Bu cinayetler "neye hikmet?"
Malumunuz üzre.
Önce,
AK Parti Kulp İlçe Başkanı Veysel Çelik kaçırıldı.
Geçtiğimiz hata başında.
Taziye dönüşü,
Kulp ilçesi yakınlarında yol kesen PKK'liler tarafından "alı konuldu".
Şuan kırsalda örgütün "elinde".
Üzerinden daha bir hafta geçmiş değil.
Yani olay yeni.
***
Çelik'in,
Asker-Polis ve Parti içerisindeki "kaçırılma" olayı sorgulanırken.
Şırnak'tan bu kez "cinayet" haberi geldi.
AK Parti İl Başkan Yardımcısı Ali Kılıç susturucu takılmış "silahla" öldürüldü diye.
Her ne kadar,
Bu cinayetle alakalı 20'ye yakın "kişinin gözaltına alındığı söyleniyorsa da.
BDP teşkilatında "arama yapıldığı" haberleri basına yansıdıysa da.
Henüz;
Net bir şekilde "sis perdesi" tam olarak aydınlanmış değil...
***
Cinayet,
Siyasi mi, adli mi, belli değil.
Zaten;
"Siyasi" cinayet olma noktasında henüz üstlenen; "bir kesim" ve örgüt yok!
Aynı meyanda,
Susturucu kullanılarak işlenen cinayetin "adli" yani siyasi olmadığına ilişkin, beyanat da yok.
Anlayacağınız düne kadar faili meçhul idi.
***
Şimdi bu hadisenin,
Havası henüz dağılmamışken bu kez Diyarbakır'dan benzer bir cinayet haberi geldi.
Bu kez hedefteki isim;
Kayapınar İlçe Teşkilatı Basın bürosu ve tanıtım elemanı.
Umut Aydın.
38 yaşında.
Özürlü.
Daha doğrusu "iç hastalıkları" nedeniyle, yüzde 45 "sağlık raporlu".
Gecenin bir vaktinde,
Gazilerde evine giderken, "ensesinden" kurşunlanarak öldürüldü.
O da, faili meçhul!
***
Her ne kadar;
Garip bir şekilde AK Parti Diyarbakır teşkilatı "Umut Aydın"ı.
Normal,
Türkiye'deki diğer "AK Partiye" oy vermiş bir fert olarak görme zafiyeti içerisinde oluyorsa.
Özelliklen de;
Cinayetten ve siyasi kimlikten "uzak kalıyor" ise de.
Parti çalışanı değil; "ısrarında" manidar, bir kimlikle "mevzu" askıda tutulması, hayli "kuşku" üretici.
***
Özü itibariyle,
Aydın kamuoyunda ve Diyarbakır'da AK Parti'yi "takip" edenler açısından..
Kendisi parti'nin "en has" çalışan adamlarından biri olarak biliniyordu.
Hatta, İl Başkanı Halit Advan'la hep görünürdü.
Duydum ki,
Parti Teşkilatı taziye'ye bile "sıradan bir taziyeymiş gibi" gitmişler.
Bu "uzak" duruş niye?
Cinayetle alakalı,
Parti kurmayları "bir şey bildikleri için mi" bu tavrı takınıyorlar
Yoksa "şimşekleri" üzerlerine çekmeme gayreti mi var?
Doğrusu anlamış değilim!
Zaten.
AK Parti Diyarbakır İl Teşkilatı "anlaşılır" bir icraat içerisinde değil ki anlayabilesiniz?
***
Şimdi,
Bir kaçırma.
Ve iki cinayet.
Hepsi de ard arda gelişti.
Planlanmış mı,
Yoksa "tesadüf" gelişen olaylar mı?
Siyasi mi,
Adli mi veyahut farklı bir "nedene dayalı mı" belli değil?
Doğrusu,
Henüz hiç bir şey "net olmadığı" gibi, söylemek de yanlış.
***
Ancak.
Ama ancak, herkesin beyninde olduğu gibi.
Bende de ciddi manada bu cinayetler bir "endişe" duygusu yaratmıyor değil.
Ki genel anlamda da; "hissediliyor".
Sıkça düşünülen,
Ancak sessiz ifade edilen o dur ki;
Peş peşe yaşanılanlar "siyasi" intikama" yönelik mi?
KCK operasyonu-gözaltılar.
Bölgedeki operasyonlar.
***
Geçmişe baktığımızda;
Benzeri durumların hayli yaşatıldığını biliyoruz.
Ancak,
Hedeftekiler.
Siyasi kurbanlar.
Genellikle;
Kontra elemanlarınca, "kaos" üretmek.
Bölgede.
Ülke genelinde, "kaotik" ortam yaratma.
İster siyasi,
İster silahlı "gruplar" arasında, çatışma ortamı yaratıp, "birbirine kırdırma" gayreti hasıldı.
Acaba,
Bu zincirleme "cinayetler de" benzer bir kimlik içerisinde mi?
***
Bilinmez bir denklem.
Ancak hepimizin malumudur ki;
Halen bölgede "dumanlı hava"nın sevdalıları çok.
Pusuda bekliyor.
Ki bunları biliyoruz;
28 Şubat'ın "ikmalindeki" aktörlerin kalıntıları.
Hala direnç göstermiyor değiller.
***
Gaye bölgede;
"Kaotik" ortam yaratmak.
BDP-PKK ve AK Parti ekseninde "şiddeti" tırmandırmak.
Yani taraflarda, "ciddi" husumet yaratmak.
Ki son günlerde,
Bu olayların "analizinde" bu düşünce, hayli ifade ediliyor.
İşte bu, "kuşku" noktasında işlenen cinayetler yarınlar açısından "ürkütüyor".
***
O nedenle diyorum ki.
Her ne kadar;
Ölümler acısından "sözün bittiği" noktadayız diyor isek.
Lakin;
Sağduyu, akıl ve yarınların hesabı "işte" burda, beceri bekler.
Bölge.
Ve tabi ki "siyasiler" akıl kilitlenmesine kapılmadan.
Ateşi, körükleyen hal ve tavırlardan "uzak" durmaları gerekir.
***
En önemlisi de;
Emniyetin,
Yani cinayetleri soruşturan, sorgulayan, araştıran kurumun.
Tez elden;
"Hadiselerin" sır perdelerini aralayıp, açıklamalı.
Siyasi mi, adli mi veyahut başka etken mi?
Kafalar meşgul olmasın.
Aksi takdirde;
Bu olaylar zinciri hamuru çok su alır.
En hassasiyeti de,
Bu olaylardan cesaretlenen "güçlerin de" olabileceğini göz ardı etmemek gerekir.
Velhasıl;
Bilinsin ki aklın, "işlev" görmesi gereken bir süreç işliyor.
Evet,
Bu cinayetler "neye hikmet?"