Bekle arayacağım?
Kerem Beştaşlı.
Diyarbakır’daki;
Bir Akaryakıt İstasyonunda müdür.
Denildiğine göre; 51 gündür kayıp.
Yani “sırlar âleminde?”
Eşi Öğretmen Burcu Beştaşlı.
O günden buyana, çalmadık kapı gitmedik makam bırakmamış.
Savcılık.
Polis.
Maalesef; “haber yok”.
***
Burcu Öğretmen son çare olarak; “basına” başvurmuş!
DHA’ dan,
Canan Altıntaş arkadaşımızla mülakatı var.
Detaylı bir haber.
Habere dün vakıf oldum ve aldım, kullanmak üzere!
İlgimi çekti;
Malum böylesi hadiseler pek “tekin” sonuca sahip değil.
İrdelendiğinde ardından mutlaka “çapan oğlanı” çıkar.
***
Evet,
Kerem 51 gündür kayıp.
Hala iz yok; “nedeni, niçindi, müsebbipliği de” sır?
Mevzuda;
Hal-i vaziyet “ser verip, sır vermeme durumunu” hissediyorum.
O ikmalle; vakayı buraya,
Pek tabi ki de gazete manşetine taşıdık; “bekle arayacağım?” başlığıyla.
Bakalım;
Kamuoyuyla paylaşımda, “süreç nasıl” seyir alır?.
Hep birlikte göreceğiz.
Pek tabi ki de araştırıp, değerlendireceğiz.
Kerem,
Arayacak mı, yoksa bulunması için ivedi bir aramaya girilecek mi?
***
Hatırlarsınız!
AK Parti’nin gönüllü basın elemanı Ümit Aydın vakasını.
Hani; kafasına birçok el ateş edilerek öldürülmüştü.
İşte o cinayet.
Buradan hayli işlendi, ama hala da “sırlar” âleminde.
“Faili meçhul” kaydında.
AK Parti’nin, “kapısında” asılı, ne zaman aydınlanacak?
Bilemiyorum!
Ama altıncı hissim bana diyor ki;
İki meselenin de, “gölgesinde” karanlık yüzler var!
***
Evet, Burcu öğretmen.
Diyor ki;
“16 Temmuz’da eşim beni telefonla aradı.
Şarjım bitiyor.
Sen patronumu, ara Huzurevlerinde bir kahvehanedeyim, hemen gelsin.
Aradım, patronuna ulaşamadım.
Sonra; eşimden haber alamadım.”
Ekliyor.
O günden sonra.
Peş peşe üç mesaj aldığını söylüyor.
İlk mesajda,
'Canım ben rahatım sana ulaşırım. Bizimkilere söyle merak etmesinler'
İkinci mesajda, 'Arayan soran varmı aşkım : ))'
Son mesajında ise; 'Bekle arayacağım' yazıyordu."
***
Mesajlar bunlar.
Ama Burcu öğretmen diyor ki; “mesajlar eşimin yazım diline uymuyor?”
Yani, mesajları başkası tarafından yazılmış olabilir?
Bu haliyle;
Kafamda da oluşan bir dizi soru söz konusu?
Sorayım.
Mesela;
BİRİNCİSİ; Kerem Patronunu aramak yerine, neden eşini aradı?
İKİNCİSİ; Patronuyla işyerinde değil de neden kahvehanede görüşmek istedi?
ÜÇÜNCÜ; Burcu Öğretmen, eşinin patronuna telefonla ulaşamadığını söylüyor?
Peki, işyerinden ulaşamaya çalıştı mı, işyerindeki mesai arkadaşlarını aradı mı?
DÖRDÜNCÜSÜ; Kerem, Yaz tatili için eşiyle gittiği Hatay’dan Diyarbakır’a gelip iş başı yaptığını gören var mı?
***
Ben buradan, bazılarını sıraladım.
Aslandı onlarca soru var.
4’ünü şimdi sordum bakalım “kim cevap verir.”
Bilemem.
Ama bekleyeceğim cevapları!
MOBESE kayıtları.
Cep telefonundan alınan sinyaller.
Görgü tanıkları.
İfadelerin ışığındaki sorgulamalar.
Çağın hayli “teknolojik” imkanı, var.
Velhasıl;
“Yer yarıldı da Kerem içine düşmedi ya?”
Şunu söylediğinizi duyar gibiyim.
Eee.
Bölge “kayıplar” açısında, sicili temiz mi?
Maalesef!