Bilirlermi ki, yuva yıktığını!
Dünkü yazımda,
"Kan emici" tefeci vampirlerden söz etmiştim.
Mantar "gibi" ürediklerini.
Toplumu "kasıp-kavurduğunu".
Çalışandan, işsizine.
Esnafından, iş adamına.
Bürokratından,
Siyasi kulvarda yer alana kadar.
Bilumum.
***
Pusuda bekleyen vampirlerin, "hedefinde ve ağları" içerisinde bulunduğunu ifade ederek; "kim dur diyecek" diye sormuştum!
Mevzuya devam edelim.
Ne var ki;
Etkili ve yetkili zevattan hala da hadiseyi "tınlayan" yok.
Doğrusu,
Sebepbiyet noktasında bazı "tereddütlerim" vardı!
Olup-bitene "neden etkili meyanda" müdahale edilmediğine ilişkin.
Acaba;
"Tefeci kumpasında" Ergenekon-vari bir yapımı var?
Ne diyeyim!
Ciddi manada, "spekülasyon" yok değil!
***
İşte dün,
Tam da bu meyanda hadiseye "cuk" diye oturacak bir yorum maili aldım.
Mail Aslan Güneş rumuzlu, okurdan.
Ağır eleştirileri var,
Kurumlar ölçeğinde, "neden olup-bitene" müdahale edilmediğine ilişkin.
Suç nev-i oluşturduğundan,
Tabi "aşağılama ve hakaret" içermesi noktasında, "rötuşlamak" zorunda kaldım.
Bakın ne diyor;
Aslan Güneş rumuzlu okur.
***
Diyor ki;
Sayın Büyüktimur.
Bugün yine güzelim memleketin kangrenleşmiş kesilmesi gereken sorunlarından kan emicileri gündeme getirmişsiniz.
İnşallah bu konuyla ilgilenen;
Başta Emniyet olmak üzere yetkilileri, başarıya gitmek, terfi etmek için tek konunun terör olmadığını bilmeleri gerektiğini düşünmeleri gerekir
Bilmezler ki;
Profesyonelce örgütlenmiş kan emcilerin...(Bazı kurumlar itham ediliyor)......mafya çakalları ile çalıştıklarını ve yahut ta bildikleri halde dokunmak hesaplarına mı gelmiyor?
Bu bir Diyarbakır gerçeği
***
Bilmezler ki
Hiç paraya ihtiyacı yokken kurulan kumpaslar sonucunda kendini kan emicilerin kucağında bulunanları.
Ve işadamları.
Bilmezler ki;
İsmi afişe olmasın diye emniyete dolaylı yoldan gider durumu anlatır olayın üstüne gidemez!
Çünkü iş adamı şikâyetçi olup kendini hedef edemez bu pisliklere!
Bilmezler ki;
İş adamları utancından sesini çıkarmaz imliğine kadar sağılır ve memleketi terk eder, yinede kurtulmaz.
***
Sonra;
Büyüktimur köşesinde tefecilik ile ilgili yazar.
Bu arada hasbel kader bir şahsın savcılığa aylar önce şikâyet ettiği bu arada tozlanmış dosya iş yapıyoruz diye raftan indirilir
Ve en vahimi kan emicilerin kucağına düşen birçok kişi devletin kurumları yetersiz ilgisiz kalınca tefeciler ile baş edemeyince çareyi feodalite de ve örgüt yapılarında bulur.
Çözülür mü, çözülmez mi, o de meçhul.
Evet,
Satır arası hayli mevzuu deşecek genişlikte olan, "mailin" özeti bu.
Muhataplara ithaf olunur.
***
Gelelim;
Toplumu kemiren ikinci "kan emici" hadiseye.
Bahis.
Yasal ve yasa dışı bahis.
Diyarbakır'ı,
Tabiri caizse "iliğine" kadar, soyan, sömüren ve "yuva yıkan" hale geldi.
Dün Esnaf ve Sanatkârlar Odası Yönetim Kurulu meseleye ilişkin basın açıklaması yaptı.
Çığlık çığlığa; Kim dur diyecek?
Bahis.
Özellikle yasadışı bahis, bırakın yetişkinleri.
Yaşları 12–18 arasında değişen çocukların;
"uyuşturucu" misali, bağımlı mekânı haline gelmiş.
***
DESOB Başkanı Alican Ebedinoğlu.
Ürküten kapital rakamın sirkülasyonunu veriyor.
Diyor ki "kaçak bahiste" dönen para 20 milyon lira.
Tabi, bu rakam "bir hafta" içinde, kullanılan miktar.
Parasal temine gelince.
Çocuklar,
Ve büyükler dâhil olmak üzere.
Ya Kredi kartından.
Ya da, aileden, işinden, maaşından.
O da yoksa az önce bahsettiğim "kumpaslı" tefecilerden temin edilen Paralarla" illegal yoldan kazanç elde etme gayretkeşliğiyle; "hayatlar" kararıyor.
Ebedinoğlu,
"Bu illegal yolların içinde, uyuşturucu kullanma-satma, hırsızlık, gasp, tehditle para alma gibi yollar kullanılmakta".
Çağrı yapıyor.
Batağın kuruması toplumun kan emici vampirlerden kurtarılması için.
Ciddi manada;
Diyarbakır'da "ortak bir yol haritasının" çizilmesi gerekir.
***
Evet.
Aslında, özü itibariyle söylenecek söz tek bir söz var.
Ülkede,
Kumar, bahis, iddia, loto-toto, at yarışı.
Yasal zeminde;
Devlet eliyle "icra ediliyorsa", diyeceksiniz ki "bu uğurda" yıkılan yuvalar.
İntihar edenler,
Öldürülenler,
Cezaevine girenler, yerini-yurdunu terk edenler.
Hiç devletin,
Kurumsal işleyişinin "umurunda olur mu ki".
Polis ve savcı, duruma "müdahil" olsun?
Yani.
Kim mesele "tınlar ki" bizden başka.