.

Hatice Daşlı ölümü bir utanç abidesi.

Ama biliyorum ki, iki gün sonra “unutulacak”

Tıpkı onun gibi, bugüne kadar kurban verilen binlerce “çocuk gelinin” yaşadığı dramlar gibi.