BİR ŞEY ÇIKAR MI?..

Cevap aranan soru şu!.. Yuvarlak masanın etrafındaki altılının, 2023'e dair "şansı var mı?"… Mevcut durumları, Erdoğan'ı "devirmeye" muktedir olabilir mi!?..

***

Yanıt elbette ki, olabilir!?.. Ama velakin, "eğer ki" ile başlayan, "koşullar ve şartlar" var.. Şayet, bunlar ikmale gelirse, "şans da doğar, iktidar da" gelebilir!…

***

Önce, "masanın" patronu olma vasfıyla CHP!.. Yani Kemal bey.. Altının "varlığını", partisinin ambleminde yer alan altı okun, ruhuyla, örtüşmeyi sağlayabilecek mi?!…

***

Çıkılan yolda, "yol arkadaşlığı" samimiyeti, ihlaslığı, dürüstlüğü ve şeffaflığı!.. Altılı da bilindiği gibi buna dair "sicille işlenmiş negatiflik" var.. Yolda tekerrür etmemeli?!…

***

28 Şubat manifestosunda, "seçim öncesi ve seçim sonrası" uzlaşı, şeffaflıkla aleni edilmeli!.. Bir ölçüde, 2023'ün "tapu misali" protokol içermesi gerekir!..

***

Uzlaşıda önem arz edici olan; "ittifakla" topyekûn, hem milletvekili, hem de Cumhurbaşkanlığı seçiminde, bir olmak!… Aksi takdirde, "maya tutmaz", çünkü parazitler olur!…

***

Tüm bunlar, altılının "istikrarlı" profili ve seçmen karşısında "güven" tesis ediciliği, önemli!.. Çok da ayrıntıya girmeye gerek yok.. Kim reis, kim seyis sonraki iş?!..

***

 

Bu istikrar yola çıkış için, olmazsa olmazdır!.. Şansın "vücut" bulup, oranını yükseltmesi açısından!.. Yoksa, daha ilk adımda, siyasetin çelmesiyle tökezlenip "buz cam gibi ufalıp" gider…

***

Sonuç!.. "Sandıktan bir şey çıkabilmesi" için, en büyük şans, ülkenin mevcut hal-i durumu!..

***

Eğer ki!… Siyasal iktidar, enflasyonu "dizginleyemezse!.." Pahalılığın önüne geçemezse!.. Hayat pahalılığına, vatandaşın "huzur bulacak" düzeyde, çözüm getirmezse!…

***

Elektriktir, doğalgazdır, su'dur!… Bunlardaki "fahiş fiyat" içeren faturalarına, "yüksek indirimli" sille indirmezse!.. İş, aş, sözleşmeliye kadro, emekliye "refah düzeyi" sağlamazsa!…

***

Kısacası, AK Parti iktidarı "çözüm üretici" bir politika ortaya koymazsa!.. Altılının, "2023'teki sandıktan" önemli bir şey, olarak çıkabilir.. Şansı, yüzde yüz!…

***

Amma velakin!.. Yok mevcut hükümet çarşıyı, pazarı, esnafı, işçiyi, memuru, emekliyi!.. Yani 84 milyon nüfuslu ülkenin hal-i hazırdaki "maddiyat" odaklı sıkıntılarına, "şifa verici" olursa!…

***

O zaman da şans yüzdesi "bir şey çıkarabilecek" güçte olmaz!.. Altılının, "hayallerinin" gerçekleşmesi, bir başka "bahara" kalmış olur!..  Benim, soruya kısmi ve kısa özetli cevabım bu kadar!…

***

BAL GİBİ YOK SAYDINIZ!…

Gel gelelim, HDP mevzusuna!.. O altıda, "neden yoktu?".. Nedenleri çok konuşup, tartıştığımız gibi, herkesin malumudur!.. PKK ile olan iltisaklılığı ana neden!.!.." Neyse, ayrı bir fasıl o!…

***

 

Gazeteci, yuvarlak masanın düzenleyicisi Kemal Bey'e sormuş!.. HDP'yi "ittifak blokunda" artık görmüyor "yok mu" sayıyorsunuz, masada yoktu!!… Verdiği yanıt şu!…

***

"HDP'yi  yok saymıyoruz!… İhtiyaç olduğunda yine görüşeceğiz"

***

Vay da vay!.. Bakar mısınız ne de idaresizce sergilenen, "idare-i maslahatçılığa.."  İşlerine gelince "sayar" işlerine gelince "saymaz!.."

***

Peki, HDP "yok sayılmaya"  ne diyor!.. İşte orası yine arızalı!.. Ne yazık ki, siyasetinde "el uzatana, birlikte yol yürümek isteyene" değil de, celladının kucağına koşan bir konumda!…

***

Nitekim,  HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel: “HDP’de ‘bu muhalefet ve anlayış ile hiçbir düzlemde ortaklaşmak mümkün değil’ düşüncesi ağırlık kazanıyor”

***

Bir çok şeyi, açığa vuran bir beyan!… Ama diyeceksiniz ki, Ekrem İmamoğlu, HDP'lilerle "bir poz resim verir" tüm bu aksiyonel durum, her şey biter!.. Eee, o da doğru!...

***

RESMİN VÜCUT DİLİ NE DİYOR!?..

İsim sıralaması diyeceğim olmuyor..

Boy sırası, desen hiç de uymuyor!..

Siyasi tecrübe olabilir mi, çok karışık!..

Partilerin oy yüzdeliği hesaplandı desem, o da yok!…

Neyse!..

"Kerhen" buluşmanın dışa vuruşu deyip, noktalayalım!..

Yoksa başka da, tarifi mümkün değil!..

***

NEDEN 28 ŞUBAT!?..

Herkes gibi, benim de kafama takılan ve anlam çıkarmada zorluk çektiğim şu!..

Altılı, "sürece dair manifestolarını" neden, 28 Şubat günü seçip, açıklayacaklarını beyan ettiler!…

Malum takvim yaprağı, 28 Şubat'ı hiç ama hiç "iyi, hoş, salih" bir gün olarak, ifade etmiyor..

Bilakis, inkarı, asimilasyonu, vesayeti, darbeyi, "sivil iradeyi" yok sayan postalı, hazırlatıp, ifade ediyor…

Hayırdır… 28 Şubat'ımı hortlatacaklar?!.. Yoksa..

Size göre yoksa ne olabilir!?…

Göreceğiz!..

Tabi Bölükbaşı’nın Sultan Abdülhamid devrildikten sonraki pişmanlığını ifade eden şiirinden, bir satır hatırlarsak…

"Bir çürük ipliğe hülya dizmişiz”

***

SOSYAL MEDYA NE DİYOR!..

28 Şubat tarihinin seçilmesine ilişkin, "sosyal medyada" geçen şu ifadeler, düşündürücü olsa gerek?!…

Deniliyor ki;

28 Şubatçılara plaket veren Karamollaoğlu,

28 Şubat'ta Harp Akademilerine ders versin diye davet edilen Davutoğlu,

28 Şubat kararlarını uygulayacağım diyen Akşener,

28 Şubat dönemi Türkiye'si özlemi ile yanıp tutuşan Kılıçdaroğlu,

Altılı...

28 Şubat darbecilerini yargılayan Erdoğan'ı devirmek için; "özenle, bilinçli ve düşünülerek" bu tarih, belirlenmiş!..

Sizce!..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Uçurtmalar rüzgar gücü ile değil o güce karşı koydukları için yükselirler.