Bir tabu daha yıkıldı
Maşallah.
Hayırlı uğurlu olsun.
Nihayet,
Türkiye bir "İslam" ülkesi olduğunu, kısmen de olsa, hatırladı.
Evet,
Kur'an-ı Kerim.
Ve Peygamber Efendimizin hayatı "artık" seçmeli ders olarak, okutulacak.
Yani;
Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran kanun teklifi kabul edildi.
Yasallaştı.
***
Peki,
Günlerdin kopartılan fırtınalar.
Tandoğan,
Kızılay ve Meclis'in çatısı altındaki; "şiddet" tablosu!
Hepsi;
Neye hikmet, "İHL" ve Kur'an-ı Kerim'in "öğretimine" karşı.
Yazık.
Şimdi;
Yüzde 99'ü Müslüman olan bir ülkede, "Din" tedrisatının yapılması.
Kur'an-ı Kerimin okutulması.
Peygamber Efendimizin hayatının anlatılması.
Bir farz iken;
Bir bardak suda koparılan, fırtına, neye hizmet?
***
Meclis'teki oylamaya bakıyorum.
AK Parti'den,
296 Milletvekili "evet" demiş.
CHP'den 88,
BDP'den ise 3 Milletvekili olmak üzere 91'i de, "red" oyu kullanmış.
MHP.
Oylamaya hiç katılmamış.
Şimdi;
Karşı hamle geliştiren, "sokağa" alevlendirenlere.
Sorsanız;
Diyeceklerdir ki, "Elhamdülillah Müslüman’ım".
Gel de inan.
***
Denilmez mi;
"Bu nasıl Müslümanlıktır da", dini eğitime ve öğretimine karşı çıkıyorsun.
Kur'an-ı Kerim.
Ve Peygamber Efendimizin hayatının okutulması, "seçmeli ders".
Yani.
İsteyen, tercih gösteren "okuyabilir", istemeyen girmek zorunda değil.
Dün;
Teşekkür konuşmasını yapan Başbakan Erdoğan’ın ifade ettiği gibi.
Kimse;
Kimsenin "kafasına vurarak", zorla "Kur'an-ı Kerimi" okutamaz.
***
CHP.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına bakıyorum.
Sendikalar.
Ve bazı eğitim kurumlarının karşı tez, fikriyatı.
Doğrusu;
Anlamak mümkün olmadığı gibi, "akıl erdirmek de" zor.
Hele bir de;
"Demokrasi" ve "demokratlık" demi, bırak gitsin.
Diyorlar ki;
Kur'an-ı Kerim "okutulması", AK Partinin dayatması.
Ve bu da; "demokrasiye" sığmıyor, anti-demokratik bir dayatma.
Üstadın ifadesiyle;
Sevsinler sizi.
***
Böyle demokrasi mi olur?
Size var.
Başkasına yok, demokrasi?
Sizler;
"Okullarda isteyen aileler çocuklarına kendi dininin kitabını okutamasın" derken yasakçı olmuyor musun?
Hem de en baba haliyle; "yasakçı".
Zaten;
Türkiye’nin bugün sürekli "kâbuslarla" uyanmasındaki ana etken, bu yasakçı anlayışın hükmüdür.
Vesayetçi ve yasakçı zihniyet.
***
CHP'ye,
Hatta BDP'ye de sormak lazım;
Teklif AK Parti'den gelmedi ki.
MHP teklifi sundu, AK Parti'de sahiplendi.
Her ne kadar;
Oylamada MHP "kaçak güreşip", kaçtı ise de.
Bu düşüncesiyle;
Sözde AK Parti'yi "işi beceremez, tabanından da tepki görür" planı vardı.
Ama evdeki hesap çarşıya uymadı.
Erdoğan;
İllaki olacak dedi ve oldu.
****
Derler ya;
Vay laiklik, uy laiklik diye zıplayanlar, bırakın devam etsinler zıplamaya!
Aslında;
Bir İslam ülkesinde.
Yüzde 99'ü Müslüman olan bir coğrafyada,
Bir yaşam tarzı,
Ve kimliği olan, dini değerlerini ifade eden,
İman ettiği Allah-ü Teala’nın,
Sözlerinin ve hükümlerinin yer aldığı Kutsal Bir kitap.
Ve Allah'ın,
Elçisi Hazreti Muhammed (S.A.V)in hayatı, "seçmeli ders" olarak, eğitim müfredatında yer alması doğru mu?
Hayır.
***
Ama velâkin;
Ülkenin hal-i durumuna,
Yönetim zihniyetine,
İçten kemiren "kör zihniyete""kafa-göz yaran" hadiselere.
Sokağı,
Alevlendirmek isteyen "vesayetçi" tekçi, anlayışa rağmen.
Faşistlik,
Naraları sıralayanlara rağmen "Tabuları" bir kez daha yıkıldı.
28 Şubat'ın,
Bin yıl süren fikriyatı "rafa" kaldırılarak,
Halk egemenliği; üstün geldi.
Ve tabi ki;
Gelecek nesil, bu kutsal hamleyi "hayırla yâd edecekler".
Anlayacağınız;
Bir tabu daha "hak" yolunda yıkılmış oldu.